Somut olayda, davacının 26.12.1997 tarihli bildirgeye göre limited şirket ortaklığı nedeniyle 30.06.1997 tarihinden itibaren Esnaf ... sigortalısı olarak tescil edildiği, davacının ortağı olduğu şirketin vergi kaydının vergi dairesi müdürlüğü tarafından resen terkin ettirildiği, ancak Ticaret ve Sanayi Odası kayıtlarına göre davacının şirket ortaklığının halen devam ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 1479 sayılı Yasa m.25/c ve e) bentlerine göre davacının sigortalılığının sona erme koşullarının oluşup oluşmadığı yeterince araştırılmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/797 Esas KARAR NO : 2021/516 DAVA : Ortaklığın Sona Erdiğinin Tespiti DAVA TARİHİ : 09/11/2020 KARAR TARİHİ : 16/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 17/06/2021 Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 09/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketteki hissesinin tamamını Bakırköy ,...... Noterliğinin 27/06/2018 tarih ..... yevmiye numaralı sözleşmesi ile diğer ortak ...'na devrettiğini, ancak devir işleminin ortaklar kurulu tarafından onaylanmaması nedeniyle müvekkilinin halen şirket ortağı göründüğünü, bu nedenlerle mevcut devir nedeniyle müvekkilinin şirket ortağı olmadığının tespiti ile kararın Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2020 NUMARASI : 2020/261ESAS 2020/827 KARAR DAVA KONUSU : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TARİHİ: 06/12/2019 DAVANIN KONUSU: Şirket Ortağı Ve Müdürü Olmadığının Tespiti YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Reddi GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ: 03/11/2021 Taraflar arasındaki şirket ortağı ve müdürü olmadığının tespiti davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi. Üye hakimin görüşü değerlendirildi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı asil, davalı şirketin 05.07.2004 tarihinde %50'şer hisseli iki ortak tarafından kurulduğunu, 27.10.2009 tarihinde şirket ortakları tarafından hisse devri, müdür ataması ile ilgili 5 nolu ortaklar kurulu kararı alındığını, sonradan bu kararın kaldırılarak yerine aynı tarihte alınmış görünen içerikleri farklı sahte bir karar ortaya çıkarılarak Antalya 2. Noterliğinin ... yevmiye nosu ile tasdik ettirildiğini, şirket ortakları hakkında şikayeti üzerine Antalya 18. Asliye Ceza Mahkemesinin ......
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, davacının davalı şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmadığının tespiti ile buna bağlı olarak oluşan hukuki işlemlerin yok hükmünde olduğunun kabulü ve işlemlerin iptali talebidir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2013 tarih ve 2013/210 D.Iş sayılı kararı ile ret edildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının idari para cezası alan şirketin ortağı ve temsil ilzama yetkilisi olduğunu, bu nedenle idari para cezasını ödemekle yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; idari para cezasının verilmesine sebep olan olay tarihinde (13.01.2013) davacının şirket ortaklığı ve müdürlüğü söz konusu olmadığından şirket hakkında verilen idari para cezası nedeni ile davacı her halükarda sorumlu tutulamayacağı, şirket ortağı ve müdürü Ahmet Hamdi Şahin'in hisselerini 04.06.2013 tarihinde şirket dışındaki davacıya devrederek ortaklıktan ayrıldığı ve davalı şirket hisselerini devraldıktan sonra müdürlüğe seçildiği, bu nedenle dava konusu olaydan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile davacının Ankara 8....
Halbuki davacının limited şirket ortaklığı, noter onaylı hisse devir senedi ve davacının ortaklığına ilişkin kararla ortaya koyulmuştur, oda kaydının olması şart değildir. Bu sebeple davacının şirket ortaklığının varlığı ve şirket ortağı olduğu dönemde ... sigortalısı olduğunun kabulü gerekir. Ancak davacının şirket ortaklığı sebebi ile sigortalı olduğu kabul edilmediği takdirde dahi yaşlılık aylığı şartlarına haiz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yapılacak iş, öncelikle davacının şirket ortaklığı sebebi ile ... sigortalısı olduğu kabul edilerek yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığını değerlendirmek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/13938 E. sayılı icra dosyalarında borçlu olan şirketin ortağı olup, davalıların aynı zamanda şirketi temsile yetkili oldukları, asıl ve birleşen davada davacının şirketten ayrılmaya izin ve ortaklık payının ödenmesi için açtığı davanın ........Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/371 E. sayılı dosya ile derdest olduğu, davacının asıl ve birleşen davadaki talebinin derdest olan davadaki şirketten olan alacağının tahsilinin engellenmesi için birleşen davadaki şirketi temsile yetkili davalılar tarafından asıl davadaki davalılara şirketin borçlandırılarak muvazaalı bir takım işlemlerin yapıldığı, muvazaalı işlemlere dayanılarak şirket aleyhine yapılan takipler nedeniyle şirketin borçlu olmadığının tespiti istemini içerdiği, birleşen davada şirket ortağının diğer şirket ortakları aleyhine HMK'nın 14. maddesi kapsamında dava açıldığı, şirketin merkezinin ....... olması nedeniyle yetkili mahkemenin tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan ........Asliye Ticaret...
Söz konusu hükümler doğrultusunda, şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup, şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının 02/05/2000 - 25/09/2013 ve 02/05/2000 - 28/04/2014 tarihleri arasında dava dışı limited şirketlerin ortağı olduğu anlaşıldığından, söz konusu şirket ortaklığı devam ettiği sürece Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi ve SGDP kesilmesi şeklinde gerçekleşen Kurum işleminin doğru olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kimlik bilgileri kullanılarak sahte imza ile davalı şirket hisselerinin kendisine devredildiğinin iddia edildiği, hisse devir sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit olunduğu, davalı şirketin sicil kayıtları ve ...'...