Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Ticari İşletme Yöneticisinin Kasten Alacaklıyı Zarara Uğratması HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

    Fesihten önce davacıdan alınan savunmada davacının yöneticisinin bilgisi olduğu, yöneticisinin bilgilendirme kayıtları olduğunu, amirinin bilgisi olması nedeniyle ve sağlık sorunları olması nedeniyle rapor almadığını, yöneticisinin de izin de olması nedeniyle yasal prosedür ve işlemlerinin yapmadığını savunulduğu anlaşılmıştır....

    Kısacası her iki şirketin de münferit imza yetkilisi yöneticisinin vefat etmiş olması nedeni ile davacıların şirketin genel kurul toplantısını yapmasını ve pay intikalini talep edebilecekleri bir yöneticisinin kalmadığı görülmüştür. Davacı vekili duruşmada şirkete kayyım atanması yolunda bir talebi olmadığını, şirket organlarının oluşturulması genel kurul icra edilmesi hususunda talebi olduğunu beyan etmiştir. Yapılan incelemede davalı şirketin münferit imza yetkilisi olan -------- vefatı ile şirketin genel kurul icra edemediği, pay intikalini yapmadığı, davacıların şirketin vefat eden yetkilisinin mirasçıları olduğu, bu kişinin aynı zamanda şirket paydaşı olduğu, davacıların dava açmakta hukuki yararları olduğu, TTK'nın 410/2. Maddesi gereği şirket yöneticisinin vefat etmiş olması nedeni ile yönetim kurulunun toplanma imkanının olmaması, TTK'nın 412....

      Şirket ortağı ve yöneticisinin haksız rekabeti nedeniyle zarardan kaynaklanan tazminat davasının şirket tarafından açılabileceği, şirketi temsile yetkili olmayan davacı ortağın bu davayı kendi adına açma hakkı bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerektiği halde yazılı gerekçeyle red kararı verilmesi doğru değilse de sonucu itibariyle doğru olan red kararının bu değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün açıklanan değişik bu gerekçe ile ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 66,50 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Şirketinin %50 hisseli ortakları olduklarını, davalı ortağın şirket adına yapılan satıştan elde edilen ve şirket hesabına aktarması gereken 45.206 TL’yi şahsi hesabına geçirdiğini ileri sürerek bu bedelin şirket hesabına aktarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının şirkete 02.08.2013 tarihinde ortak olduğunu, şirkete ait hesabın bu ortaklıktan önceye dayandığını, dava dışı firmaya yapılan satışların ortaklıktan önce olduğunu, yapılan tahsilatların şirketin kredi borcunu kapatmak için kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafça dava dışı BİM firmasına satış yapıldığı, 45.206,16 TL tahsil edildiği, tahsil eden bu parayı şirket hesabına aktarmadığı, kendi hesabına aktardığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkindir....

          Davalı alacaklı vekili, davacı şirket ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu,haciz adresinin borçlunun tebligat adresi olduğunu, haciz sırasında borçlunun çalışanı ile eski yöneticisinin hazır olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini savunmuştur. Davalı borçlu savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı 3.kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu, borçlu şirketin takiplerden kurtulmak geyesiyle üretim yapmaya elverişli olmayan bir adrese taşınmış olarak gösterildiği ve faaliyetlerini ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste davacı şirket adı altında sürdürdüğü, çalışanların davacı şirkette işlerine devam ettiği, gerekçesiyle davanın, takip ertelenmediğinden alacaklı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin isihkak iddiasına ilişkindir....

            Sitesi Yöneticiliği adına Site Yöneticisi ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, ... bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili için başlatılan icra takibinin davalı site yöneticisinin itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptâli icra takibinin devamını, icra inkâr tazminatının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı site yöneticisi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında tarihsiz, apartmana ait bazı işlerin yapılması konusunda sözleşme imzalanmıştır. Davacı yüklenici vekili sözleşmede kararlaştırılan ... bedelinin 21.000,00 TL'sinin ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlatmıştır. Davalı apartman yöneticisi yüklenici şirket tarafından işlerin eksik bırakıldığını, bu nedenle kalan ... bedelinin ödenmediğini itiraz dilekçesinde bildirmiş, icra takibinin durması sonucu bu dava açılmıştır....

              İcra Mahkemesi Şirket yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememek suçundan sanık ... hakkında İİK'nun 333/a. maddesi uygulanmak suretiyle sanığın 6 ay hapis ve 2.160.00.YTL. adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İcra ve İflas Kanunu’nun 333/a maddesinde “Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde sanığın cezalandırılacağı” hükme bağlanmış olması karşısında sanığın kastının tayini açısından yetkilisi olduğu şirkete ait defter ve belgeler üzerinde bilirkişi...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1048 Esas KARAR NO : 2023/337 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 26/12/2022 KARAR TARİHİ : 27/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREKÇE: Davacı vekili, müvekkili şirketin---- Mahallesi, No: ------adresinde medikal malzeme sattığını, şirket yöneticisinin 09/12/2022 tarihinde----ilçesindeki vergi dairesine giderken, ortaklar pay defterini kaybettiğini belirterek, zayi nedeniyle pay defterinin kaybolduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş,Mahkememizce yargılamaya devam edilirken davacı vekili 27/04/2023 tarihinde gönderdiği dilekçeyle davadan feragat ettiklerini bildirmiş olup,Davanın TTK 82/7 maddesi gereğince açılan şirket ticari kayıtlarının zayi olduğunun tespitine ilişkin bir dava olduğu, konu olarak feragati mümkün bir dava bulunduğu, davacı vekilinin de vekaletinde yer alan feragat yetkisini kullanarak davadan feragat ettiği HMK 307 madde gereğince de davadan...

                  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, Edirne 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1794 esas sayılı takip dosyasında 18/03/2014 tarihinde borca itiraz edildiği, şikayetçi tarafından Edirne 2....

                    UYAP Entegrasyonu