Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davacının iş yerinde stajyer olarak çalışması sebebiyle adına kısa vadeli iş kolunda sigorta primlerinin ödendiğini, yaşlılık, malullük ve ölüm sigortası ödenmediğini, mesleki stajını tamamlamasından sonra iş yerlerinden ayrıldığını, herhangi bir çalışması olmadığını, davacının 28/03/1984 tarihindeki çalışmalarından dolayı açtığı bu davanın hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle reddi gerektiğini, kuruma bildirilmediği iddia edilen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerektiğini, davacının çalıştığını iddia ettiği süre içerisinde 16 yaşından küçük olması sebebiyle adına yaşlılık, malullük ve ölüm sigortası priminin (uzun vadeli sigorta kolları primi) geçerli olmayacağını, mesleki zorunlu çıraklık eğitimi tamamladıktan sonra fiilen çalışmasının da olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili mahkemedeki beyanı ve cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı iş yerinde 22/06/2015 ve 11/07/2016 tarihleri arası çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin haklı sebebe dayanarak feshettiğini, davalı işveren, iş kolu olarak tehlikeli iş kolu sınıfında olup çalıştırmış olduğu işçilerin sağlık durumunun bu iş kolunda çalışması için uygun olması gerektiğini, davacının teberküloz hastası olduğunu, bu durum işverenden davacı tarafça saklandığını, bu hususun davacının rahatsızlanması sonucu hastaneye sevki esnasında işverence öğrenildiğini, işe girerken davacı tarafca gerçege aykırı beyanda bulunulduğunu, bu hususun iş kanunu uyarınca işverene haklı nedene dayanarak fesih hakkı verdiğini, tüberküloz hastalığının bulaşıcı olduğunu, işverenin diğer işçilerin sağlığını da korumasının gerektiğini, davacının bu haliyle tehlikeli iş kolunda çalışmayacak işçilerden olduğunu, şirket bünyesinde davacının pozisyonuna uygun bir iş kolunun da bulunmadığını beyan ederek açılan davanın reddini...
gönderilen yazı ile bu şekilde işlem yapılmasını istenildiğini, aradan 8 gün geçtikten sonra 30/10/2010 tarih E-83786102- 903.99- 2481873 sayılı yazı ile 30/10/2020 tarihine kadar 17 nolu iş kolundan yapılan tescillerin 10 nolu iş kolundan yapılmasının emredildiğini, dava konusu yazının fiilen iş kolu tespiti hükümlerini içermekle yetki ve şekil yönünden iptali gerektiğini, ayrıca esas yönünden de işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek Bakanlığın ilgili yazısının iptali ile yazıya konu iş yerlerinde fiilen çalışan ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bu iş yerlerinin iş kolundan yeniden tescili yapılacak işçilerin SGK bildirimlerinin iş yerlerinin asıl iş kolu olan 17 nolu T1 iş kolundan yapılması gerektiğinin tespiti ile yazıya dayalı işlemin uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davalı şirket işçileri tarafından yapılan işin niteliği itibariyle büro işlerinden olduğu, mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'na dayanılarak çıkartılan iş kolları tüzüğünde ilgili işlerin 17 sıra nolu "ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar" iş kolundan sayıldığı belirtilmiş, ancak davanın reddine karar verilmekle birlikte ...'nın 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2012/2 sayılı iş kolu tespit kararındaki 24 sıra numaralı iş kolu tespit kararının iptaline ve........... tarafından yürütülen........ fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi ve..... Merkez Polikliniğinde yapılan büro işlerinin iş kolları tüzüğünün 17 nolu "Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar" iş koluna girdiğinin tespitine karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı vekili ile davalılar ... ve Sağlık İşçileri Sendikası vekilleri temyiz etmiştir....
Olumlu/olumsuz yetki tespiti kararına karşı açılacak davada iş kolu barajı istatistiğine karşı açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini söyleyebilmek için öncelikle davalı idarece tasarruf ehliyeti ile ilgili aşamanın tamamlanmış ve olumlu/olumsuz yetki tespiti ile ilgili bir karar verilmiş olması gerekir. Çoğunluk tespiti iddiası ile idareye başvuran sendikanın çoğunluğa sahip olmadığı ile ilgili tasarruf ehliyeti konusunda karar verme yetkisi davalı idareye aittir. Davalı idare, henüz bu konuda bir karar vermeden mahkemece davalı idarenin yerine geçilerek ilgili sendikanın çoğunluğa sahip olup olmadığı konusunda karar verilmesi mümkün değildir....
Mahkemece 15/10/2019 tarihli tefrik ara kararı ile davacının ... kolu tespiti isteminin tefrikine karar verilmiş, mahkemenin işbu 2019/550 esasında kaydı yapılmıştır. ... ... Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen belgelere göre davalı şirketin ..., Kütahya Merkez, Kütahya ..., Kütahya Simav adresindeki araç muayene istasyonlarının taşımacılık ... kolu olarak tespit edildiği, SGK işyeri tescil bilgilerine göre davacının ...'...
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti : Bölge Adliye Mahkemesince özetle, “Davacı kooperatife ait iş yerlerinin numaraları 2 46460101 108062302708-58, 2 46460101 1069620001-01-77, 2 46460101 0049996.03314-2-3 2 46460101 107.3237.03105-57 olup bunların 2 inci rakamından başlamak üzere 8. rakamı iş yerinin SGK iş kolu kodunu oluşturur. Bu açıdan yapılan incelemede davacı kooperatife ait iş yerlerinin iş kolu kodu 46460101 “... Ürünleri Toptan Ticareti” olup iş yerinin bu şekilde resmi kayıtlardan hareketle tespit edilen faaliyet alanı dikkate alındığında İş Kolu Yönetmeliğinin 10 numaralı “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” iş koluna girdiği ve faaliyet konusunun 46.46 ile “... Ürünleri Toptan Ticareti” olarak bu iş kolu içinde yer alan bir faaliyet olduğu sonucuna ulaşılmaktadır....
T8 A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı sendikanın 31.07.2021 tarihli ve 31553 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2021 yılı Temmuz ayı istatistikleri tebliğinde de davalının üyelik yüzdesi %0,72 oranda olup 6356 sayılı kanunun aradığı %1 oran şartını gerçekleştirmediğini, 6356 sayılı Kanun ile iş kolu sayısı düşürülmüş ve bazı iş kolları birleştirildiğini, geçici 6.maddesi ile birleşen sendikalara, iş kolu baraj muafiyeti tanınmış olsa da tanınan son muafiyetin 17.07.2020 tarihinde sona erdiğini, muafiyet süresi 12.06.2020 tarihinde bitecek olan sendikaların bu tarihten önce yapmış oldukları yetki tespiti başvuruları 17.02.2020 tarihinde karşılanmış olup davacının sürece ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, muafiyetin sürekli olarak uygulanamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti Mahkemece, ... ana tüzüğünün incelenmesinden amaç ve görevlerinin ev işçilerinin toplu pazarlık mücadelesini vermek, toplu iş sözleşmesi yapmak, üyelerinin daha ileri ekonomik ve sosyal haklara ulaşmasını sağlamak olduğunun anlaşıldığı, Anayasaya, İLO normlarına, 4688 sayılı Yasa ve 2821 sayılı Yasaya göre sendikaların işçiler memurlar ve işverenler tarafından kurulabileceği, ancak iş kolu esasına göre kurulabileceği, iş kollarının 2821 sayılı yasanın 60. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı, ev işlerinin bu maddede iş kolu olarak sayılmadığı, ev işlerine dayalı olarak sendika kurulmasının asli eksiklik olduğu, bu durumda kurucuların dinlenilmesine ve diğer eksik belgelerin sunulması için 2821 sayılı yasanın 54 maddesinde belirtilen süre ve işlem yapılmasına gerek olmadığı, sendika ana tüzüğünde belirtilen ev işçilerinin dayanışması için sendika kurulamayacağı, 2821 sayılı yasanın 54/1 maddesi uyarınca talebin ve davanın kabulünün gerektiği gerekçesi...
K A R A R Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının davalı işyerinde üretim işçisi olarak 08.02.1988-27.01.2009 tarihleri arasında ağır iş kolu kapsamında çalıştığı halde işveren ve Kurum tarafından çalışmasının bu kapsamda değerlendirilmediğini, bu nedenle çalışmalarının ağır iş kolu koşullarına tabi olduğunun tespitine, işveren ve Kurum nezdindeki haklarının buna göre tesisine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 16.02.2010 tarihli dilekçesinde ise davacının davalıya ait işyerinde ağır iş koluna tabi çalıştığının ve itibari hizmet sürelerinden ve yıpranma primi haklarından yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....