Mahkemece; Davacının taşınmaz satış ilanının usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin reddine, davacının kıymet takdirinin tebliğine ilişkin şikayetinin süre yönünden reddine, davacının 103 davetiyesinin tebliğine ilişkin şikayetinin süre yönünden reddine, davacının ödeme emrinin tebliğine ilişkin şikayetinin süre yönünden reddine, davacının kıymet takdirine ilişkin şikayetinin süre yönünden reddine, davacının meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine, davacının hacizlerin, kesinleştirme işleminin, satış kararı ve satış ilanının iptaline ilişkin şikayetinin süre yönünden reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Davalı ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi olan 19.01.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini istediğine göre, mahkemece verilecek karar bu davanın sonucunu etkileyeceğinden öncelikle açılan şikayet davasının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca davacı kararın davalı tarafından temyiz edilmesinden sonra dosyaya sunduğu 03.05.2017 tarihli dilekçesi ile davanın konusunun kalmadığını bildirdiğine göre, bu husus da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
taranmış olan fiziki dosyamızın incelenmesinde takip talebi ve ödeme emrinin imzalı olduğunu, borçlu T1 takip talebinde ve ödeme emrinde borçlu olarak isminin geçtiği, borçluya ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı ve 06/08/2014 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği" gerekçesinin yersiz olduğunu belirterek, öncelikle usul ve yasaya aykırı takibin iptaline, olmadığı takdirde; ödeme emrinin iptaline, öncelikle takibin takibin durdurulmasına, müvekkilin malvarlığına ilişkin hacizlerin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine karar verilmesi istemlerimizi," talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/23002 sayılı dosyasında davacı borçlu adına yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile öğrenme tarihinin 01/03/2019 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptali isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Mahkemenin usulsüz tebliğ yapıldığına dair tespiti ve kabulü isabetli olmakla beraber ödeme emrinin iptali talebinin reddi kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, takip dayanağı senet müvekkiline tebliğ edilmediğinden ödeme emrinin İcra ve İflas Kanunu'nun 168. ve 60. maddelerine aykırı olduğunu, şikayet konusu ödeme emrinde alacaklı adresi belirtilmediğinden İcra ve İflas Kanunu'nun 58, 60 ve 168. maddelerine aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının davanın kısmen reddine dair kısmının bozularak davanın tamamen kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mad. 38 hükmü gereği ceza sorumluğunun kişisel olduğunu, ödeme emrinin bizzat taraflarına tebliğ edilmesi gerekirken tebliğ edilmediğini, İcra İflas Kanununun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için alacaklı vekilinin icra müdüründen borçlunun kendisine tebligat yapılmasını istemesi gerektiğini, böyle bir talebin olmadığını, icra müdürlüğünce yapılan usulsüz tebligat ile dosya kesinleştirilme işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edildiğini, şikayetin süresinde olmadığını, davacı T1 icra dosyasının tarafı olmadığından şikayet hakkının da bulunmadığını şikayetin reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Şikayetin kısmen kabulüne, Davacıya Gelibolu İcra müdürlüğünün 2019/194 esas sayılı dosyasından tebliğ edilen ödeme emrinin ıttıla tarihinin 09/06/2020 tarihi olarak tespitine, Davacının kesinleştirme işleminin iptali talebinin reddine dair karar verilmiştir....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu davanın kötü niyetli olduğunu, vekile tebliğ zorunluluğunun bulunmasının asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmadığı gibi yapılan tebliği de usulsüz kılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu tebligatın vekile yapılması gerekliliğinin kabulü halinde iş bu ödeme emrinin tebliği hususunun icra müdürlüğü tarafından yapıldığı göz önününe alındığında müvekkili şirkete atfedilecek bir kusur bulunmadığının açık olduğunu, bu nedenle kabul anlamına gelmemekle huzurdaki şikayet neticesinde ödeme emri iptal edilecek olsa bile müvekkili şirket aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir. İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile; İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2021/12212 Esas sayılı takip dosyasında icra emrinin asile tebliği usulsüz olmayıp icra emrinin vekile de tebliğine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ve borca itiraza ilişkindir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik şikayet, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Kambiyo takiplerinde, borca itirazın ise, İİK. 'nun 168/5. Maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde yapılması zorunludur. Bu süre de hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınmalıdır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkiline takip dosyasından usulen yapılan tebligat bulunmadığını, dolayısı ile yapılan usulsüz tebligatın süreleri başlatmayacağını, ödeme emrinin İİK 32. Maddesine göre itiraz mercii ve süresi de dahil olmak üzere zorunlu içerik şartlarını taşıması gerektiğini,bu içeriği içermeyen ödeme emrinin usulüne aykırı tebliğinin itiraz süresini başlatmayacağını, müvekkilinin işyerinin nargile salonu olup Covid 19 sebebiyle ve buna ilişkin İçişleri Bakanlığı genelgesi uyarınca usulsüz tebligatların yapıldığı 29/07/2020 ve 20/08/2020 tarihlerinde işyerinin kapalı olduğunu, ilk ödeme emrinin muhtar kayıtlarında ismine rastlanılmadığı şerhi ile iade edildiğini, tüzel kişilerin muhtar kayıtlarının bulunmadığının açık olduğunu, TK 35....
Davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz istemi ile mahkemeye başvurduğu, mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edilmiş ancak ödeme emrinin tebliğinden sonra 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, buna ilişkin usulsüzlük iddiasının bulunmadığı, bu haliyle borçlunun ödeme emrinin usulsüzlüğünü en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04/11/2019 tarihinde öğrendiği, bu tarihten sonra süresinde şikayet yoluna başvurmadığı gerekçesiyle süre aşımından talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....
de ödeme emrinin tebliğine karar verilmesini" talep ettiğini, talebin müdürlükçe de kabul edildiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....