Borçlu vekili Av.... ilama dayalı başlatılan icra takibinde İcra mahkemesine başvurusunda; icra emri tebligatının ilamda da belirtilen yeni vekile yapılması gerekirken, aynı ilamda gösterilse de azledilen vekil Av....’e yapıldığından usulsüz olduğunu belirterek, icra emrinin iptalini istemiş, Mahkemece, vekilin azledildiğine ilişkin herhangi bir bildirim bulunmadığından tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; vekil Av.....in ilama konu ... 1.İş Mahkemesi'nin 2009/300 Esas 2012/800 Karar sayılı dava dosyasının yargılaması devam ederken ... 12.Noterliğinin 11.05.2012 tarih 15039 nolu Azilnamesi ile azledildiğine ilişkin belge dosya içinde ise de; azilnamenin vekile tebliğine ilişkin evraka dosya içinde rastlanmamış, mahkemece bu konuda bir araştırma da yapılmamıştır....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/112-258 Esas-1991/1344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak (7) günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Bir diğer anlatımla, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğindedir. İİK.nun 16/l.maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. İcra müdürünün, borçluya çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğini tespit yönünde bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, borçlu usulsüz tebligattan 08.11.2012 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiğine göre, usulsüz tebligatı bu tarih itibariyle öğrendiğinin kabulü gerekir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda yer alan satışa hazırlık işlemini şikayet konusu yapmadıkları gerekçesinin doğru olmadığını, süresinde Muğla İcra Hukuk Mahkemesi'ne 2021/173 Esas sayılı dosyası ile şikayet davası açıldığını, dosyada satış öncesi yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, ödeme emrinin tebliğe çıkarılmasının ardından bila tebliğ dönmesi üzerine müvekkilinin mernis adresine yapılan tebliğ şerhinde müvekkilin komşusunun ismi ve tebligat tarihi yazılmadan tebligatın mahalle muhtarına bırakıldığını, 103 haciz davet kağıdının tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kıymet takdir raporuna ilişkin tebliğ şerhinde ise vaki adreste ikame etmeyen ve müvekkilin tanımadığı Sadık Avcı isimli bir kişiye haber verildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin bu isimde kimseyi tanımadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Dosyanın incelenmesinde; takip dosyasından düzenlenen ödeme emrinin davalı borçluya adreste bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre 03.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun takipten 13.09.2021 tarihinde haberdara olduklarını bildirerek icra takibine itirazlarını sunduğu, aynı tarihte tebligatın geçersizliğinin tespiti için Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluna başvurduğu, Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/343 E - 2021/417 K sayılı ilamı ile şikayetin reddine karar verildiği, bu kararın da istinaf edildiği ancak henüz istinaf incelemesinin tamamlanmadığı anlaşılmıştır....
Dosyanın incelenmesinde; takip dosyasından düzenlenen ödeme emrinin davalı borçluya adreste bulunmaması nedeniyle Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre 12.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun takipten 23.09.2021 tarihinde muttali olduklarını bildirerek icra takibine itirazlarını sunduğu, aynı tarihte tebligatın geçersizliğinin tespiti için Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluna başvurduğu, Çarşamba İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/378 E - 2021/418 K sayılı ilamı ile şikayetin reddine karar verildiği, bu kararın da istinaf edildiği ancak henüz istinaf incelemesi tamamlanmadığı anlaşılmıştır....
İncelenmesinde; davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu T1 hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 19/07/2022 tarihinde komşu Mustafa Dağdeviren'e haber verilerek muhtara tebliğ edildiği, 01/08/2022 tarihinde T1'in İcra Müdürlüğüne gelerek "asıl alacak, asıl alacağa işlemiş ve işleyecek faiz ile icra masrafı ve avukatlık ücretine itiraz ettiğini, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını" belirtir dilekçe verdiği, icra müdürlüğünün 01/08/2022 tarihli kararı ile yasal süresinde olmayan itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32.maddesi gereğince tebligat usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir.(HGK 25/01/2006 tarih ve 2005/2- 772Esas 2006/17Karar) Usulsüz tebligat şikayete tabi olup, muhatabın İİK'nun 16/1 maddesi gereğince 7 gün içerisinde İcra Mahkemesi'ne şikayet yolu ile başvurması gerekir....
Dava icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Davalıya gönderilen örnek 13 ödeme emri 29.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/727 Esasına kayıtlı dosyasında şikayet yoluna başvurmuş, yapılan yargılama ile ödeme emri tebligat tarihinin 21.11.2014 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Ne var ki dosya kapsamından usulsüz tebligata ilişkin şikayet dosyasının kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28.01.2015 günlü 2014/727 Esas 2015/67 Karar sayılı şikayet dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi ve kesinleşmiş karar örneği dosyaya eklendikten sonra neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Ancak her ne kadar ödeme emrinin tebliği bu haliyle usulsüz olsa da davacı borçluya 04.11.2019 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edildiği ve dava dilekçesinde 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, bu hususun Samsun BAM. 4.HD'nin 2020/698 E, 2020/750 K sayılı kaldırma ilamı ile de tespit edildiği, bu durumda borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğunun kabul edileceği (İstanbul BAM 21.HD. E.: 2021/113 , K: 2021/1727 Karar; ... Bam 8. HD E: 2020/1140 K: 2021/803) Ödeme emrinden haberdar olunma tarihi en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04.11.2019 tarihi olduğuna göre 04.11.2019 tarihinden usulsüz tebligat şikayeti tarihi olan (dava tarihi) 24.01.2020 tarihine kadar yasal şikayet süresi olan (7) günlük süre geçmiş bulunduğundan süresinde yapılmayan şikayetin ve davanın reddine karar vermek gerektiği ifade olunmuştur. IV. İSTİNAF A....
İcra Hukuk Mah.nin 2017/137 Esas sayılı dosyası icra emrinin, kıymet takdir raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı olarak kıymet takdir raporuna itirazda bulunulduğu, Mahkemece 07/11/2017 tarihinde 2017/1273 sayılı kararla icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiası yönünden dosyanın tefrik edilerek İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesine yetkisizlik kararı verildiği, Kıymet takdirine itiraz yönünden dosyanın ayrı esasa kaydına karar verildiği, Kararın kesinleştiği; Kıymet takdirine itirazın aynı Mahkemenin 2017/1459 Esasına kaydedildiği, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin dava dosyasında verilecek kararın beklenmesine karar verildiği, ardından 31/05/2019 tarih ve 2019/444 sayılı kararla keşif gider avansının yatırılmaması nedeniyle İİK.nun 128/a maddesi uyarınca kesin olarak şikayetin reddine karar verildiği, Tefrik edilerek İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesine yetkisizlik kararı ile gönderilen usulsüz tebliğ şikayetine...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve sair şikayetlere ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte sair şikayet ve itirazlarda bulunulduğu halde, mahkemece maaş kesintilerinin iadesine ve takibin durdurulmasına şeklinde karar verilmiş, usulsüz tebligat şikayeti hakkında herhangi bir hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....