Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anonim Şirketi'nin ihyası talep edilmiş ise de şirketin ticaret sicil kaydının iflas nedeniyle aktif olduğu, şirketin resen terkin kapsamında olmadığı, ticaret sicil kaydında herhangi bir terkin işlemi tesis edilmediği dolayısıyla dava konusu şirketin tüzel kişiliğinin sona ermediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir....

    . - K A R A R - Davacı vekili, 2003 yılında kurulan müvekkili şirketin radyatör üretimi yaptığını, üretimin büyük çoğunluğunun ihraç eden şirketin ihracatı kardeş şirket olan ......

      -KARAR- İstemci vekili, müvekkili şirketin inşaat ve yapı sektöründe ısı cam imalatı, montaj ve toptan satış işini yaptığını, küresel finansman krizinin ülkedeki ekonomik dalgalanmanın yapı sektörünü olumsuz olarak etkilediğini, bazı işyerlerinin kapanması ve mal bulmada yaşanan sıkıntı nedeniyle müşterilerinin azaldığını ve şirketin borca batık olduğunu, ancak şirketin bir yıl içinde elde edeceği gelir ile mali durumunun düzeltilebileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesini talep ve dava etmiştir. Müdahil vekilleri, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu, ek rapor ve toplanan delillere göre, istemci şirketin borca batık olduğu, şirketin normal bir çalışma performansı ve iyileştirme projesi doğrultusunda borca batıklıktan çıkılabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin iflasının bir yıl süreyle uzatılmasına karar verilmiştir. Kararı, müdahil Lider Faktoring A.Ş. vekili temyiz etmiştir....

        Olduğunu, şirketin bilançosundaki aktif ve pasif değerleri ile toplam malvarlığı değerleri birlikte değerlendirildiğinde, şirketin aktiflerinin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğini, bu şekilde şirketin borca batık olduğundan yasa hükümleri gereği bunu mahkemeye bildirerek şirketin borca batıklık durumunun tespiti ile iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava hasımsız olarak açılan tasfiye halindeki şirketin iflasının açılması davasıdır. Davacı şirketin ticaret sicil dosya örneği getirtilerek ...nun 166.maddesi gereğince ilanların yaptırıldığı ve şirketin ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak mali müşavir bilirkişiden 13/12/2017 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda Tasfiye Halinde ... Gıda Tatlıcılık San. Ve Tic. Ltd. Şti. firmasının 31/12/2016 tarihi itibariyle öz sermayesini yitirmiş olduğunu ve şirketin kaydi değerlere göre borca batık olduğunu bildirmiştir.....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.04.2016 gün ve 2016/205 - 2016/261 sayılı kararı onayan Daire'nin 08.11.2018 gün ve 2016/13626 - 2018/6901 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı ...’nın ise şirketin hakim ortağı ve müdürü olup davalı ...’nın müdürlük görevini ihlal ettiğini, önce oğluna hisse devrederek oğlunu hissedar yaptığını, oğlunun davalı şirket ile aynı sektörde faaliyet göstermek üzere kurduğu ticari işletmeye şirketin tüm portföyünü ve müşterilerini devrettiğini, şirketin makine ve demirbaşını davalının oğlunun işletmesine kullandırtarak son 1 yıl içinde şirketin içini boşaltıp şirketin ticari faaliyetine...

            Mahkemece, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin ticari defterlerinde usulüne uygun olarak kaydedilip gösterilmeyen borçların borca batıklık hesabında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ticari defterlerinde yer almayan borçlar değerlendirme dışı tutulduğunda, şirket aktiflerinin daha fazla olduğu,şirketin borca batık olmadığı gerekçesiyle, iflas erteleme şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için, erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması, mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir. Mahkemece şirketin borca batık olmadığı kabul edilmişse de hükme esas alınan bilirkişi raporu borca batıklık ve iyileştirme ümidinin varlığı yönünden yeterli değildir. Bilirkişi heyeti şirketin borca batık olmadığı yönündeki hesaplamasını kaydi değerlerine göre yapmıştır....

              nın şirketi çalıştırdığını, davalıya şirketi devralması için sözlü olarak defalarca başvuruda bulunduğunu, kurulduğundan beri şirketin gelirinden pay almadığını, şimdi ise şirket ile ilgilenmesinin imkansız hale geldiğini ileri sürerek, şirketin davalıya devrine veya kapatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının hissesini almak zorunda olmadığını, davacının şirketin hiçbir masrafına katılmadığı halde kar ettiği zamanlarda payını aldığını, şirketin borç içine düştüğü andan itibaren sorumluluklarını yerine getirmeyerek bırakıp gittiğini savunarak davanın reddini talep etmiş; 09/04/2014 havale tarihli dilekçesi ile davalı şirketin kapanmış olduğunu ve davanın konusuz kaldığını ifade etmiştir....

                kurul yapmalarının ve yönetim kurulu seçmelerinin mümkün olmadığını, şirketin faal olmadığını ancak davalı ...’dan alacaklı olduğunu ileri sürerek davalı şirketinin şirket ortağı ...'...

                  Mahkemece, iddia, bilirişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, önce davacı şirketin menkul ve gayrimenkullerinin ve stoklarının rayiç değeri tespit edildiği, bilirkişilerin düzenlediği ilk rapor ve ek raporda davacı şirketin borca batık olmadığının belirtildiği, davacının itirazı üzerine düzenlenen ikinci raporda şirketin borca batık olduğunun belirtildiği, çelişki üzerine aldırılan raporda şirketin çok az bir miktarla borca batık olduğu tespit edilmiş ise de; kayyım raporlarından anlaşıldığı üzere, davacı şirketin kayıtlarını düzgün tutmadığı, bazı alacak ve borç kalemlerinin ticari defterlerine işlenmediği, davacı defter ve kayıtlarına göre sağlıklı bir denetim yapılmadığı, davacı şirketin adına kayıtlı bulunan ruhsatların ekonomik bir değer ifade etmesine rağmen, demirbaş kayıtlarında 0 TL değer gösterildiği, bu nedenle aktifinin pasifinden daha az gözüktüğü, şirketin borca batık olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                    İşbu dosya ile birleşin mahkemenin 2008/707 Esas sayılı dosyada davacılar vekili, .... ...-... ve ortakları isimli şirketin ortaklarının davalı gerçek kişiler olduğunu, şirketin mevzuunun dışına çıkılması, çekilen ihtarlara rağmen şirketin mevzuuna dönülmemesi, şirketin amacının kalmadığını gösterdiğini ileri sürerek şirketin feshine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. İşbu dosya ile birleşen mahkemenin 2009/453 Esas sayılı dosyada davacılar vekili, ortaklıktan çıkarılma kararının iptalini diğer tüm ortaklara yöneltmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu