Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, ödeme emri niteliğinde olmamakla birlikte 27.07.2015 günlü davaya esas kurum yazısının borç bildirimi niteliğinde olduğu dikkate alınarak, bu eldeki davanın menfi tespit istemli dava olduğu gözetilmek suretiyle, esasa girilip yapılacak yargılama sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ın ise suça konu bildirimlerden daha sonradan haberdar olduğunu beyan etmesi, bildirgeler üzerindeki bildirimleri yapılan kişilere ait ıslak imzalar-yazıların ve işyeri kaşesi üzerindeki imzanın aidiyeti hususunda herhangi bir inceleme de yaptırılmamış olması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; suça konu belge asılları dosya arasına alınıp, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğundan, suça konu belge asılları incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatıcılık niteliğinin olup olmadığının değerlendirilmesi, belgeler üzerindeki bildirimleri yapılan kişilere ait ıslak imzaların-yazıların ve işyeri kaşesi üzerindeki imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla...

      Şti. temsilcisi, meydana gelen kazası ile şirketlerinin bir ilgisinin bulunmadığını, söz konusu makinesinin ...'na kiralandığını, yapılan kira sözleşmesine göre meydana gelebilecek herhangi bir hukuki veya cezai sorumluluğun kendilerine ait olacağının sözleşme altına alındığını, makinesini ehliyetsiz ve vasıfsız bir kişiye kullandırmasından şirketlerinin sorumlu olamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin traktör kepçeyi operatörsüz ve sorumluluk alarak davalı ... İnş. Den kiralamadığını, diğer davalı ...'in müvekkilinin işçisi olmadığını, kazanın ihale kapsamında kalan bölgede meydana gelmediğini, kazanın işveren ... İnş. Yetkilisinin sorumsuzca kendisine makinayı teslim ettiği ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Dava, tapu sicilinde taşınmazın niteliğinin değiştirilmesi istemiyle açılmış tapu kaydında düzeltim davası olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 08.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Hal böyle olunca hesap raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olduğundan söz edilemez.Yapılacak ; davacının yaptığı , yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından olay tarihinden günümüze kadar emsal işçinin alabileceği günlük net ücreti her yıl için ayrı ayrı sormak ve hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler nazara alınarak yukarda açıklanan esaslara göre bilirkişiye zarar hesabı yaptırılarak çıkacak sonuca göre karar vermektir. Kabule göre ise; Mahkemenin, maddi ve manevi tazminat istemli olarak ayrı dava açılabilmesinin mümkün bulunmasına göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarife hükümleri de gözönünde tutularak hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarı ve red edilen manevi tazminat miktarları üzerinden ayrı ayrı avukatlık ücreti hesaplamak gerekirken, toplam tazminat üzerinden avukatlık ücreti hesaplanarak, avukatlık ücretinin noksan belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

            Sosyal Güvenlik Kurumunca olayın kazası olarak kabul edilmemesi halinde olayın ilgilisi olan sigortalı veya hak sahipleri "olayın kazası olduğunun tespiti" istemli dava açabilecekleri gibi, Kurumca olayın kazası olarak kabul edilmesi halinde de olayın ilgilisi olan işverinin de "olayın kazası olmadığının tespiti " istemli dava açabileceği, gerek sigortalı veya hak sahiplerinin gerekse işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunca belirlenen sürekli göremezlik oranına itiraz etmeleri halinde "sürekli göremezlik oranının tespiti" istemli dava açabilecekleri Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş kararları ile kabul edilmektedir. Açılacak bu davalarda davanın tarafları sigortalı veya hak sahipleri ile işveren ve hak alanını ilgilendirdiğinden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığıdır....

              Yapılan açıklamalar çerçevesinde; ödeme emri niteliğinde olmamakla birlikte 04.11.2013 günlü davaya esas kurum yazısının borç bildirimi niteliğinde olduğu dikkate alınarak, bu eldeki davanın menfi tespit istemli dava olduğu gözetilmek suretiyle, esasa girilip yapılacak yargılama sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz istemi kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                İş Mahkemesi'nde maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığını ve davanın mahkemenin 2017/231 E sırasına kaydının yapıldığını, o davada Antalya SGK'ya müzekkere yazılarak kazası olayı ile ilgili yapılmış başvuru ve tahkikat sonucunun sorulduğunu ancak SGK tarafından yeterli belge bulunamadığından olayın kazası olarak değerlendirilemediğinin belirtilmesi üzerine işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu beyanla; davacının özürlü kalmasına neden olan 26/05/2014 tarihli kazanın kazası olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                etmiş olmaları; bu şekilde basit bir müdahale ile güvenliğin sağlanması mümkünken bunun ihmali sonucu kazanın meydana gelmiş olması, verenin yerinde gerekli güvenlik tedbirlerini yeterince almadığı, işyerindeki makinalarda gerekli kontrolleri yapmadığı, işverenin çalışanlarına yeterli güvenliği eğitimini vermediği, güvenliği ile ilgili tedbirlerin alınıp alınmadığını ve işyerindeki çalışmaları yeterince kontrol etmediği anlaşılmakla tüm dosya kapsamı dikkate alındığında raporlardaki tespitlerin olayın oluş şekli ve mevcut duruma uygun yapıldığı, taraflara izafe edilen kusur oranlarının hakkaniyete uygun olduğu; SGK tarafından davacının sürekli göremezlik derecesinin %4,3 olarak belirlendiği, itiraz üzerine düzenlenen 2017/1216E–2017/2533K sayılı 28/02/2017 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile davacının maluliyet oranının %4,3 olarak tespit edildiği ve kontrol muayenesi gerekmediğinin belirtildiği, davalı tarafın itirazı üzerine Adli Tıp kurumu 3....

                Davacı Kurum, 01.03.2010 tarihinde meydana gelen kazası sonucunda geçici göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile masraf ve ödemelerden oluşan Kurum zararının davalılardan tahsilini talep etmiş olup, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece; “...meydana gelen kazada davalı ... Enerjinin çalışanının bulunmadığı, kazanın meydana geldiği işin ihale yolu ile anahtar teslimi olarak davalı ... A.Ş verildiği anlaşıldığından davalı ...'nin veren sıfatı olmadığı ve kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı ... Ltd. Şti nin sigortalısı olan ...'ın yapmış olduğu işin davalı ... A.Ş aldığı ve onun sorumluluğunda olduğu ancak çelik konstrüksiyon imalatının uzmanlık gerektirmesi nedeni ile asıl işin bölünerek verildiği bu nedenle davalıların asıl veren - alt işveren olarak sıfatı ile her iki davalının sorumlu olduğu” tespitleri ile ......

                  UYAP Entegrasyonu