Mahkemece, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişinin haczedilen malların kendisine ait olduğunu ileri sürerek şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını ve malların kendisine iadesini talep edemeyeceği gibi, istihkak iddiası hakkında İcra Mahkemesince takibin ertelenmesine dair karar verilmedikçe istihkak iddiasının hacizli malın satışını da engellemeyeceği, asıl icra dairesince İİK'nin 96., 97. ve 99. maddesi uyarınca hacze devam edilip edilmeyeceği yönünde bir karar alınmadığından hacizli mallar üzerindeki muhafaza işleminin kaldırılarak teslimi yönündeki şikayetin reddine karar verilmiş, karar şikayet eden üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. İİK'nin 97. maddesinin 1. fıkrasında; "İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir....
Sayılı karar incelendiğinde kararın sadece taşınır haczine ilişkin verildiğinin görülmesinin tezatlık içerdiğini , icra dosyası kapsamında usulüne uygun olarak ileri sürülmüş bir istihkak iddiası bulunmadığını , her ne kadar icra müdürü tarafından Muhammet Kılıç'ın Kartallar Otel... A.Ş adına istihkak iddiasında bulunduğu yönünde karar verilmiş ise de Muhammet Kılıç 'ın şirketin yetkilisi olmadığından, şirket adına istihkak iddiasında bulunabilmesi de mümkün olmadığını , istihkak iddiasının yetkisiz kişi tarafından ileri sürülmesi halinde usulüne uygun bir istihkak iddiasının mevcut olduğundan bahsedilemeyeceğinden istihkak davası açılmasında tarafları lehine hukuki yarar bulunmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İcra Müdürlüğü'nce haciz mahalinde borçlunun bizzat hazır bulunması bilgisayar ortamında yapılan araştırma da borçlu adına evrakların ve dosyaların bulunduğunun tutanağı derç edildiği borçlu ile istihkak iddiası sahibinin soyisimlerin aynı olduğu, aralarında organik bağ bulunduğu gerekçeleriyle İİK 97 maddesinin uygulandığı İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/395 E. 2020/319 K. sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dilekçesinin incelenmesinde yukarıda anılan İcra Müdürlüğü kararının şikayet ettiği terditli olarak istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmıştır. Yerleşik yargıtay kararları uyarınca İcra Memur muamelesini şikayet ile istihkak davasının terditli olarak açılabileceğinin kabul edildiği, yine her ne kadar İstanbul 23....
İlk Derece Mahkemesi; İflas Müdürlüğünce ikinci alacaklılar toplantısında davacıya istihkak davası açmak üzere 7 gün süre verildiği, davacının muhtıra tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davası açması gerekirken, şikayet yolu ile Müdürlük kararının kaldırılmasını istemesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Mahkemece evrak üzerinden yapılan inceleme sonucunda; dava ve talebin 3. kişinin İİK.’nun 96-97-99 maddelerinin uygulamasına yönelik istihkak şikayetine ve istihkak iddiasına ilişkin olduğu, dava konusu haczin talimat yolu ile yapıldığı, anılan taleplere ilişkin karar verme yetkisinin asıl icra dairesinin bağlı bulunduğu Mahkemeye ait olduğu gerekçesi ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı 3. kişi tarafından temyiz edilmiştir. 3. kişi hükmün temyizine yönelik dilekçesinde de, talebinin istihkak davası değil, icra memurunun işlemini şikayet olduğunu vurgulamıştır. 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlıdır. HMK'nun 33. maddesine göre ise, olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir....
Mahkemece, şikayet talebinin istihkak davası olarak nitelendirilmesi doğru değil ise de İİK'nun 96-97-99 maddelerin uygulanmasına yönelik şikayet için de asıl takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu . İcra Hukuk Mahkemeleri yetkili olup, bu durumda mahkemenin yetkisizlik kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün gerekçeleri değiştirilerek ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuş bozma kararı üzerine Mahkemece direnme kararı verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı 3. kişi Banka vekili, 1. haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine rehin hakkı nedeni ile 1. haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini, bunun bir istihkak istemi olmadığını, icra işlemini şikayet ettiklerini, bu işlemin şikayet olduğunun kabulünü, olmadığı takdirde istihkak iddiasının kabul edilerek rehin hakları bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, şikayet davasının süresinde açılmadığını, İİK. amir hükmü gereği şikayet davasının 5 günlük süre içerisinde açılması gerekmekte olup icra memurunun haciz işlemi sırasında yaptığı işlemlerde açık bir yasa ihlalinin de bulunmaması ve İİK hükümlerine uygun işlemler yapılması sebebiyle süresiz şikayet hakkının da bulunmadığının açık olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların esasen istihkak davası kapsamına girdiğini, mevcut haciz tutanağında yazılı bilgilerin, haczin dayanağı olan yasa maddesinin değiştirilmesine gerekçe olmaması gerektiğini, mahcuz malların borçlu ile istihkak iddiasında bulunan 3. kişi şirketin birlikte elinde olmadığını, tutanakta belirtildiği üzere icra memurunun alacaklı vekilinin emtialarının istihkak talepli olarak haczedilmesini talep etmesi üzerine istihkak prosedürünü işlettiğini, bu aşamada emtiaların kime ait olduğunun tespitinin şikayet davasına değil istihkak davasına konu edildiğini, bu bakımdan da yerel...
Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamasına göre üçüncü kişinin takibin tarafı olmadığı için şikayet yoluna başvurma hakkının bulunmadığını, noksan harçların tamamlanarak davaya istihkak olarak devam edilmesi gerektiğini, hacizde borçluya ait belgelerin ve çeklerin ele geçmesi karşısında haczin İİK’nun 97. maddesine göre yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığını belirterek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda: dava konusu istihkak iddiası ile ilgili verilmiş takibin devamı kararının bulunduğu ve üçüncü kişiye dava açmak üzere süre verildiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, şikayet eden alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, hacizde İİK'nun 96, 97. maddelerinin uygulanmasına yönelik süresiz şikayet başvurusu niteliğindedir. Dava konusu istihkak iddiası ile ilgili sonradan verilmiş kesin nitelikte takibin devamı kararı bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.Kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/4206 takip sayılı dosyasından, 14.04.2010 tarihinde yapılan haczin İİK 99. maddesine göre yapılması gerekirken İİK 97. maddeye göre yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan öncelikle İcra Memurluğu işleminin iptaline İİK 99. madde uygulanarak alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre verilmesi için dosyanın icra müdürlüğüne iadesine haczedilen demir kesme makinasının müvekkile iadesine , şikayet kabul edilmediği takdirde 14.4.2010 tarihinde haczedilen demir kesme makinası açısından davaya istihkak davası olarak devam edilerek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir....