Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ocak ayına ait 3 adet toplam KDV dahil 11.129,84 TL tutarlı faturaların tamamının davalı şirket tarafından bildirimin yapıldığı, 2020 yılı şubat ayına ilişkin 2.782,44 TL tutarlı fatura için iade faturası düzenlendiğini, fatura tutarındaki farklılığın ise KDV hesaplanırken oranın %18 yerine iade faturasında %8 olarak hesaplanmasından kaynaklandığını, davacı şirket kayıtlarında bulunan ve davalı şirket tarafından da vergi dairesine bildirimi yapılan fatura toplam tutarı KDV dahil 91.229,96 TL olup, davalı tarafından yapılan ödeme tutarı olan 30.566,40 TL ve 2.546,64 TL iade faturası dahil 33.113,04 TL'nin mahsup edilmesi ile 58.116,92 TL cari hesap bakiyesi kadar davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olacağının hesaplandığı, sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir....

    Davalı, şirket ana sözleşmesinin 6. maddesi hükmünce şirket müddetinin ortaklar kurulunun ittifak kararı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın izni ile uzatılıp kısaltılabileceğini, şirketin 31.12.2005 tarihinde süresinin bittiğini, şirket müddetinin uzatılması ile ilgili 22.11.2005 tarihinde toplanan ortaklar kurulunda bu karara muhalif kaldığını, ... . Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/29 Esas sayılı dosyası üzerinden şirketin feshi ve tasfiyesine yönelik dava açtığını, sürenin bitmesiyle şirketin son bulacağını, buna rağmen davacı şirketin A.Ş. dönüşemeyeceğini, yasal hakkını kullanmış olmasının uyumsuzluk olarak nitelendirilemeyeceğini, yine yasal hakkını kullanarak fesih davası açmış olmasının da çıkarılmayı gerektiren bir davranış olarak değerlendirilemeyeceğini, savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Davalılardan ... ...’a vekaleten, kendi adına asaleten Av. ... ..., T.T.K'nin 551. maddesi gereğince davanın şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerektiğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, şirketten çıkarılmasına ilişkin davacıların taleplerinin yerinde olmadığını, şirketten çıkma ve çıkarılma için haklı sebeplerinin hiçbirisinin bulunmadığını, şirket müdürü olmayan davacıların T.T.K. 304. maddesine dayalı olarak şirketlerin iflaslarını isteme hak ve yetkilerinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya yanıt vermemiştir....

        . - DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 09/07/2018 KARAR TARİHİ: 23/06/2021 YAZIM TARİHİ:05/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket Ortaklığından çıkma ve ortaklık payının tahsili davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %40 oranında hissedar olduğunu, şirket ortaklarından ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık mahkemece fuzuli işgal nedeniyle tapulu taşınmazdan çıkarılma ve men'i müdahale olarak nitelendirilmiştir. Bu durumda temyiz inceleme görevi Dairemize ait değildir. Dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 25.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Ayrıca davacılar tarafından şirket müdürlerinin şirketi kötü yönettiğine dair somut deliller sunulmamış olup, ticari hayatta şirketler bazı dönemler kâr elde edebileceği gibi zarar da edebilmektedir. Şirket 2008-2009 yıllarında zarar etmiş ise de, 2010 yılında kâr elde etmiştir. Şirket faaliyetlerine devam etmekte olup, özvarlığı da mevcudiyetini korumaktadır. O halde, davacılar tarafından ileri sürülen ve delillerle desteklenmeyen gerekçelerin şirket ortaklığından çıkmak için haklı sebep teşkil etmeyeceği gözetilmekzin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilerek davacıların ortaklıktan çıkma paylarının hesaplanması doğru olmamış, yerel mahkeme kararının davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

              Davalı vekili, müvekkilinin gönderdiği ilk ihtarın davacının kardeşine, ikinci ihtarın işçisine, ortaklıktan çıkarılma kararının ise yine davacının kardeşine tebliğ edildiğini, tebligatların geçerli olduğunu savunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, birinci ihtarname ile ortaklıktan çıkarılma kararının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 13.09.2011 tarih ve 2011/205 -261 E-K sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, yönetim kurulu ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, birinci ihtarname ile ortaklıktan çıkarılma kararının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir....

                Karara karşı davalı üniversite ve davalı Şirket vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

                  Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra dava konusu 42 nolu parselin elden çıkarılma tarihindeki değeri olan 43.695.33 TL. ile 452 nolu parselin elden çıkarılma tarihindeki değeri olan 3.563.80 TL.nin davalı ...’ten tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılardan ...’in yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 488,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'ten alınmasına 3.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Şti'nin % 25 payla ortağı olduğunu, ancak şirketin 31/08/2009 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan karar uyarınca adı geçen davalının Kadirli de faaliyet gösteren başka bir rehabilitasyon şirketinin de ortağı olması sebebiyle müdürlük görevinden azledildiğini, buna rağmen azilden sonra davalının şirket kaşesini teslim etmeyerek bu kaşe ile şirket aleyhine bir bono düzenleyip dava dışı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu