"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, 10 örnek ödeme emrinin borçlu ...'ya 03.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının borçlu ... yönüyle takibin kesinleştiğini belirterek haciz talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmediği gerekçesiyle haciz talebinin reddedildiği, vaki şikayet üzerine mahkemenin icra müdürlüğü işleminin yerinde olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verdiği anlaşılmaktadır....
Her ne kadar davalı borçlu istinaf başvurusunda daha önce ileri sürmediği ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve temerrütün gerçekleşmediğini belirtmişse de, ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin herhangi bir şikayetin daha önce yapılmadığı, borçlunun en azından usulsüzlüğünü ileri sürmediği dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 25.08.2021 tarihi itibariyle ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu ve 7 günlük yasal süre içerisinde şikayet yoluna başvurmadığı anlaşılmaktadır ( Yargıtay 12. HD'nin 14.02.2018 tarihli, 2017/4513 E, 2018/2183 K. sayılı içtihadı). Davalı borçlu vekili istinaf başvurusunda takibe konu borcun 01.04.2022 tarihinde ödendiğini belirterek ödemeye ilişkin banka dekont fotokopisi sunmuşsa da, ödemenin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 30 günlük süreden sonra yapıldığı, temerrüt olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/395 Esas, 2021/593 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin kısmen kabulü kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, takipte gönderilen 3 örnek icra emrinin müvekkiline usulsüz olarak tebliğ edildiğini, takibin dayanağı ilamda müvekkilinin vekille temsil edildiğini, ilamda da görüldüğünü, ancak icra emrinin vekile değil asile tebliğ edildiğini, bu nedenle usulsüz olduğunu, ayrıca icra emrinin ilama aykırı olduğunu, ilamda müşterek çocuk ile davalı arasında kişisel ilişki kurulmasına rağmen icra emrinde çocuk tesliminin talep edildiğini belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/27200 esas sayılı dosyasından borçlu adına 10/12/2013 tarihinde ödeme emrinin, 12/03/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 10/12/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 12/03/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 05/12/2014 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2021/112820 esas sayılı dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri, HMK'nun 73, 81, 82, 83 Avukatlık Kanunu 41.maddeleri uyarınca; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğu, asile yapılan tebligat hüküm ifade etmeyeceği, davalı tarafça icra emrinin davacı asile tebligat çıkartılması usulsüz olup, davacı vekiline şikayet tarihi itibari ile çıkarılmış bir tebligat bulunmadığı bu eksikliğin şikayet tarihinden sonra giderildiği gerekçesiyle borçlu asile çıkarılan icra emrinin iptaline karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1287 KARAR NO : 2022/2082 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARS İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/02/2020 NUMARASI : 2019/202 ESAS, 2020/29 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Taraflar arasında görülen usulsüz tebliğ şikayeti davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebligat kanunu 21. madde doğrultusunda usulsüz olarak farklı bir adrese tebliğ edilerek kesinleştirildiği ve haciz işlemlerinin başlatıldığını ekte sunulan ticaret sicil gazetesi kayıtlarına göre müvekkiline ait adresin Yenişehir Mah. Nehir Sok. Çeçen Apt....
Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin reddine, davacı tarafın borca itirazının ve memur muamelesine yönelik şikayetinin de reddine, karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından, HMK'nun 355. ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin reddine, davacı tarafın borca itirazının ve memur muamelesine yönelik şikayetinin reddine, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....
GEREKÇE : Urla İcra Müdürlüğünün 2019/481 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 ödeme emrinin davacı borçluya 10.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği belirtilerek şikayet yoluna başvurulduğu görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/12262 esas sayılı dosyasında, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; ödeme emrinin, 07.11.2018 tarihinde "Tebliğ evrakı işyerinde işçisi ...imzasına tebliğ edilmiştir" şerhi ile tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin işçisine tebliğ yapıldığı, dolayısıyla şirkete yapılan ödeme emri tebliğinin Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin de hükmünün bulunmadığı, ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/12354 esas sayılı dosyasından borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinin daha önceden tebligat çıkartılıp bila tebliğ iade edilen adres olan "Çiftlikköy Mh. 32176 Arıcan ... Sit. No:5/12 .../..." adresi olduğu ve aynı gün yani 07.11.2018 tarihinde TK 35....
Davalı ; Davacının dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve yersiz olduğunu, davacının işbu davasını açarken de usulsüz şekilde dava dilekçesinde de bilinen adresine yer vermeyerek dava dilekçesinin de usulsüz tebliğine sebebiyet verdiğini, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, davacının da bu usulsüz tebligata dayanarak eldeki temerrüt nedeniyle tahliye davasını ikame ettiğini ve davanın kabul edildiğini, ilk derece mahkemesince verilen kararın mevcut usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, İİK'nin 269/a maddesi uyarınca kesinleşen icra takibine dayanarak temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. İcra İflas Kanunu’nun 269/a maddesi, borçlu, takibe itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir hükmünü içermektedir....