Şirketin iki ortaklı şirket olduğu, davacının %20 hisse sahibi dava dışı ortağın da %80 hisse sahibi olduğu hususları ihtilafsızdır. SMMM Bilirkişi ... tarafından düzenlenen ... tarihli raporda sonuç olarak; Dava dosyası ile davalı tarafın ..., ..., ..., ..., ... yıllarına ait ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler de, ... Şti. şirket ortağı ...' in ... tarihinden ... tarihine kadar şirket müdürü olduğu, şirketi münferiden temsil ettiği ve şirket ortaklığının da ... tarihinden itibaren devam ettiği, ... Şti. şirket ortağı ...' in hisse oranı %20, Sermaye payı ... TL olduğu, ... Şti. şirket ortağı ...' in ... tarihinden itibaren şirketin ortaklığını ve müdürlüğünü münferiden sürdürdüğü ve hala devam ettiği, ... Şti. şirket ortağı ...' in hisse oranı %80, Sermaye payı ... TL olduğu, Davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu'nun 617. Maddesi gereği yapması gereken olağan genel kurul toplantılarını yapmadığı, Davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu'nun 519....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/327 Esas KARAR NO :2022/317 DAVA:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ:22/10/2021 KARAR TARİHİ:16/05/2022 Mahkememizin... esas sayılı dosyasından tefrik edilerek mahkememizin 2022/327 esas sırasına kaydedilen Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ... Tekstil Oto Kiralama Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi, 24.06.2008 tarihinde kumaş toptan ticaret ve şehir içi banliyö ve kırsal alanda kara yolu ile personel, öğrenci ve benzeri grup taşımacılığı olarak kurulmuş iki ortaklı bir şirket olduğunu, şirketin kuruluş sermayesi 500.000-TL olup %50 hisse müvekkil ... ve %50 hisse davalı ...'...
Yapılan açıklamalar ışığında mahkemece, davacının kâr payı alacağının tahsili için eda davası açma olanağı varken, tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından kar payının tespitine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir..." şeklindedir. Yukarıda yer verilen emsal Yargıtay içtihadında değinildiği üzere, kar payı alacağının tahsili için eda davası açma olanağı varken tespit davası açmakta davacının hukuki yararı olmadığından ve hukuki yarar dava şartı olup her aşamada resen mahkememizce dikkate alınması gerektiğinden davanın usulden reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir....
Taraflar arasında davacının davalı şirketteki hisselerini tüm hak ve sorumluluklarıyla devrettiği, davalı şirketin eski ortağı olduğu, şirket ortağı olduğu dönemde alınan genel kurul kararında, şirketin tahsili gereken yaklaşık alacaklarıyla mevcut toplamı belirleyip, borç miktarları yaklaşık olarak belirlenip, ödendikten sonra kalacak tahmini bedelden karar tarihinde şirket ortağı olan davacının da aralarında bulunduğu 4 ortağın şirketten olan alacak miktarlarının belirlenerek bu miktarların ödenmesine karar verildiği, davacıya genel kurul kararında belirtilen alacaklarına karşılık olmak üzere senetle 17.000,00 TL, araç alınması sonucu 23.500,00 TL ödeme yapıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....
Şti'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir. İLGİLİ MEVZUAT: 6183 sayılı Kanun'un 4369 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle değişik 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından, sermaye hisseleri oranında, doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı hükümleri yer almaktadır....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçları için şirket adına düzenlenen ...takip numaralı ödeme emrinin, şirketin 03/0272015 tarihinde sicilden resen silinmesini müteakip, 11/02/2015 tarihinde şirket müdürünün ikametgah adresinde, aynı konutta ikamet eden annesine tebliğ edildiği, şirket hakkında mal varlığı araştırması yapıldığı, şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırmasında da şirkete ait mal mevcudunun bulunmadığı anlaşıldığından, asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarının şirket adına düzenlenen ...takip numaralı ödeme emri içeriği borçlara isabet eden kısmında yasal isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçları için şirket adına düzenlenen ...takip numaralı ödeme emrinin 14/01/2013 tarihinde şirket müdürünün ikametgah adresinde...
Dava, davacının davalı limited şirket ortağı olmadığının ve diğer davalıların şirket ortağı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. ...’nın 520. maddesinde, bir pay devrinin şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartı ile hüküm ifade edeceği, devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması gerektiği ve nihayet anılan maddenin son fıkrasında, pay devri veya devir vaadi hakkındaki mukavelenin yazılı şekilde yapılmış ve noterde imzası tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer hakkında dahi hüküm ifade etmeyeceği açıkça belirtilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında ... 1. Noterliğinde yapılan hisse devir sözleşmesiyle davacının hisse devri bedelini almış olması karşısında davanın kabulüne karar verilmiş ise de, devir hususunun pay defterine kaydının kurucu özellik taşıdığı, ...'...
Borcun, murisin şahsi borcu değil, ortağı ve temsilcisi olduğu şirketin vergi borcundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun gereğince takibe tabi tutulurlar....
ın davalarının kısmen kabulü ile araçlar için Hamit'in %80 oranındaki şirket hissesine isabet eden 387.922,40 TL., 19 nolu bölüm için 57.500 TL olmak üzere toplam 445.422,40 TL katılma alacağının davalı-karşı davacı ...’den alınmasına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, davalı-karşı davacı ...’in davasının kısmen kabulü ile emeklilik ikramiyesinin geliri olan 64,91 TL nin, 28 nolu bağımsız bölüm için 34.531,25 TL olmak üzere toplam 34.596,16 TL katılma alacağının Nurcan’dan alınmasına, fazlaya ilişkin isteğin reddine, sonuç olarak tarafların alacaklarının mahsubu ile gayrimenkul ve araçlardan dolayı 410.826,24 TL. katılma payı alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte Hamit’ten tahsiline karar verilmiş,hüküm şirket adına kayıtlı araçlar bakımından davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosya içeriğinden borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı ve müdürü olduğu... Şti.'nin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....