Mahkemece; İİK'nin 99.madde uyarınca dava açmak için alacaklıya süre verilmesine ilişkin İcra Müdürlüğü işlemine ilişkin şikayet talebinin reddine, borçlu ve üçüncü kişinin baba oğul olması nedeniyle istihkak iddiasının reddine, karar verilmiş, hüküm davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talebi ile şikayet başvurusuna ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz....
Davalı 3.kişi vekili, müdürlük işleminin süresinde şikayet edilmediğini, kendileri tarafından Kadıköy 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/1072 sayılı dosyasında açılan davanın istihkak davası olmayıp şikayet davası olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece istihkak iddiasını içeren muhtıranın davacı alacaklıya 9.8.2011 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından 7 günlük süre içinde istihkak davası açılmadığı gibi icra memuru işlemini şikayete yönelik bu davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....
Haciz üçüncü kişi nezdinde iken yapıldığı iddiası ile üçüncü kişi bu kararı şikayet yolu ile düzeltilmesi ve İİİK 99 göre alacaklıya istihkak davası açmak için süre verilmesini talep edebilir. Somut olayda ise haczin ve istihkak iddiası 05.08.2021 tarihinde yapılmış olup icra müdürlüğünce İİK'nın 96 ve 97 veya 99 maddelerine göre şikayet konusu olacak bir kararın verilmediği aşamada üçüncü kişi icra müdürünün kararının beklemede ertesi gün 06.08.2021'de istihkak davası açmıştır. Davanın açıldığı İskilip İcra Hukuk Mahkemesi de istemi şikayet değil istihkak davası olarak niteleyecek bu davaların nisbi harca tabii olması nedeniyle eksik harcın ikmal ettirerek işin esasını inceleyecek istihkak davasının reddine karar vermiştir. İstihkak davası ile birlikte haczedilmezlik ve taşkın haczin şikayetleri ise tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/636 Esas, 2015/522 Karar sayılı kararı ile istihkak davasının reddine karar verildiği, bu davanın mükerrer olduğuna kararında yer vermiş ise de, dosya içerisinde yer alan kararın tetkikinde, davanın davacı 3.kişinin temyize konu bu dava ile aynı yerde aynı gün yapılan hacizle ilgili olarak aynı taraflara yönelttiği istihkak davası, temyize konu dosyanın ise şikayet başvurusuna ilişkin olduğu, bu nedenle derdestlik durumunun da söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. İstihkak davası niteliği gereği, şikayet başvurusundan farklı usul ve esasa tabi olduğu gibi uyuşmazlığın şikayet koşullarına göre çözümlenmesi gerekir ki şikayet istemi kabul edilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren şikayetçi üçüncü kişi yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve harcın da maktu olarak hesaplanması gerekmektedir....
Birleşen dosyada şikayetçi ... vekili, aynı sıra cetvelinden müvekkiline pay ayrılmadığını oysa bedeli paylaşıma konu istihkak üzerinde müvekkilinin de kesin haczi bulunduğunu, şikayet olunan bankanın ihtiyati haczinin İİK'nın 100. madde şartları oluşmadığından garameye iştirak edemeyeceğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunan banka vekili, bedeli paylaşıma konu istihkak üzerine konulan ihtiyati hacizlerinin kesinleşmesinden sonra şikayetçiler tarafından haciz konulduğunu, ilk haczin müvekkiline ait olduğunu savunarak, asıl ve birleşen şikayetin reddini istemiştir. Diğer şikayet olunanlar, şikayetlere cevap vermemiştir....
Mahkemece dava harcı tamamlattırılarak istihkak davası prosedürüne göre karar verilmesi gerekirken anılan başvuruyu talimat icra müdürlüğünün işlemine karşı şikayet olarak yorumlayarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, icra memurunun muamelesini şikayete ilişkindir. Yerel Mahkemece şikayet isteminin reddine karar verilmiş;Özel Dairenin yukarıda yazılı bozma kararı üzerine; davacı vekilinin davanın memur muamelesini şikayet olduğu açık beyanı karşısında davanın istihkak davası olarak kabulünün mümkün olmadığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir. Uyuşmazlık; davanın niteliğine ilişkindir....
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Hacizde, yasada gösterilen kişilerce istihkak iddiasında bulunulması ile İİK’nun 96. maddesindeki 7 günlük yasal hak düşürücü süre kesilir. Somut olayda haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan kişi yasada sayılan kişilerden değildir. Hacizdeki istihkak iddiası 7 günlük süreyi kesmemiştir. İcra Müdürlüğü’nde istihkak iddiasında bulunulmayıp doğrudan dava açıldığına göre 7 günlük yasal sürenin başlangıcında haczi öğrenme tarihinin dikkate alınması gerekir. Üçüncü kişi,haciz işlemine karşı Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 05.11.2009’da şikayet yoluna başvurduğuna göre haczi en erken bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Öte yandan şikayet yoluna başvurulması da süreyi kesen sebeplerden değildir.Bu durumda, 10.12.2009’da açılan istihkak davasının süre aşımından reddi gerekirken işin esasına yönelik karar verilmesi hatalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet KARAR Üçüncü kişi, ... . İcra Müdürlüğü’nün 2012/27378 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca ... . İcra Müdürlüğü’nün 2012/1498 sayılı talimat dosyasında yapılan 18.12.2012 günlü hacizle ilgili İİK’nun 99. maddesinin uygulanması gerektiği yönünde yaptıkları şikayet başvurusunun Mahkemece kabul edildiğini, bu durumda haczedilen eşyaların muhafaza altına alınamayacağını belirterek bu durumun tespiti ile yatırdıkları teminatın iadesine karar verilmesi istemi ile şikayet başvurusunda bulunmuştur. Somut olayda üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri gereğince açtığı bir istihkak davası ya da hacze yönelik hangi maddenin uygulanması gerektiği yönünde yapılmış bir şikayet başvurusu bulunmamaktadır. Kaldı ki bu yönde yapılan başvuru ... ....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince:" Mahkememizce 12/12/2019 tarihli tensip zaptının 4 no.lu ara kararı ile: "Davacı tarafa, davanın konusu memur işlemine yönelik mahçuz mallar üzerinde "şikayet" mi yoksa "istihkak" mı davası olduğunu, ayrıca davanın konusu şikayet ise hangi tarihli memur işlemine yönelik şikayet olduğunu açıklamak üzere HMK'nun 119/1,ğ ve 119/2 maddesi gereğince bir haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına" karar verildiği, tensip zaptının davacı vekiline 30/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 02/01/2020 tarihli dilekçesinde, davanın konusunun 10/09/2019 tarihinde icra dosyasından yasaya aykırı olarak verilen müvekkili şirketin menkul malları üzerine haciz uygulanmasına dair icra memur işleminin şikayeti olduğunu, ayrıca Mahkememiz nezdinde istihkak davası açıldığını bildirdiği görülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet edilenin İzmir 6.İcra Müdürlüğü'nün 2009/4851 sayılı takip dosyasında borçluya ait malları haczettirdiğini, bu mallar için aynı dosyada 3. şahsın istihkak iddiasının bulunduğunu, davanın derdest olduğunu, haczin kesinleşmediğini, bu mallarının borçluya mı, yoksa istihkak iddia edene mi ait olduğunun belli olmaması nedeniyle paylaştırmanın istihkak davası olmayan dosyalar arasında yapılması gerektiğini ileri sürerek, yapılan derecelendirme kararının iptali ile paylaştırmanın istihkak iddiası olmayan dosyalar arasında yapılmasına, bu olmaz ise istihkak davasının sonucunun beklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....