Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava, davalı şirketin genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun, hisse devir işlemlerinin geçersizliğinin ve davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince davacının tespit isteminde hukuki yararının bulunmadığını gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
nin kurulduğunu, davalının aslında şirket ortağı olmadığının ve şirket kurulabilmesi için ikinci bir kişiye ihtiyaç olduğundan şirket ortağı yapıldığının tüm aile bireyleri tarafından bilindiğini, şirket sermayesinin 33.000 paya ayrılmış olup her bir payının 1.000,00TL beheri olduğunu, davalının şirket kuruluşunda ve sermaye arttırımlarında tek kuruş ödemesi olmadığını, davalının 2021 yılının Şubat ayında anlaşılmaz tavırları ile müvekkilleri olan babasını ve aile bireylerine ağır hakaretler ile aile bireylerini ve işini terk ettiğini, kısa bir süre sonra da şirket feshi ve yöneticilikten azil davası açtığını, sonrasında da ticari defter ve kayıtları inceleme talebiyle ve genel kurul kararlarının iptaline yönelik davalar açtığını, şirket kar payları hakkında genel kurul toplantısı yapmak için noter ihtarı çekiğini, müvekkilini bezdirmek için ihtar ve davalar açıldığını, davalının şirketin gerçek ortağı olmadığını, şeklen ortak olup kağıt ortağı olduğunu, inançlı kağıt ortağı olmasına rağmen...
Düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince; davacı yanca açılan davada davalı şirketin gizli ortağı olduğunun tespiti ile şirketin feshine karar verilmesine yönelik olarak işbu dava açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, davacılar dava açarken delil olarak banka kredi sözleşmeleri, ajanda kayıtları, şirket ortakları arasındaki mesajlaşmalar, SGK kayıtları, banka kayıtları, tanık beyanı, davalı şirketin halen ortağı olan ... ...'ın emniyet müdürlüğünde vermiş olduğu ifadelerine dayanmış olmasına rağmen mahkemece davacıların dayanmış olduğu bu delillerden hiçbirisi toplanmadan açılan dava reddedilmiştir....
İlke olarak, şirket organları ile şirket arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı hizmet sözleşmesi biçiminde değerlendirilemez. Dolayısıyla bunlar 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilemezler. Örneğin anonim şirketin temsil ve idare yetkisi, yönetim kurulu üyesi ve şirket ortağı olan kimselere verildiği takdirde şirketle bunlar arasındaki ilişki iş sözleşmesine dayandığı için 506 sayılı Yasa anlamında sigortalı kabul edilmeyeceklerdir. Bu esaslar komandit ve limited şirketler için de aynı şekilde geçerlidir. (Güzel/Okur/Caniklioğlu, T3 16. Bası, Sh. 89 ) Limited şirket ortakları gerek 1479 sayılı Yasa gerek 5510 sayılı Yasa 4/1- b kapsamında zorunlu sigortalı sayılırlar. Başka bir deyişle bunların ortağı oldukları limited şirketteki çalışmaları, hizmet akdine değil, vekalet akdine dayalıdır ve 506 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemez....
hesaplarının bulunduğu ---------, --------, --------, -------- - -------- ve -------- hesapları ile şirket defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile Ağustos 2020 tarihi itibari ile davacının hissesine düşen kar payı ,demirbaş ve mevcut durumun tespit taleplerinin olduğu, fazlaya dair haklar mahfuz kalmak üzere davacı hissesine düşen değerin tespiti şimdilik 20.000 TL ve belirlenecek değere 22.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilinin talep ve dava etmiştir.Davalı --------- vekili dilekçesinde özetle, limited şirketlerde sorumluluk şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, davacının "hisse değerinin tespiti ve tahsiline" ilişkin davasının davalıya yöneltilemeyeceği, kaldı ki davacı taraf anılan şirketin ortağı olmadığından ve şirket üzerinde herhangi bir hak ve alacağı da bulunmadığından söz konusu talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, Davalının, dava dışı --------- Şirketi'nin hisselerinin tamamını 03.10.2019 tarihinde devraldığı, şirketteki tek yetkili ve ortak...
İlçesi, ... mahallesi, ... ada, 7 parsel, 6.193,00 m2 arsa niteliğindeki taşınmazı şirket sermayesi olarak kullanmak istediğini, TTK m.127’ de şirketin sermaye olarak kullanabileceği değerler belirtilmiş olmakla birlikte m. 128/2’de şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazların tapuya şerh edildiği takdirde ayni sermaye olarak kabul olunacağı düzenlendiğini, TTK m. 343’e göre şirketin ayni sermaye olarak kullanacağı bahse konu taşınmaz için mahkemece bu ilkeler doğrultusunda değer tespiti yapılmasını talep ve dava etmiştir. DELİLLER :Değer tespiti istenen taşınmazın tapu kaydı, 25.03.2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE :Talep, şirket öz sermaye tespiti talebine ilişkindir. Davacının istemi, TTK'nun 343. maddesinde açıklanan sermaye şirketlerine konulacak ayınların değerlerinin tespitine ilişkindir. Talebe konu taşınmaz davacı şirketin ortağı ...'...
yok hükmünde olduğunun tespitine, davacının davalı şirketle %0,002 pay karşılığı 10 TL sermaye ile hissedar olduğunun tespitine karar verilmiştir....
Başkanlığı için aktivite-reklam-organizasyon gideri adı altında şirket hesaplarından yaptığı ödemelerin tespiti, şirketin ortağı olan ..., diğer ortağı olan oğlu|... ve ortak eşi ...ın şirket alacak ve borç kayıtlarındaki durumunun tespiti ve alacak-borçlu durumunun var olup olmadığının tespiti, şirket ticari defterlerinde stok ham madde olarak gözülten bedel ile gerçek ham madde ve stok sayımı arasındaki değer-nitelik-nicelik farklarının bullnup bulunmadığı ile, şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde "tek düzen defter” incelemesi yapılması ile, yıllardır dağıtılmayan kar payı ile kasada bulunan nakit bedele rağmen; şirketi bankalardan yüksek faiz ile kredi borcuna girmesi ve 3. kişi şirket alacaklılarının borçların ödenmemesi, borcun faizlenmesi ile vergi ve SGK borçlarının ödemmemesi nedenleri ile; dağıtılmayan kar payları bedelinin tespitine ilişkin gündemde şirkette özel denetçi tayini talepleri yazılı olarak da sunulmuş ise de; gerekçesiz olarak reddedildiğinden eldeki iş...
ye devrine ilişkin tüm işlemlerin muvazaalı olup geçersiz sayılması gerektiğini beyanla müvekkillerinin halen şirketin ortağı olduklarının tespiti, şirket ortaklar kurulu tarafından alınan kararların geçersizliği, devir işlemlerinin muvazaalı olduğunun tespiti, marka devir işlemlerinin muvazaalı olduğunun tespiti ile ayrıca işletme ve markaların üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve bu hususların ticaret siciline, ... siciline tesciline ve ticaret sicil gazetesi ilanına, yine davalı şirketlerin tüm markalar, işletmeler, menkul ve gayri menkul mallar, banka hesapları ve her türlü mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, bu hususların ticaret siciline, ... siciline tesciline ve ticaret sicil gazetesi ilanına, şirketin zarara uğratmaya yönelik olan devirler ve diğer işlemler sonucunda şirketin gördüğü zarar nedeniyle 50.000,00-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerine ödenmeyen kâr payına karşılık her bir müvekkili yönünden ayrı ayrı 1.000,00-TL...
Bu nedenle uyuşmazlık, davacının davalı şirketin ortağı olup olmadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin davalı şirketin savunduğu şekilde bir ortaklık ilişkisi mi, yoksa davacının iddia ettiği şekilde yüksek kar payı vaadi ile tasarrufların davalı şirket nezdinde değerlendirilmek üzere davalıya para verildiği, yani 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10. maddesinde düzenlenen mevduat ilişkisi mi olduğu noktasında toplanmaktadır. Dosyada mübrez bilirkişi kurulu raporunda, ortaklar pay defterine göre davacının ortak olarak kayıtlı olduğu, buna göre davacının davalı şirketin ortağı olduğuna ilişkin tesbit yapılmış ise de, yapılan inceleme ve varılan sonuç yeterli değildir. Zira, davacının şirket ortağı olduğunun ispatı için pay defteri tek başına yeterli değildir....