in davalı şirkette 2400 adet hissedar olduğunun tespitine, davacı ...'ın davalı şirketteki 2397 adet hissesinin 2395 adedinin davalı ...'a tarihsiz "Hisse Devir ve Temlik Senedi" başlıklı belge ile devrine ilişkin işlemin geçersiz olduğunun tespitine, davacı ...'ın davalı şirketteki 2397 adet hissesinin 1 adedinin davalı ...'a tarihsiz "Hisse Devir ve Temlik Senedi"" başlıklı belge ile devrine ilişkin işlemin geçersiz olduğunun tespitine, davacı ...'ın davalı şirkette 2397 adet hissesinin 1 adedinin davalı ...'a tarihsiz "Hisse Devir ve Temlik Senedi"" başlıklı belge ile devrine ilişkin işlemin geçersiz olduğunun tespiti ile davalı ...'ın davalı şirkette 2397 adet hisse ile hissedar olduğunun tespitine, davalı şirketin 22/06/2011 tarihli genel kurulunun yok hükmünde olduğunun tespitine, davalı şirketin 22/06/2011 tarih, 2011/7 numaralı yönetim kurulu kararının iptaline, birleşen 2015/237 esas sayılı dosyada açılan davanın reddine karar verilmiştir....
Anılan hükümler karşısında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, mümkün olmaması halinde genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiş, dava dilekçesinde ayrıca dava konusu genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Dava genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğundan mahkemece usul ve yasaya uygun olarak, TTK'nun 449. maddesi uyarınca yönetim kurulunun görüşünü aldıktan sonra davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmiştir....
Davalı şirket limited şirket olup TTK 622. maddesi uyarınca TTK'da anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağı düzenlemesi gereğince TTK'da anonim şirketlere ilişkin dava konusu ihtilafa hakkında Genel kurul kararlarının iptali başlığı altında belirtilen düzenlemelere bakılacak olursa; TTK 445. maddesinde; İptal sebepleri ; "446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler." şeklinde düzenleme yapılmıştır....
Bilindiği üzere ilgili genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti talebinin reddine dair Konya 3. Asliye Ticaret mahkemesi'nin 2018/587 E.-2020/668 K.sayılı dosyasından verilen kararın istinafı üzerine , dosya dairemizde olup henüz karar verilmemiştir. Ancak aynı talebe (30/06/2000 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduklarının tespiti) ilişkin Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/353 E.-2015/290 K.sayılı dosyasından, davanın reddine dair verilen kararın Yargıtayca onanmış olması, yine dairemizin incelemesinden geçerek Yargıtayca onanan Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/230 E.2019/79 K.sayılı dosyası ile 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında peşin ödemeli ortaklara ilişkin alınan karara karşı alınan 05/05/2013 tarihli olağan genel kurulunda alınan kararların, 4 ve 7....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; genel kurul kararının yok hükmünde olması ile kesin hükümsüz olması arasında fark olduğunu, işlemin yok hükmünde olduğuna dayanan tarafın dürüstlük kuralına aykırı davranmış olamayacağını, 30/12/2021 tarihli red gerekçesinin fotokopi belge ile inceleme yapılması olduğunu,asıl evrak üzerinden yapılan incelemeye hiç değinilmediğini, davacının hiç katılmadığı bir genel kurul kararının yokluğunun tespitinin ileri sürüldüğünü,yaklaşık ispat gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, gayrimenkulün aile konutu olduğunu, müflis şirketin aile şirketi olduğunu, müvekkilinin yönetim, idare ve imza yetkisinin olmadığını, 24/04/2015 tarihli genel kurul tutanaklarındaki kendi adına atılan imzasının sahte olduğunun raporlarla tespit edildiğini,değişen durum ve koşulların tedbir kararı verilmesini haklı kıldığı gözetilerek ara kararın kaldırılarak genel kurul kararının icrasının durdurulmasını,gayrimenkul üzerinde "davalıdır şerhi" işlenmesi suretiyle tahliyenin...
Maddesinde belirlenen çağrı usulüne uyulmaksızın yapılan genel kurulun iptal edilmesi gerektiğini, aynı zamanda pay sahiplerinin sahte imzasıyla yapılan genel kurulunda yok hükmünde olduğunu bildirerek 04/09/2020 tarihli genel kurul toplantısında müvekkillerinin sahte imzasıyla alınan genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine, bunun mümkün olmaması durumunda 04/09/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir. Davalı şirkete usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmiş davalı vekilinin 06/12/2020 tarihli cevap dilekçesinden özetle; davacılardan ...'ın şirket merkezini kiraya veren otel ile ilgili usulsüzlüklere karışması nedeniyle yaklaşık bir yıldan beri iş yerine gelemediğini, şirketin zaruri ve acil işlerini göremediğinden aksamalar yaşandığını, davacı ...'...
ya verildiği, usulüne uygun olarak alınmış bir Genel Kurul Kararı bulunmadığı, yönetim kurulunun ve davalı...'un şirket adına bu miktarda bir garanti mektubu imzalama, sunma ve düzenleme yetkisi olmadığı, Genel Kurul onayı, yetkisi ve şirket yönetim kurulu kararı olmadan şirketi aşırı borçlandıran davalı...'un yapmış olduğu işlem "29.06.2016 tarihli ...A.Ş adına ...kredi şirketine bir Garanti Mektubu" vermiş olmasının yok hükmünde olduğunun tespiti talebi ile dava açılmış ise de; dava konusu garanti mektubunun dava dışı ...kredi şirketine verildiği, lehine garanti mektubu verilen şirketin yokluğunda bu davanın sonuçlandırılamayacağı, davanın bu şirkete karşı açılması gerektiği dikkate alınarak davacının davasının pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kayyım kararı bulunmasına rağmen genel kurul toplantısına katılma çağrısı talebini noter aracılığı ile ihtar ettiğini, ihtar edilen çağrının hangi yıla ilişkin olduğu, gündem maddesi ve olağan mı olağanüstü mü olduğunun belirtilmediğini, bu nedenlerle alınan kararların tamamının yoklukla malul olduğunu, davalı şirketin genel kurulunun hiç bir zaman yapılmadığını, bu nedenle 2017 yılına ait genel kurul toplantısının tekrar yapıldığı ile ilgili tutulan tutanağın yoklukla malul olduğunu belirterek; davalı şirkete ilişkin 26/01/2019 tarihinde yapılan 2017 ve 2018 yıllarına ait genel kurul kararlarının öncelikle yok hükmünde olduğunun tespitine, bu olmaz ise aykırı olan kararların iptaline, dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemenin kararı kesindir.” hükmünü amir olduğu ve her bir pay sahibine mahkemeye başvurmak suretiyle genel kurulun toplantıya davet edilmesine olanak sağladığı, genel kurulun toplantıya yetkili organ tarafından çağrılmasının kurucu nitelikteki şekli unsurlardan olması sebebiyle söz konusu genel kurul toplantısının yok hükmünde kabul edilmesi gerektiği, 23.08.2022 tarihli ... sayılı yönetim kurulu kararı ile 23.09.2022 tarihli genel kurul yapılması kararı iki yönetim kurulu üyesinin imzası ile alındığı, yönetim kurulu kararının alındığı tarihte şirket yönetim kurulu 3 kişiden oluşmakta olup, Şirket ana sözleşmesinin 8-c maddesine göre yönetim kurulunun 3 kişiden oluştuğu hallerde yönetim kurulu toplantı nisabının da 3 kişiden oluşacağının düzenlendiği, bu durumda 23.09.2022 tarihli genel kurulu çağıran yönetim kurulunun nisaba uygun olarak toplanmadığından yoklukla malul olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Eldeki davada iptali talep edilen genel kurul toplantısının yapılması hususunda 26.02.2015 tarihli yönetim kurulu toplantısında karar alınmış olmakla bahsi geçen sebeplerden ötürü sözkonusu yönetim kurulu toplantısının yok hükmünde olduğunun kabulü gerekeceğinden dava konusu 24/03/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların da yok hükmünde olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bahsi geçen sebeple, daha önce 25.02.2015 tarihinde yapılan ve davacının da katılmış olduğu genel kurul toplantısının çağrısız genel kurul olduğundan bahisle eldeki istinafa konu davaya esas 25/03/2015 tarihli genel kurul toplantısının da çağrısız olarak yapıldığının kabulü gerektiği yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekir. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir....