Mahkemece iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, sermaye artırımı kararı üzerine davacıya yapılan artırım ihtarlarına rağmen davacının sermaye borcunu artırmadığı, bu nedenle ortaklıktan çıkarılma kararının haklı olduğu, davacının ortaklık payının 28.09.2009 ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının şirketteki %10 hissesinin öz varlık tutarı üzerinden 36.855,12 TL olduğu, ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının ödemesi gereken sermaye miktarı 24.500,00 TL olup ortaklıktan çıkarılması ile bu bedelin ödeme yükümlülüğü kalmadığı, kaldı ki sonrasında bu payın fark konulmadan aynı bedel üzerinden bir başka şirket ortağı tarafından alındığı, bu nedenle davacının talep edebileceği miktarın ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile öncesinde sahibi olduğu %10 pay değeri ile ödenmesi gereken sermaye arasındaki fark kadar bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.355,12 TL alacağın 28/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte...
Ancak; 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 54. maddesinin 2. fıkrasında 14/11/2007 tarih, 5711 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile yapılan değişiklik ile "Böyle bir anlaşmaya varılamazsa, her gayrimenkulün ortaklaştırmadan önceki geçer değerleri, birinci fıkrada sözü geçen madde hükümlerine göre ortaklığı gidermekle görevli sulh mahkemesince ayrı ayrı takdir edilerek, bunlara...yayımlanan üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle her bir gayrimenkulün hükme en yakın tarih itibarıyla ulaştığı değerleri tespit edildikten sonra, bunlardan değeri en fazla olan gayrimenkulün malikine, öteki gayrimenkulleri bu değerle satın almasını teklife karar verilir ve bu teklif kabul edilip bedel ödenince ortaklık giderilmiş olur." hükmü getirilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı davası, karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince iştirak nafakasının artırımı talebi dışındaki davalar reddedilmiş, karar davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Davalı davacı vekili dosyanın karar oturumu için mazeret dilekçesi sunmuş, mazeretine konu başka bir mahkemedeki duruşmasına dair belgeyi dilekçesine eklemiştir. İlk derece mahkemesince mazeret yerinde görülmeyerek reddedilip esas hakkında karar verilmiş ise de yapılan işlem davalı davacının savunma hakkını ihlal eder mahiyettedir. Dava ve karşı dava basit yargılama usulüne tabidir. HMK'nun 321....
Davalı vekili, 2013 yılında davacının da imzası ile sermaye artırımı kararı alındığını, dava dışı ortakların şirketten alacaklı göründüğüne dair şirket kayıtlarının gerçeği yansıttığını, nakten artırılan tutarın 1/4'ünün tescilden önce yatırılacağının kararda belirtildiğini, 32 çalışanı, 2.000.000.- TL'yi aşkın demirbaşı, 8.000.000.- TL civarı yıllık hasılatı bulunan şirketin sermaye artırımının zorunluluk olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Davacının 27.04.2001 günü iş kazası geçirdiği, 30.10.2012 tarihli dilekçe HMK’nun 107 maddesine göre maddi tazminat istemi bakımından belirsiz alacak davası açıldığı ve ayrıca manevi tazminat isteminde de bulunulduğu, 25.02.2015 tarihinde maddi zararın belirli hale geldiğinden bahisle maddi tazminat isteminin artırıldığı davalı tarafın gerek dava dilekçesi üzerine ve gerekse maddi tazminata ilişkin bedel artırımı üzerine süresinde zaman aşımı def’i inde bulunulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu tür davalarda B.K.’nun 125. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunu, taşınmazda objektif değer artış artırımı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki resmi veri listesi esas alınarak değer belirlenmesi yöntem itibariyle isabetlidir. Net gelir yöntemine göre bedel belirlenirken öncelikli olarak taşınmazın sulu arazi mi kuru arazi mi olduğu tespit edilmelidir. Aynı yöreden Dairemize intikal eden dosyalarda alınan kök ve ek raporlardan taşınmazın sulama durumuna ilişkin çelişkili bilgilerin mevcut olduğu bilinmektedir. Davalı taraf da bu hususa itiraz etmekle öncelikle bu husus tereddüte mahal bırakmaksızın belirlenmelidir. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmelidir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunu, taşınmazda objektif değer artış artırımı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki resmi veri listesi esas alınarak değer belirlenmesi yöntem itibariyle isabetlidir. Net gelir yöntemine göre bedel belirlenirken öncelikli olarak taşınmazın sulu arazi mi kuru arazi mi olduğu tespit edilmelidir. Aynı yöreden Dairemize intikal eden dosyalarda alınan kök ve ek raporlardan taşınmazın sulama durumuna ilişkin çelişkili bilgilerin mevcut olduğu bilinmektedir. Davalı taraf da bu hususa itiraz etmekle öncelikle bu husus tereddüte mahal bırakmaksızın belirlenmelidir. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmelidir....
, ( Ek-9, Moroğlu, Sermaye Artırımı, s.301 ) Yargıtay 11....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakası Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm birleşen nafaka artırımı davası, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Birleşen davada, hükmolunan yıllık nafaka artış miktarı karar tarihi olan 2008 yılı itibarıyla 1250 TL.'yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2.maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka artışına ilişkin karar kesindir. 2-Davacı-davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜMLER : Mahkumiyet TEMYİZ EDENLER : Sanıklar Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıklara 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi uyarınca temel ceza olarak verilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının, TCK'nin 86/3-e maddesi uyarınca yarı oranında artırımı sonucunda 1 yıl 15 ay hapis cezası yerine 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi, yine bu cezanın TCK’nin 87/1-c maddesi uyarınca bir kat artırımı sonucunda 2 yıl 30 ay hapis cezası yerine 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi, sonuç ceza doğru olarak uygulandığı ve sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....