Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; ticari şirket yöneticisinin yetkisinin kaldırılması istemine ilişkin olup, şirketler hukukunu ilgilendirmesi sebebiyle hükmün temyiz incelemesi Yüksek 11. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Services Ltd.Co.' isimli firmaya ilişkin olarak ise davacı tarafından, şirketin esasen Panamada mukim bir şirket olduğunun ilerleyen dönemlerde anlaşıldığı, şirketin Panama'da gerçekten faaliyette olduğunun İzmir Panama Fahri Konsolosluğun'dan alınan belge ile de sabit olduğu, şirketin 01/06/2009 tarihinde Riga/Letonya'da işyeri kiraladığı buna ilişkin sözleşmenin de mevcut olduğu fakat bu adresin davacı şirkete bildirilmediği, davacı tarafından bilinen adresin ise postahanedeki bir posta kutusu adresi olduğu, ödemelerinse banka kanalıyla yapıldığı, şirket yöneticisinin anılan firmaya verilen hizmetlerle ilgili olarak Letonya'ya seyahatler yaptığı iddiları; davacı şirketin sözleşme imzaladığı şirketin yeni bir adresinin 01/06/2009 tarihinde Riga/Letonya'da mevcut olmasına rağmen bu adresi bilmemesi, dosyadaki belgelere göre 2009 yılı 8. ayından sonra şirket yöneticisinin Letonya'ya yaptığı seyahatlerin amacının ne olduğunun anlaşılamaması, sadece posta kutusu adresini bilen şirket yöneticisinin...

      Services Ltd.Co.' isimli firmaya ilişkin olarak ise davacı tarafından, şirketin esasen Panamada mukim bir şirket olduğunun ilerleyen dönemlerde anlaşıldığı, şirketin Panama'da gerçekten faaliyette olduğunun İzmir Panama Fahri Konsolosluğun'dan alınan belge ile de sabit olduğu, şirketin 01/06/2009 tarihinde Riga/Letonya'da işyeri kiraladığı buna ilişkin sözleşmenin de mevcut olduğu fakat bu adresin davacı şirkete bildirilmediği, davacı tarafından bilinen adresin ise postahanedeki bir posta kutusu adresi olduğu, ödemelerinse banka kanalıyla yapıldığı, şirket yöneticisinin anılan firmaya verilen hizmetlerle ilgili olarak Letonya'ya seyahatler yaptığı iddiları; davacı şirketin sözleşme imzaladığı şirketin yeni bir adresinin 01/06/2009 tarihinde Riga/Letonya'da mevcut olmasına rağmen bu adresi bilmemesi, dosyadaki belgelere göre 2009 yılı 8. ayından sonra şirket yöneticisinin Letonya'ya yaptığı seyahatlerin amacının ne olduğunun anlaşılamaması,sadece posta kutusu adresini bilen şirket yöneticisinin...

        yı senin makamına taşırım - Yargıtay kararını da tanımadığı ve yeniden başa döndüğünden hâkimi azl ediyorum..." şeklinde beyanda bulunmuş, mahkeme hâkimi tarafından davacı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduktan sonra davadan çekildiğini bildirmiştir. Dosyayı inceleyen merci tarafından davacının reddi hâkim talebinin reddi ile; 2000,00.- TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına, reddi istenen hâkimin davadan çekilme isteğinin kabul edilmesine ilişkin verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına göre, hâkimin reddi için ileri sürülen hususlar HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Açıklanan nedenlerle, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi....

          un, şirket yönetici olarak üzerine düşenleri yapmadığı, şirketi zarara uğrattığı iddialarıyla kurulan şirkete sermaye olarak koymuş olduğu ve sonradan doğrudan şirket adına tescil olunan patentin tarafına iadesini talep etmiş olmakla birlikte, uyuşmazlığın esasen Ticaret Mahkemelerinin heyet olarak baktığı şirket yöneticisinin sorumluluğu, şirketin feshi, ortaklıktan çıkma, şirket malvarlığının tasfiyesine ilişkin olduğu, şirkete sermaye olarak getirilen patente ilişkin hak sahipliği yönünden bir tartışmanın olmadığı, şirket yöneticisi sıfatıyla yapılan iş ve işlemlere ilişkin taleplerin patent yönünden ayrıştırılarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gibi uyuşmazlık esası yönünden Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu dikkate alındığında sermaye olarak getirilen patentin tasfiyesine yönelik işlemlerin (şirket malvarlığı olduğu ve şirketin tasfiyesi sonucunu doğuracağı da dikkate alındığında) doğrudan mahkememizi uyuşmazlık yönünden görevli hale getirmeyeceğini, uyuşmazlığın şirket yöneticisinin...

            hakim payın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve ortaklığın devamının imkansız hale geldiğini, yönetim kurulunun 28.04.2022 tarihinde almış olduğu 2022/6 numaralı kararla müvekkilinin genel müdürlükten azledilerek yerine iş tecrübesi bulunmayan bir kişinin atandığını, şirket depolarının boşaltılmasına rağmen şirket yetkililerine ulaşılamadığını, şirket yöneticisinin bir çok şirket çalışanını işten çıkararak şirketi zarara uğrattığını, davalı şirket tarafından müvekkilinin ortağı olduğu ......

              şube yöneticisinden dar olduğu, sigorta alanında çalışan kişinin kariyer bakımından da teklif edilen satış geliştirme yöneticisinin şube yöneticisinin altında yer alması sebebi ile daha düşük görev olduğunun bilirkişilerce tesbit edildiği anlaşılmıştır....

                DAVA : Limited Şirketin Yöneticisinin (Müdürünün) Azli (6102 Sayılı TTK'nın 630/2 Maddesine ve Haklı Sebebe Dayanan) BİRLEŞEN DOSYA MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN 19/10/2020 TARİH VE 2020/218 ESAS, 2020/122 KARAR DAVA : Limited Şirketin Yöneticisinin (Müdürünün) Azli, Kayyım Atanması (6102 Sayılı TTK'nın 630/2 Maddesine ve Haklı Sebebe Dayanan) BİRLEŞEN DOSYA MARMARİS 3....

                  İlk Derece Mahkemesince, yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre şirket yöneticisinin zararından kaynaklı olarak tazminat talep edebilmek için dava tarihi itibariyle şirket ortağı olmak gerektiği, şirket hissesi devredildiğinde hissedarlık sıfatından kaynaklı hak ve borçların tamamının da devir alan ortağa geçtiği, davacının şirketteki payını 14.12.2016 tarihinde dava dışı 3. şahsa devrettiğinin anlaşıldığı, davacının şirket yöneticisinin eyleminden kaynaklı olarak dava açma hakkı olmadığı, ayrıca yöneticinin sorumluluğuna dayalı olarak şirketin zarar gördüğünü ileri süren kişi ortak olsa dahi, tamzinatın kendisine ödenmesini istemesinin mümkün olmadığı, ancak şirkete ödenmesini isteyebileceği, böyle bir durumda da davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

                    Somut olayda, davacı şirket vekili, şirketin eski hissedarı ve eşinin şirketin yönetici ortağıyla husumet yaşadığını, şirket yöneticisinin can güvenliğinin tehlikede olduğunu, en son Vergi Dairesinden defter ve belgeler istendikten sonra şirket yöneticisinin bu kişilerle yaptığı görüşme sonrasında dava konusu faturaların zayi olduğunu öğrendiğini, öğrenme tarihi itibarinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede dava açtığını ileri sürmüştür. Davacı şirketin basiretli tacir olarak ticari defter ve belgelerini özenle saklaması gerekmekte olup, şirket yöneticisinin 2017 yılından itibaren şirket eski ortağı ve eşiyle yaşadığı husumet üzerine dava konusu faturaların kayıp olduğunu öğrenebilecek durumda olduğu gibi TTK 82/7. maddesi uyarınca açılan dava hasımsız görüldüğü için husumetin başladığı ve şirket belgelerinin bulunmadığını öğrendiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılması şirket yöneticisi yönünden hayati tehlikeye yol açmayacağı da açıktır....

                      UYAP Entegrasyonu