Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.12.2012 tarih ve 2009/628-2012/280 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %2 payının olduğunu, davalı şirketin 09/05/2009 tarihinde genel kurulunda alınan karar gereğince, ortaklarına toplam 483.000,00 TL kar payı ödenmesine karar verildiğini, bu miktardan müvekkilinin %2 payına isabet eden 8.211,00 TL olduğunu, yönetim kurulunun 13/05/2009 tarihli yazısı ile kar payı alacağının ½ oranında ödeneceğinin bildirildiği ve 26/05/2009 tarihinde kar payı alacağının ½ sinin diğer tüm ortaklara ödenmiş olmasına rağmen müvekkili payının davalı şirkete borçlu olduğundan bahisle kar payı alacağının...

    Yerel Mahkemece; 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi gereğince borcun şirketten kısmen veya tamamen tahsili mümkün olmadığı takdirde kamu alacağının tahsili için şirket ortağına takip yapılacağı, şirkete tebligat yapılamaması üzerine doğrudan Kurumun takibi ortağa yöneltemeyeceği gerekçesi ile davanın kabul edildiği, şirkete ödeme emrinin tebliğ edilememiş olmasının tek başına borcun şirketten tahsil edilmeyeceği anlamına gelmeyeceği, Kurum tarafından borcun şirketten tahsil olanağının kalmadığına ilişkin yeterli araştırma yapılmadığından davacı aleyhine başlatılan takibin usulsüz olduğu, Kurumun yapmadığı araştırmanın mahkemece yapılarak, şirketin borca batık olduğunun tespitinin davacı aleyhine başlatılan usulsüz takibi geçerli hâle getirmeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      İstemin Özeti : Ortağı bulunduğu limited şirket adına kesilen usulsüzlük cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerini; dosyadaki belgelerin incelenmesinden, şirketin vergi borcu nedeniyle düzenlenen ödeme emirlerinde davacının ismi yazılı olmayıp, sadece şirketin adının yazılı olduğu, tebligatın ise davacının işçisine yapılması nedeniyle davacı tarafından ödeme emirlerinin iptali istemiyle bu davanın açıldığı, davacının şirketteki payını devrettiği ve devir işleminin de 19.1.1995 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlandığı, vergi borcunun istendiği dönemlerde davacının şirketin ortağı olmadığının anlaşıldığı, öte yandan şirketin vergi borcunun öncelikle şirket tüzel kişiliğinden istenilmesi ve sonuç alınamaması halinde şirketin ortağından tahsili yoluna gidilmesi gerekirken bu yolun izlenmediği; bu itibarla, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilerek amme alacağının davacıdan istenilmesinde...

        Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti istemine dayalı olarak TMK'nın 605/2. maddesi gereğince mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK m. 605/2) Borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı ve temsilcisi olduğu limited şirketin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar....

          Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi otaklık ilişkisinin varlığının tespiti ile kar payının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece 13.Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile aralarında düzenledikleri 24 Ocak 2003 günlü ve "Akitname" başlıklı sözleşmeye dayanarak, bu sözleşmede açıkça belirtmemişlerse de aralarında bir taşınmazın alım satımı konusunda adi ortaklık kurduklarını, davacının sermaye olarak emeğini, davalının da parasını koyduğunu bildirerek aralarındaki ilişkinin adi ortaklık olduğunun tespitini ve hissesine düşen kar payı ile sözleşmede ayrıca kendisine ödeneceği belirtilen 10.000 USD'nin tahsilini istemiştir....

            Mahkememizin ... esas sayılı dosyasının ... tarihli celsesinde; davacının davalılara yönelik açtığı kar payı ve zarar tahsili alacağı davasının tefrikine karar verilmiş, iş bu dava mahkememizin ... esas sırasına kaydedilmiştir. Dava, dava dışı ... Şirketinin ortağı olan davacı tarafından diğer şirket ortakları ve yetkilisi aleyhine açılmış ...-TL kar payı alacağı ve ...-TL'de şirkete verdikleri zararların tahsili talebi ile açılmış toplam ...-TL bedelli belirsiz alacak davasıdır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede: TTK'nın 5/A maddesi gereğince Ticaret kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır....

              Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış olup, bilirkişi 12/12/2020 tarihli raporunda, itirazları değerlendirerek kâr payı alacağının muaccel olup olmadığı takdiri mahkemeye ait olmak üzere defter kayıtları nazara alındığında satılmayan 5 daire hariç satılan dairelerden kâr payı alacağının 11.779,00 TL olarak, 5 daire de nazara alındığında kâr payı alacağının 84.385,52 TL olarak hesaplandığını, taşınmazların satış tarihindeki rayiç bedeli nazara alınarak hesaplama yapıldığında 5 daire hariç kâr payı alacağının 347.533,93 TL, 5 daire de dahil 540.603,93 TL olarak hesaplandığını bildirmiştir. Davacı vekili 21/01/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 540.603,93 TL'ye yükselterek harcını ikmal etmiştir. Dosya kapsamından; Ankara .... Noterliğinden düzenli 19/08/2010 tarih, 09710 yevmiye numaralı parselde yapılması planlanan inşaat için arsa sahipleri ile müteahhit S.S. ......

                Şu halde açıklanan yasal hükümler gereğince, mirasbırakanın; "ortağı" olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya sorumluluğu söz konusudur....

                Davacı... ortağı olduğu davalı şirkete karşı, ortaklık payı karşılığı çıkma alacağının tahsili için tespit davasını açmıştır. Açılan dava ortaklık ilişkisinden kaynaklanmakta olup HMK 14/2 gereğince davalı şirket merkezinin bulunduğu Bakırköy Adliyesi kesin yetkilidir. Bu nedenle mahkememizin yetkisizliğine, davanın HMK 14/2, 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulen reddine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir....

                  Dosya içeriğinden borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı ve müdürü olduğu ... Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur....

                    UYAP Entegrasyonu