Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı şirket yöneticisinin davalı şirketin 2018-2019 faaliyet döneminde aldığı ücretin fahiş olması nedeniyle haksız alındığı iddia edilen ücretten dolayı şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminatın tahsili ve TTK 630 maddesi gereğince davalı şirket yöneticisinin müdürlükten azli ve şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir Davacı taraf davalı şirketin iki ortaktan oluştuğunu, murisleri ...'...

    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olmasına rağmen şirketi hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle şirket borcunu ödememesi, ayrıca bu eylemin başka bir suçu oluşturmaması gerekmekte olup, borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesinden muhasebecisi tespit edilip buradan veya zabıta araştırmasıyla şirketin defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre hukuki durumun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak...

      Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın üzerine atılı “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunda suç tarihi, şikayete konu borçlu şirket hakkında icra takibinin kesinleştiği 20.05.2014 tarihi olup, şikayetçi vekilinin 19.01.2015 tarihli şikayetinin süresinde bulunduğu anlaşılmakla, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, icra dosyasına yapılan haciz talep tarihi suç tarihi kabul edilerek yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un...

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, şikayet dilekçesinde borçlu şirkete ait araçlar üzerinde birden fazla ve değerlerinin üzerinde haciz kaydının bulunduğu, şirkete ait herhangi bir menkul yada gayrimenkul mal varlığının bulunmadığının belirtilmiş olması karşısında, müştekinin sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirketin ödeme gücünün olmadığını bildiği cihetle, yasal unsurları itibariyle oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; Dava ve cezanın 2004 sayılı Kanun'un 354. maddesinde belirtilen hallerde düşeceğinin...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : İİK'nun 333/a ve 337/a maddelerine muhalefet etmek HÜKÜM : Sanıkların ayrı ayrı beraatlerine dair I- Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında İİK'nun 337/a maddesindeki, tüm sanıklar hakkında İİK’nun 333/a maddesindeki suçlardan kurulan hükümlere yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yüklenen şirket yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratması suçunun oluşumu için, eylemin başka bir suç oluşturmaması gerektiği, şikayetçi vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü hususların ispatlanması halinde aynı Yasanın 331. maddesinde müeyyideye bağlanan alacaklıları zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltme suçuna uyabileceği ve şirket yöneticisi olmayan sanıklar yönünden suçun oluşmayacağı cihetle, sonucu itibariyle verilen hüküm doğru olduğundan, ticareti usulüne aykırı terketmek suçu yönünden sanıkların borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmamaları nedeniyle fiilin faili olmadıklarının anlaşılması karşısında,...

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu kısmen ya da tamamen ödememesi gerekmekte olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, borçlu şirketin 31/12/2009 tarihi itibarıyle borca batık olduğunun belirtilmesi dolayısıyla şirketin ödeme gücü olmadığı dikkate alınarak sanıklara isnat edilen suçun oluşmadığı anlaşıldığından, sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafii ile sanık ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN...

              için kullandığını, müvekkili hakkında ıskat süreci başlatılmasının hakkaniyet, nesafet, dürüstlük ve eşit işlem ilkelerine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket yöneticisinin şirket varlığını dilediği gibi kullandığını, müvekkilinin şirketle ilgili defter ve belgeleri incelemesinin engellendiğini, şirket sermaye artışının en önemli nedeninin kar payı dağıtılmaması olduğunu, emek, mesai ve birikimini şirket ortaklığına veren müvekkiline davalı şirketçe maaş ödemesi dahi yapılmadığını, fesih davası açıldıktan sonra ıskat müessesi harekete geçirilmek suretiyle müvekkili üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını ileri sürerek, davalı şirkete yasal temsilci (yönetici veya denetçi atanması), müvekkilinin de şirket yönetimine iştirak edebilmesi yönünde veya yönetim konusunda uygun görülecek başka şekilde karar verilerek davalı şirketin zararlandırıcı biçimde borçlandırılmaması ve şirket emvalinin zararlandırıcı şekilde aktarılmaması yönünde tedbir kararı verilmesi, şirket ticari defter ve kayıtları...

                için kullandığını, müvekkili hakkında ıskat süreci başlatılmasının hakkaniyet, nesafet, dürüstlük ve eşit işlem ilkelerine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket yöneticisinin şirket varlığını dilediği gibi kullandığını, müvekkilinin şirketle ilgili defter ve belgeleri incelemesinin engellendiğini, şirket sermaye artışının en önemli nedeninin kar payı dağıtılmaması olduğunu, emek, mesai ve birikimini şirket ortaklığına veren müvekkiline davalı şirketçe maaş ödemesi dahi yapılmadığını, fesih davası açıldıktan sonra ıskat müessesi harekete geçirilmek suretiyle müvekkili üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını ileri sürerek, davalı şirkete yasal temsilci (yönetici veya denetçi atanması), müvekkilinin de şirket yönetimine iştirak edebilmesi yönünde veya yönetim konusunda uygun görülecek başka şekilde karar verilerek davalı şirketin zararlandırıcı biçimde borçlandırılmaması ve şirket emvalinin zararlandırıcı şekilde aktarılmaması yönünde tedbir kararı verilmesi, şirket ticari defter ve kayıtları...

                  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 1) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik incelemede; Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği 04.10.2012 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi, 2) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik incelemede; Şikayetçi vekilinin şikayet...

                    - K A R A R - Şikâyet iflas sıra cetvelinde üçüncü sıraya alınan işçi alacaklarının fazla hesaplandığı ve bu haliyle ödenmesi halinde şirket yöneticisinin daha fazla oranda kamu alacağından sorumlu tutulacağı iddiasına dayalıdır. İcra Mahkemesi'nce itirazın alacağın miktarına yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle alacağın miktarına yönelik itirazları incelemekle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olmasına göre şikâyetçi vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İcra ve İflas Kanunu’nun 366 ncı maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu