ŞTD.' nin ortağı olduğunu, davalının ise müvekkilinin ortağı bulunduğu şirkete elektrik dağıtım hizmeti sağlayan firma olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin ve ortağı bulunduğu şirketin aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... esas sayılı dosyası ile "... Ltd....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespiti, davalı gerçek kişinin davalı şirketin ortağı olduğunun tespiti ve buna ilişkin davalı sicil müdürlüğünce yapılan kayıtların düzeltilmesi aksi halde TTK'nın 638.maddesi gereğince davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyada bulunan sicil kaydının incelenmesinde; 17.05.2016 tarihi itibariyle davacı ile Nebih Törün isimli kişilerin eşit paylarına davalı şirketin ortakları olduğu anlaşılmıştır. Davalı T3 ise sicil kaydında eski ortak olarak görülmektedir. Davacı, 22.01.2010 tarihinde şirket payını devir ederek ortaklıktan çıktığını belirttiği görülmüştür....
N...... yürüttüğünü belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, katılan şirket ve sanıkların temsilcisi olduğu acenteye ait defter ve belgelerin incelenerek sanıkların sigorta acenteliği feshedilene kadar ki dönemde sigortacılık kanunu ve aralarındaki sözleşme uyarınca teslim edilmesi gereken primleri ödeyip ödemediğinin tespiti hususunda bilirkişi raporu aldırılması, şirketi temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar da araştırılmak suretiyle acentanın fiili idare ve temsilinin kim ya da kimlere ait olduğunun belirlenmesi, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun taktir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hükümler kurulması, Kabule göre de; sanıkların en son hangi tarihte sigorta primi ödemesi yapması gerektiği sorularak buna göre suç tarihinin belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/611 Esas KARAR NO : 2022/816 DAVA : Şirket ortaklığından ve yöneticiliğinden ayrılmış olduğunun tespiti DAVA TARİHİ : 14/09/2021 KARAR TARİHİ : 08/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirket ortaklığından ve yöneticiliğinden ayrılmış olduğunun tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREKÇE:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketteki hisselerini 24/12/2020 tarihli devir sözleşmesiyle davalı şahsa devrettiğini, şirket yöneticiliğinden de ayrıldığını; bu kararın ticaret siciline tescilini davalı şahıs olan yeni şirket yöneticisinin yaptırması gerektiğini, fakat davalı yeni yöneticinin ------ bildirdiği adresinde bulunmadığını, kendisine ulaşamadıklarını, bu nedenle dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek; davacının şirket ortaklığından ve şirket yöneticiliğinden ayrılmış bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar davaya cevap vermemiş ancak davalı şirket bilahare bir dilekçe vererek davacımızın 24/...
şirket ve şirket ortakları aleyhine işlemler yapıldığını ileri sürerek, gerçek paydaşların tespiti yapılarak pay defterinin hazırlanmasını talep ve dava etmiştir....
un diğer davalı şirketin gizli ortağı olduğunun tespiti talep edilmiş ise de şirket işlemleri ve bu arada VUK ve 6183 sayılı yasalar çerçevesinde muhatap olunacak kişilerin şirketin kayıtlı ortakları olduğu, somut dava bakımından şirket ortağı olmayan davalı gerçek kişininin diğer davalı şirketin ortağı olmadığı, ancak şirket nam ve hesabına yapmış olduğu iş ve işlemleri dava dışı şirket ortağından aldıkları vekaletle ile tesis ederek davacı idarenin zararına yol açmışsa, kendisi hakkında eda istemli bir dava açılması muhtemel olduğundan, tespit davasının açılmasında güncel hukuki yararın olmadığı, tespit hükmü ile idari işlemlerden dolayı gidilecek kanun yollarında sorunlara neden olabileceği, davacı idarenin ileride lüzum hâsıl olduğunda tasarrufun iptali davaları açmak veya şirketin sicile kayıtlı ortakları hakkında mukayeseli hukukta tüzel kişilik perdesinin kaldırılması davaları da açabileceği, eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın usulden...
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ Dosya kapsamı incelendiğinde, davacının 2002 ve 2003 yıllarında yasaya ve usule aykırı şekilde iptal edilen 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık sürelerinin geçerli olduğunun tespiti için açmış olduğu işbu davada, mahkemece verilen kabul kararının, bölge adliye mahkemesince, davacının ilgili kollektif şirketin ortağı olması ve kendi adına 10/01/1990-30/11/2008 tarihleri arasında mükellefiyet kaydının bulunması nedeniyle ortağı olduğu şirketten bildirilen sigortalılık süresinin iptaline ilişkin kurum işleminin yerinde olduğu belirtilerek yerel mahkeme kararı kaldırılıp davanın reddine dair karar verilmiş ise de, söz konusu kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmıştır. Öncelikle, davacının ortağı olduğu iddia edilen .... Tic. Koll....
olduğunun tespiti amacıyla ------- ortaklara borçlar hesabının detaylı, alt hesaplı tutulmadığından bu yönde bir tespite imkân vermediğinden, şirketin hangi ortağa ne kadar borçlu gözüktüğünün tespit edilemediği, davacı şirket ortağının şirket adına ödediği masrafları talebi yönünden; davacı şirket ortağının şirket adına yapmış olduğu masraflardan ----- dava tarihinden sonra yapıldığından bu davada dikkate alınamayacağı, davacının, dava dışı şirketin tasfiye memuru olan eşinin şirket adına yaptığını iddia ettiği kadar masrafın şirkette kayıtlı alacak olarak görünmediği, kayıtlı olan alacağın da hangi ortağın alacağı olduğu tespit edilemediği, davacı ortak tarafından yapılan ödemeIerin, şirketin kiraları, kullandığı kredilere ilişkin bankalara yapılan ödemeler, tasfiye kararı sonrası tescil ilan masrafları gibi münhasıran şirketi ilgilendiren masraflar olduğu, dolayısıyla lehine masraf yapılan tüzel kişi olup borçlu durumda olan da şirket olduğu, şirkete borç veren ortağın şirketten alacaklı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2014 tarih ve 2014/101-2014/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, Davacı iddiasında davalıların söz konusu şirketlerde gizli ortak olduklarını, ancak şirketlere ait vergi borcundan sorumlu olmamak için açıkça şirket ortağı ve yöneticisi olmadıklarını ileri sürerek, Ticaret Sicil Yönetmeliği'nin 37.maddesi uyarınca şirket ortağı ve kanuni temsilci sıfatlarının ticaret siciline tescilen karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur....
Söz konusu hükümler doğrultusunda, şirket ortakları yönünden kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı 22.02.2001-10.01.2014 tarihleri arasında şirket ortağı olduğundan, söz konusu şirket ortaklığı devam ettiği sürece sigortalısı olarak kabul edilmesi ve SGDP kesilmesi şeklinde gerçekleşen Kurum işlemi yerindedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....