nin 14.09.2010 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda şirket sermayesinin ....800.000,00 TL arttırılarak ....000.000.00 TL'ye çıkarılma kararı alındığını, karara muhalif kaldığını ve muhalif şerhini zapta kaydettirdiğini ancak pay sahiplerinin taahhütlerini arttırmak hususunun ... 388. maddesi gereğince bütün ortakların ittifakını gerektirdiğini, sermayenin arttırılmasının afaki iyiniyet kurallarına aykırı ve kazanılmış hakları ihlal eden bir karar olduğunu ileri sürerek, adı geçen şirketin sermaye artırımına ilişkin kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sermaye artırımının şirket ve ortakların menfaatine olarak alındığını, iptalini gerektiren herhangi bir maddi veya şekli bir eksiklik bulunmadığını, alınan kararın oy birliğini gerektirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Şti olduğu, şirketi temsile yetkililerin ise, Emt Yapı şirketi adına yetkilendirilen Turgut Akçay ile ...’ın müşterek imza ile yetkili oldukları,09.07.2018 tarihli en son genel kurulu kararın bu şekilde Yalova Ticaret Sicil Müdürlüğünde yayınlandığı, şirket merkezinin Yalova olduğu anlaşılmıştır. Limited Şirketlerde sona erme ve tasfiyeye ilişkin hükümler içerisinde şirket ortaklığından çıkma ve çıkarılma bahsi TTK. nun 638.ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
ayrılma akçesinin davacı müvekkil tarafından ödenmesi ile davalıya ait payın müvekkil adına tesciline karar verilmesini, şirket hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi, cebri icra yasağını da kapsar şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının şirket müdürlüğünden azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti. olduğunu davacının taahhüt ettiği sermaye borcunun tamamını ödemiş olduğu anlaşıldığından TTK'nın 529/2. fıkrasında öngörülen ortaklıktan çıkarılma gerekçesinin yerinde olmadığı şirket ortaklarının, ortaklar kurulu toplantısına toplantıdan en az beş gün önce taahhütlü mektup ile davet edilmesi gerektiği, davalı şirketin 02/11/2009 tarihli ortaklar kurulu toplantısının davacı davet edilmeden yapılmış olması nedeniyle ihraç kararının iptalini talep ve dava etmesinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı Pak Endüstriyel Yıkama Yedek Parça San. ve Tic. Lojistik Hizm. ve Paz. Ltd. Şti. tarafından alınan 02.11.2009 tarih ve 2009/9 sayılı davacı ...'in şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin Ortaklar Kurulu Kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirkette %25 oranında ortak olduğunu, şirket ana sözleşmesinde ortakların şirketten ayrılmalarının ayrıca düzenlenmediğini, diğer ortakların davacıya psikolojik baskı yaptıklarını, şirket mal varlıklarını aile bireyleri arasında şahsi işlerinde kullandıklarını, şirkete ait telefon ve arabaları şahsi işlerinde kullanarak masraflarını şirkete fatura ettiklerini, davacının avans olarak verdiği paraların uzun süre kendisine ödenmek istenmediğini, şirket ortaklarından ... ’nun davacıya fiziki şiddet uyguladığını, şirkete ait laptop ve aracın davacının elinden alındığını, şirketin yeniden yapılanmasından sonra kar paylaşımı yapılmadığını ileri sürerek; davacının TTK.nın 551. maddesi gereğince oluşan muhik sebeplerden dolayı davalı şirketin ortaklığından çıkmasına...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin %43,5 oranında ortaklığının bulunduğu şirkette yıllardır haklı gerekçelere dayanmaksızın kâr payı dağıtılmadığını, şirketin, hakim ortak olan ağabeyi .... ve onun pay devri yaparak ortak ettiği aile bireyleri tarafından, müvekkilinin aleyhine olacak şekilde şirketin yönetildiğini, müvekkilinin şirketin yönetim ve denetimi dışında tutularak zarara uğratıldığını, şirket yöneticisi aleyhine açılan sorumluluk davası sırasında alınan bilirkişi raporuna göre şirkete gelen paraların kayıtlara işlenmediğini ve şirketin zarara sokulduğunu, mahkeme kararı ile atanan özel denetçiye şirket kayıtlarının incelettirilmediğini, şirket yönetim kurulu başkanı...'nun şahsına ait ... unvanlı işyerinde davalı şirket çalışanları, kendi işyerinde sigortalı gösterilip fiilen davalı şirkette çalıştırmasından dolayı davalı şirketin ceza ödediğini, ...'...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin %43,5 oranında ortaklığının bulunduğu şirkette yıllardır haklı gerekçelere dayanmaksızın kâr payı dağıtılmadığını, şirketin, hakim ortak olan ağabeyi ... ve onun pay devri yaparak ortak ettiği aile bireyleri tarafından, müvekkilinin aleyhine olacak şekilde şirketin yönetildiğini, müvekkilinin şirketin yönetim ve denetimi dışında tutularak zarara uğratıldığını, şirket yöneticisi aleyhine açılan sorumluluk davası sırasında alınan bilirkişi raporuna göre şirkete gelen paraların kayıtlara işlenmediğini ve şirketin zarara sokulduğunu, mahkeme kararı ile atanan özel denetçiye şirket kayıtlarının incelettirilmediğini, şirket yönetim kurulu başkanı ...'nun şahsına ait ..... unvanlı işyerinde davalı şirket çalışanları, kendi işyerinde sigortalı gösterilip fiilen davalı şirkette çalıştırmasından dolayı davalı şirketin ceza ödediğini, ...'...
işleminin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, Mahkemece, temel hak ve özgürlükler açısından hukuki bir denetimin yapılmadığı, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının Ceza Hukuku anlamında bir ceza olduğu, davacı tarafından, OHAL döneminde OHAL süresiyle sınırlı olarak alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesi nedeniyle ihraç işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, Anayasaya göre OHAL döneminde dahi ihlal edilmeyecek türden bir hak olan masumiyet karinesinden yararlanma hakkının OHAL KHK'sı ile terör örgütü üyesi olarak suçlanmak suretiyle cezalandırılarak ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dernek üyeliğinden çıkarıldığına dair 03.01.2019 tarihli genel kurul kararının mutlak butlanla sakat olduğunu ileri sürerek; Mahkemece derneğin üyeliğinin devam ettiğinin belirlenmesine, çıkarılma kararının butlanla batıl sayılmasına, 30.03.2019 tarihli genel kurulun toplanmasının tedbiren önlenmesine veya genel kurula katılma kararı verilmesini istemiştir. II. CEVAP 1. Davalı vekili, davacının üyelik aidatını zamanında ödememesi sebebiyle hakkında Tüzüğün 8.3 maddesi yönetim kurulunca tatbik edilerek üyelikten çıkarılma kararı verildiğini, çıkarılma kararının ayrıca 30.03.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karar ile onaylandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1....
ilkelerinin ihlal edildiği, yürütme ve yasama organının kişileri ya da grupları suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmesine rağmen ne OHAL Komisyonu ne de ilk derece mahkemesi bu iddiaya ilişkin inceleme ve cevap verme ihtiyacı duymadan başvuruyu ve davayı reddettiği, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılma tedbirinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği gibi bir yargılamanın temel ilkelerini referans almayan Anayasa Mahkemesi kararlarının davanın reddine gerekçe yapılamayacağı, FETÖ/PDY'nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu tarihten önce ilan edilmiş bir terör örgütü olmadığı için geçmişteki fiilleri nedeniyle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir niteliğinin olması nedeniyle...