Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin tanıdığı olan davalı şirket yöneticisinin bankadan kredi alabilmesi için müşteri senedine ihtiyacı olması nedeniyle 4 adet toplam 11.050.TL değerinde bono verdiğini, ancak davalının daha sonra bu bonoların bazılarında tahrifat yaparak takibe koyduğunu, takibe dayanak yapılan bonolar karşılığı davalı şirketten hiçbir mal ve nakit almadığını bildirerek takibe konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senetlerin mal karşılığı verildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir....

    Bu şirketin tek ortağının ve yöneticisinin davacılardan ... olması, şirket vakfın kurucusu olmadığı sürece ve şirketin yetkili organlarınca tahsise ilişkin bir karar alınmadıkça şirkete ait malvarlığının vakfa özgülenmesi sonucunu doğurmaz. Bu husus nazara alınmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      " sözleşmesinin temsile yönelik bir acentelik sözleşmesi olduğu ve bu sözleşme ile gemi malikinin yönetene ücret karşılığında geminin kendi adına yönetilmesi yetki ve yükümlülüğünü devrettiği, gemi yöneticisinin yönettiği gemiyi kendi nam ve hesabına deniz ticaretinde kullanmadığından geminin işletilmesinden doğan kazanç ve kayıpların donatana ait olduğu, dava konusu geminin donatanının davalı şirket olmadığı, davalı şirketin geminin donatanı değil geminin yöneticisi olup, gemi yöneticisinin 818 sayılı BK 32. maddesi (6098 sayılı TBK 40. madde) anlamında temsilci ve 6762 sayılı ...’nın 116 ve devamı (6102 sayılı ... 102 ve devamı) maddeleri anlamında acente niteliğinde olduğu, davalı şirketin taşımayı taahhüt ettiğini ispatlar hiçbir delil sunulamadığı, ... 117. madde gereğince acenteye karşı ancak müvekkili adına dava açılabileceği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, iki ortaklı davalı şirketin ortağı ve müdürü olduğu, diğer ortağın da şirketi temsile yetkili bulunduğu, şirket ortağı ve yöneticisinin şirket yararına kendi malvarlığından yaptığı harcamaların, talep halinde kendisine ödenmesinin gerektiği, her ne kadar şirketlerin hak, alacak ve borçlarının saptanmasında şirket kayıtları esas ise de bir şirketin yöneticisi veya yetkilisi gibi şirketin defter ve kayıtlarını kendi elinde bulunduran, bunları düzenleme, takip ve denetim yetkisi olan, defterlere kendi yararlarına kayıt yapması veya kendi yararlarına şirket zararına bir belge oluşturması çok kolay olan bu kişilerin, şirketten bir talepte bulunmaları halinde bu hususta sadece soyut olarak şirket kayıtlarına dayanmalarının haklı bir talep olarak kabul edilemeyeceği, böyle bir durumda sadece şirket kayıtları değil, kayıtlara dayanak oluşturan bilgi, belge ve makbuzların da ortaya konulması suretiyle kaydın dayanağının geçerli bir...

          Bilindiği üzere TTK nun 553,555 maddelerine göre şirket yöneticisinin kusurlu fiili sonucunda şirketin uğradığı zararın, şirkete ödenmesine karar verilebilir. ----------- sayılı kararında belirtildiği gibi, “Şirket yöneticisinin ortaklığa verdiği zarar, şirket ortaklarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlerde TTK'nın 644. maddesinin yollamasıyla 553. maddesi uyarınca şirket yöneticileri Kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete, hem de pay sahipleri ve şirket alacaklılarına karşı şirkete verdikleri zarar sebebiyle sorumlu olurlar. Ancak TTK'nın 555. maddesi uyarınca şirket pay sahipleri dolaylı zarar nedeniyle açacakları davalarda hükmedilecek tazminatın kendilerine değil ancak ortaklığa verilmesini isteyebilirler....

            Mahkemece, bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı ... ...İht.Paz.ve Tic.A.Ş’den 103.000 DM bedelle bu şirketin davalı ...Ş.’deki bir kısım hisselerini satın aldığı, şirket muhasebe kayıtlarında davacının söz konusu şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, bozma ilamına uyulmakla usulü kazanılmış hak oluşması karşısında taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri, davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 110.450,25.TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline...

              ın çocuksuz vefatından sonra miras yoluyla 08.12.2006 tarihinde hissedarı durumuna geldiğini, davalılar ...l ve ... de şirket ortağı olduklarını, davalı ... ise ortak olmamakla beraber şirketin 2030 yılına kadar müdürü olduğunu, şirketin kötü yönetilerek kasıtlı olarak zarara uğratıldığını ve diğer ortakların haklarının ihlal edildiğini, genel kurullarının yapılmadığını, Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) açılan .../.. esas sayılı dosyada bu hususların tespit edildiğini belirterek şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayanarak davalıların davacı nezdinde sebep oldukları zararın şimdilik 50.000,00 TL sinin tazminat olarak davalılardan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Dava TTK 555 maddesine göre şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler....

                ın ortak ve yöneticisi olduğu davalı şirketteki hisselerin murisin ölümü nedeniyle davacılara kaldığını, davalı şirketin diğer ortak ... tarafından borçlandırıldığını, davacılara şirketin mali durumu hakkında bilgi verilmediğini, davacılar aleyhine şirketin diğer ortağı .. ve ailesi tarafından açılan davalar bulunduğunu, davacılara ait hisselerin kaydının yapılmadığını, ortaklar arasında güvenin kalmadığını ileri sürerek, şirket yöneticisinin yetkisinin kaldırılarak tedbiren şirkete kayyım atanmasını, davacıların şirketten çıkmalarına karar verilmesini, davacılara TTK m. 641 uyarınca ayrılma akçesinin ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacılar temsilcisinin şirket bilançosunu ve mizanını incelediğini, davacıların şirket mali yapısından haberdar olduklarını, murisin ölümüyle hak ve borçların davacılara geçtiğini, şirketin otel inşaatı nedeniyle borçlarının bulunduğunu, davacıların amacının borçlardan kurtulmak olduğunu, ...'...

                  DEĞERLENDİRME :Dava; limited şirket yöneticisinin haklı nedenle azli istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, davanın açılmasına müteakip, davacının, dava konusu dava dışı ... ndeki payını, dava dışı ...'ya devir ettiği, şirketteki ortaklığının sona erdiği, şirkete yeni müdür atandığı, limited şirket yöneticisinin azlini haklı sebeplere dayalı olarak TTK nun 630. Maddesine göre, şirket ortağı isteyebileceğinden, şirket ortağının ortaklık durumunun dava sona erinceye kadar devamı zorunluluğu bulunduğundan, davanın yapılan yargılaması sırasında, davacının şirketteki ortaklık payını devir etmek sureti ile şirket ortaklığının sona erdiği, iş bu nedenle davalıya karşı dava açma ve davayı takip etme hakkının ortaklığın devri ile sona erdiği, davanın görülmesinde, hukuki yarar bulunmadığından, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur....

                    'nin ise şirket müdürü olduğunu, şirketin yıllardır yıl sonunda yapması gereken ortaklar kurulu toplantısını yapamadığını ve şirketin kuruluşundan bu yana kuruluşa ve yıllara ilişkin şirket müdürünün ibralarının yapılamadığı gibi, 2014 yılının üçüncü ayında yapılması gereken olağan genel kurul toplantısının da yapılamadığını, davacının odasına izinsiz girilmek suretiyle şahsi eşyalarının karıştırıldığını, kişisel eşyalarına el konulup şifrelerinin değiştirildiğini, bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca noterden çekilen ihtar ile şirkete ait hesapların incelenmesi talep edildiği halde belgelerin davacıya gönderilmediğini, şirket kâr payının dağıtılmadığını, davalı şirket müdürünün ... 617, 625, 616 maddelerine aykırı davrandığını, şirket idaresinin hekim olmayan sigortalı çalışana bırakıldığını, 2013 yılı içerisinde alınan bir kısım faturaların usulsüz olduğunun Maliye tarafından tespit edilerek usulsüzlükten dolayı vergi cezası tahakkuk ettirildiğini,...

                      UYAP Entegrasyonu