Dava, davalı şirketin sahte belgelerle kurulması nedeniyle davacının davalı şirketin ortağı/yetkilisi olunmadığının, davalı şirketi kurmadığının, şirket kuruluş sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespiti ile sicil kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nin “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (mülga HUMK’nin aynı doğrultuda hüküm içeren 74. maddesinde) “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda davacı vekili, dava dilekçesinde “...müvekkilinin davalı ... İnşaat Turizm Elektronik Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin ortağı/yetkilisi olmadığının, işbu şirketi kurmadığının/bir ilişkisi olmadığının, şirket kuruluş sözleşmesindeki imzaların davacı ...’a ait olmadığının tespiti ile ......
nin hissedarı olduğunu, bu şirketin davalıya devredildiğini, davalının "... isminde bir ortağı olmadığını, ancak ... isminde bir ortağı olduğunu" bildirdiğini, isimlerin özensiz olarak kayda geçirildiğini ileri sürerek müvekkilinin murisi ...'in davalıya devredilen Kartal Yöresi Un ve Un Mamulleri San. Tic. A.Ş.'nin hissedarı olduğu hususunun tespitini, murisin hisseleri karşılığı olan ve ödemesi yapılmayan kâr paylarının tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tespit edilecek kâr paylarının faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, kayıtlarda ... isminde bir ortağın tespit edildiğini, ancak davacının murisinin ... olduğunu belirttiğini, davacının murisinin şirket hissedarı olduğunun tespiti halinde dahi, müvekkilinin kâr payı dağıtımı yapmadığını, elde edilen kârların sermayeye eklendiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Şirketinin ortaklarından biri olduğunu, davalı ... de diğer ortak olduğunu, şirketin 2008 yılından beri hiçbir ticari işlem yapmadığını ve faaliyetsiz bulunduğunu, ayrıca şirket ile tüm yasal işlemlerin şirketin diğer ortağı olan davalı ... tarafından yapıldığını, defter ve kayıtların da bu davalı ortak tarafından tutulduğunu, şirket ortağı bulunan tarafların 2013 yılında yaşanan olaylar nedeni ile ortağı bulundukları dava dışı beş adet şirket hakkında ortaklıktan ayrılma ve hisse devir sözleşmesi imzalayarak davacının beş adet şirketteki hisselerini davalı ...’e devrettiğini, ancak davalı ..., taraflar arasında imzalanan 06.12.2013 tarihli sözleşmedeki yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili tarafından davalı aleyhinde davalar açıldığını, taraflar arasında güven ilişkisinin kalmadığını, tüm bu nedenlerle, şirketin faaliyetsiz olduğunu, ayrıca şirket iki ortaklı olduğundan, taraflar arasında mevcut olumsuz davranışlar nedeniyle ortakların bir araya gelerek şirket işlerini görüşmelerinin...
yaptırmayanların haklarının 01.10.2008 tarihinde başlayacağı gerekçesiyle, 01.10.2008 tarihinden önce sigortalı olunmasının mümkün olamayacağından bahisle müvekkilinin talebinin reddedildiğini, 1993 tarihinden itibaren “Limited Şirket Ortağı” olan müvekkilinin Bağ-Kur kaydının 2008 yılında yapılarak ve 2008 yılından başlatılarak, müvekkilinin başvurusunun reddine karar verilmesinin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin şirket ortağı olarak zorunlu Bağ-Kur sigortası kapsamında olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait sigortalı hizmet cetvelinde davacının dava konusu edilen dönemde başka yerde çalışmasının olmadığı, yapıtırılan bilirkişi incelemesine göre işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olduğunun belirlendiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilen cevabi yazıya göre dönem bordrosunun olmadığının belirtildiği; komşu işyeri araştırmasınını ise neticesiz geldiği, dinlenmelerine karar verilen şirket ortağı tanıkların ise dinlenmediği, buna göre mahkemece varılan sonucun yeterli araştırmaya dayanmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak ..., şirket ortağı olan tanıkların açık adreslerinin tespiti ile davacının çalışmasına ilişkin tanık olarak bilgilerine başvurmak, gerçekten iddia edildiği gibi çalışma olup olmadığı olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir....
Maddesindeki " Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür " düzenlemesi doğrultusunda işlemin geçersiz olduğu bu sebeple hükümsüzlük kararı verilmesinin talep edildiği , davalı şirketin kurucu ortaklarının ... , ... ve ... olup davacı iddiası aksine davacının babası ... ' in şirketin kuruluş aşamasında şirket ortağı olmadığı , geçersizliğinin tespiti istenilen işlemin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanun'un 271. maddesi uyarınca, çocuk ile baba veya ana arasında yahut ana ve babanın yararına olarak çocuk ile üçüncü şahıs arasında yapılacak tasarruflarda çocuk, borç iltizam etmiş ise bir kayyımın iştiraki ve hakimin tasdikinin gerektiği , davacının, küçük yaşta iken babası tarafından limited şirket ortağı yapıldığı söz konusu işlemin 271....
olduğunu, bu hususta asıl davada davalı tarafından müvekkilinin şirket ortağı olarak davet edilmesi gerektiği halde bunun yapılmadığını, sadece birleşen davada davalı ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 08/01/2020 NUMARASI : 2019/666 ESAS 2020/1 KARAR DAVA KONUSU : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye 2....
Hem davacı hem de davalı davacının şirket ortaklığından söz etmişlerse de şirket ortaklığının hukuksal niteliği ile çalışmaların niteliklerinin yeterince ve gereğince araştırılıp incelenmediği görülmektedir. Dava dilekçesinde davacının 1993 yılındaki çalışmasının "S... Su Ürünleri Turizm San. Tic. Ltd. Şti'nde geçtiği iddia edildiği halde cevap dilekçesinde anılan şirketin Anonim Şirket olduğu söylenmektedir. Böyle bir çelişkiden söz edilmesinin nedeni Anonim Şirketlerle Limited Şirket ortaklarının sigortalılıklarının bazı farklılıklar taşımasından ötürüdür. Gerçekten Bağ Kur Kanununun 24. maddesi hükümlerine göre Anonim Şirketin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyeleri ve Limited Şirket ortakları Bağ Kur sigortalısı sayılırlar. Dairemiz, içtihaden A.Ş. kurucu ortağı ile Limited Şirket ortağının sigortalılıklarını bazı farklı sonuçlara bağlamıştır....
Şti isimli şirkete ait vergi borcu sebebiyle şirket adresinde 02.05.2012 tarihinde haciz işlemi yapıldığı ve haciz tutanağına göre 238.000 TL değerinde menkul malın şirket ortağı ve yetkilisi olan sanığa yediemin sıfatıyla teslim edildiği, 12.06.2012 tarihinde mezkur adrese gidildiğinde malların yerinde olmadığı, iş yerinin tamamen boş olduğunun tespit edildiği, Vergi Dairesi tarafından sanığa malların teslimi için ihtar yazısı gönderildiği, sanığın şirketin adresten ayrılması sebebiyle haczedilen menkul malları başka bir adreste teslim ettiğini belirttiği, adres değişikliği sebebiyle borçlu şirkete ait menkul mallar üzerinde 06.07.2012 tarihinde haciz işlemi yapıldığı ve haciz tutanağına göre 153.000 TL değerindeki menkul malların borçlu şirketin diğer ortağı olan ...'...