Mahkemece,bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacının tasfiye talebinin TTK. 636/3 maddesi uyarınca ikame çözümlerden ortaklıktan çıkarılma yoluna gidilerek kabulü gerektiği, tasfiye istemli asıl davada davalı şirket dışında ortaklara husumet düşmeyeceği, birleşen davanın ise dava tarihi itibariyle ispat koşulu oluşmadığı gerekçesiyle reddi gerektiğinden, asıl davanın kabulüne, asıl davada davanın davalı ... ve ... yönünden husumet nedeni ile reddine, davalı şirket yönünden ise davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmak suretiyle hissesine isabet eden 4.536,63 TL ortaklıktan çıkma payının, kararın kesinleşme tarihi itibariyle ticari faizi ile davalı şirket ortaklarından eşit olarak tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez asıl davada davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Davalı vekili, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK'nın 187'inci maddesinde sayılan ortaklıktan çıkarılma şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen dosyada davacı vekili, 22.07.2010 tarihinde toplanan davalı şirket ortaklar kurulunun müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması yönünde işlem yapılması hakkında karar aldığını, ancak bu toplantıda müvekkiline oy hakkı tanınmadığını, kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu, kararın alınması için gerekli şartların oluşmadığını ileri sürerek şirket ortaklar genel kurulunca alınan 22.07.2010 tarih ve 2010/11 sayılı kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada davalı vekili, iptali istenen kararın alındığı toplantıya tüm ortakların katıldığını, davacının muhalefet etmek suretiyle görüşünü bildirdiğini, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Şubesinde 11 Nisan 2009 tarihine kadar çalıştığını, katılanın markette şefleri olduğunu, iddia edildiği gibi müştekiyi cebir tehdit ve hile kullanarak hürriyetinden yoksun kılmadığını ve yağma suçunu işlemediğini, sadece olay tarihinde müştekinin evine giderek işten çıkarılma nedeni ile ilgili olarak kendisini dışarıya çağırdığını ve kendisi ile işten çıkarılma nedeni ile ilgili olarak kavga ettiklerini, kendisine vurduğunu, onun da kendisine vurduğunu, kavga ettikleri sırada kesinlikle kardeşleri olan diğer sanıklar ... ve ...'...
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının ortaklıktan çıkarılma kararının alındığı 28.04.2010 tarihli olağan genel kurul toplantısı ilanının anasözleşmesinde belirtildiği gibi kooperatifin kapısına ve muhtarlık ilan yerine asıldığına dair bir tutanağın bulunmadığı, ilanların anasözleşmeye uygun olarak yapılmadığı, davacının ortaklıktan çıkarılma kararının 13. maddenin hangi fıkrasına göre alındığının belirtilmediği, anasözleşmenin 14. maddesine göre davacı ortağa muhtar aracılığı ile tebliğ edilmediği gibi 36. maddesine göre uygun bir süre verilerek yükümlülüklerin yerine getirilmesinin istenilmediği, bu sebeple ihraç kararının usule, yasaya, ilgili mevzuata ve kooperatif anasözleşmesine aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; dosyada bulunan 03.03.2010 tarihli davacıya ait dilekçeden, davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararını kabul ettiği ve yatırmış bulunduğu parayı da aldığının anlaşıldığı, Kooperatifler Kanunu'nun 16. maddesi gereğince davacının çıkarılmayı öğrendiği tarihten itibaren üç aylık süre içinde çıkarılma kararının iptali davası açmadığı, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
in HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. 2- Davacı-birleşen davalı şirket vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesine gelince; Asıl dava, sermaye borcunun ödenmemesi nedeniyle şirket ortaklarının, ortaklıktan çıkarılmaları ve hisselerinin şirkete devri, birleşen dava ise şirket ortaklığından çıkarılma kararının iptali istemlerine ilişkin olup mahkemece, davalıların sermaye borçlarını ödedikleri gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporundan, davalıların, davacı şirket kurulduktan sonra sermaye taahhütlerine karşılık herhangi bir ödeme yapmadıkları anlaşılmakta olup mahkemece şirket kurulmadan önce yapılan bir takım ödemeler dikkate alınarak sermaye borcunun ödendiği sonucuna varılmıştır....
Şirketinin aldığı ihalede tekrar çalışmaya devam ettiği ve ihalede çalışanların sayısının 30' dan fazla olup, kıdeminin 6 aydan fazla olduğu anlaşıldığından bu eksiklikler sonuca etkili görülmediğinden, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen 4 aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer haklardan davalı T.C. ... lığının diğer davalı şirket ile birlikte sorumluluğuna karar verilmemesi davacı temyizi olmadığından, Davacı asıl işveren nezdinde işe başlatıldığından davalı şirket aleyhine hatalı şekilde işe başlatmama tazminatına hükmedilmesi davalı şirketin temyizi olmadığından bu hususlar bozma sebebi yapılmamıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/416 Esas KARAR NO : 2021/856 DAVA : İtirazın İptali DAVA TARİHİ : 17/05/2021 KARAR TARİHİ : 21/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap alacakları bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine Bakırköy ,,,....
Şirketinin aldığı ihalede tekrar çalışmaya devam ettiği ve ihalede çalışanların sayısının 30' dan fazla olup, kıdeminin 6 aydan fazla olduğu anlaşıldığından bu eksiklikler sonuca etkili görülmediğinden, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen 4 aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer haklardan davalı ... lığının diğer davalı şirket ile birlikte sorumluluğuna karar verilmemesi davacı temyizi olmadığından, Davacı asıl işveren nezdinde işe başlatıldığından davalı şirket aleyhine hatalı şekilde işe başlatmama tazminatına hükmedilmesi davalı şirketin temyizi olmadığından bu hususlar bozma sebebi yapılmamıştır....
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 10/06/2022 KARAR TARİHİ : 26/10/2022 YAZIM TARİHİ : 27/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan şirket ortaklığından çıkma veya çıkarılma davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili 26/10/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, davalı vekilinin de 25/10/2022 tarihli dilekçesi ile davacı davasından feragat etmesi halinde davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceğini bildirmiştir. Dava açıldıktan sonra davadan feragat edilebilir. Davadan feragat, iki taraftan birinin (davacının) talep sonucundan vazgeçmesidir. Davadan feragat kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Davacının davasından (tamamen) feragat etmesi üzerine, mahkeme, davanın feragat nedeniyle reddine kararını verir. Açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak, davanın feragat nedeniyle reddi ile valı ... Hayvancılık Tarım Gıda İthalat İhracat Tic.San.ve Ltd.Şti.'...