İstem İİK 16- 18.maddelerinde düzenlenen "şikayet" niteliğinde olduğu ve işin niteliği gereği takdiren dava dilekçesinin karşı tarafa tebliğine gerek görülmemiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "... usulsüz tebliğ şikayetinin usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılması gerektiği, davacı borçlu vekili tarafından 28/10/2022 tarihinde borca itiraz dilekçesi ibraz edildiği ve dava dilekçesi ile ödeme emrinin bu tarihte öğrenildiğinin beyan edildiği, halbuki iş bu şikayetin yedi günlük yasal süre geçtikten sonra 22/02/2023 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin Süre Aşımından Reddine, karar verildiği görülmüştür....
Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra-ödeme emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; icra dosyasına ilk tebliğ edilen ödeme emrinden sonra sunulan borca itiraz dilekçesinde ve ödeme emrinin iptaline ilişkin kararda davacı borçlunun vekil ile temsil edildiği, vekili varken iptal kararından sonra ödeme emrinin yine 21/01/2022 tarihinde davacı asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusu olup dava, ödeme emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü iddiası ile açılmıştır. Bu durum sonradan tamamlanması mümkün eksiklik niteliğinde olduğundan ve açılan davada ödeme emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü vakıasına dayanıldığından davanın kabulü ile ödeme emrinin vekile de tebliği sureti ile eksikliğin giderilmesine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır....
Somut olayda, alacaklının takip talebiyle birlikte ipotek resmi senetlerini icra müdürlüğüne ibraz ettiği anlaşıldığından yukarıdaki açıklamaya göre, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmekle yetinilmesi isabetli olmuştur. Ancak, ilk derece mahkemesince, icra emrinin iptaline karar verildiğinden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin konusuz kaldığı, yine icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve ferilerine yönelik şikayetlerin ise bu aşamada incelenemeyeceği, zira bu iddiaların ödeme emrinin tebliğ edilmesinden sonra itiraz olarak icra müdürlüğüne bildirilmesinin gerektiği anlaşıldığından mahkemece, bu şikayetler yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca yönelik şikayetler hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olmuştur....
No:45/3 Antakya/Hatay adresine çıkartılan ödeme emri tebligatın iade geldiğini, Çekmece mah. 525.Sok.No: İç Kapı No:4 Defne Hatay adresine çıakrtılan ödeme emri tebligatın da muhatabın tanınmadığından iade edildiğini, tebliğ mazbatasında Ramazan Bayram isimli kişiden sorulduğu şerhinin düşüldüğünü, müvekkilinin oturduğu sitede Ramazan Bayram isimli bir çalışan olmadığını, yapılan bu tebliğin usulsüz olduğunu, bu tebligat usulsüz olduğundan mernis adresine TK 21/2.maddesine göre yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu belirterek ödeme emrinin iptalini talep ve dava etmiştir....
Başvuru bu hali ile İİK.nun 58/3 ve 61.maddelerine dayalı şikayet olup, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddia da İİK.nun 16.maddesi kapsamında şikayet olup, anılan şikayetin de aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca yedi günlük sürede icra mahkemesinde açıkça ileri sürülmesi gerekir (HGK. nun 27.01.2010 tarih, 2009/12-539 esas, 2010/16 karar sayılı kararı). Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine verdiği 25.12.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, kendisine yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair herhangi bir iddiasının bulunmadığı görülmektedir. Borçlu yargılama sırasında 30.12.2014 tarihli dilekçe ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, şikayet dilekçesinde şikayet konusu yapılmayan bu hususun sonradan ileri sürülmesi mümkün değildir....
Dairemizin düzelterek onama ilamı üzerine davalı vekili, davaya dayanak icra dosyasında gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, bu hususta şikayet yoluna başvurduklarını ve davanın halen derdest olduğunu bildirerek karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dairemizin 20.09.2017 tarihli geri çevirme kararı ile ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1172 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise kesinleşme şerhli onaylı bir örneğinin evraka eklenip gönderilmesi istenilmiş olup, tüm dosya kapsamından davalının ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürerek, usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediği, mahkemece davanın reddedildiği, ancak dosyanın temyiz edilmiş olup, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Tebligat işleminin iptaline ilişkin davada ... 3. ... Hukuk ve ... 1. İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ... 4.... Müdürlüğünün 2012/309 esas sayılı dosyasındaki ödeme emrinin usulsüz teblig edildiği belirtilerek,ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. ... Hukuk Mahkemesi'nce, takip konusu alacağın teftiş raporu doğrultusunda kurum zararı olup, kamu alacağı niteliğinde olduğu,bu durumda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun uygulamasından doğacak uyuşmazlıklarda görevli mahkemeninde İş mahkemesi olduğu nedeniyle, görevsizlik kararı verilmiştir. İş Mahkemesi ise, istemin İİK 16. maddesi uyarınca ... müdürlüğü işleminin şikayet yoluyla iptaline ilişkin olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Mahkeme; davacıya gönderilen ödeme emrinin 21/04/2014 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine mernis adresine 02/06/2014 tarihinde usule uygun olarak TK 21/2 maddeye göre ödeme emri tebliğ edildiği, bu nedenle ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin reddi gerektiği, ödeme emrinin 02/06/2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, borçlunun 5 günlük itiraz süresi içinde itiraz veya şikayette bulunmadığı, bu yasal süre geçirildikten sonra 13/02/2019 tarihinde takibin iptali talebinde bulunduğu, bu nedenle davacının takibe konu belgenin kambiyo senedi olmadığı iddiasına dayalı İİK'nun 170/a-2 maddesi gereğince takibin iptali yönündeki şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, davacıya çıkarılan kıymet takdiri raporuna ilişkin tebligatın öncelikle TK'nın 21/1 maddesine göre tebliğe çıkarılması, iade dönmesi halinde ise TK 21/2 maddeye göre tebliğe çıkarılması gerekirken, TK 21/2'ye göre doğrudan tebliğe çıkarıldığı, tebliğ memurunun da TK 21/2'ye göre tebliğ ettiği, bu haliyle yapılan...
İcra Müdürlüğü`nün 30.10.2020 tarihli kararının kaldırılmasını, Usulsüz tebligat nedeniyle Ödeme emrinin tebliğine ilişkin tarihin ıttıla tarihi olan 27.10.2020 olarak düzeltilmesine, yasal süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Davacı dava dilekçesinde, 28/10/2020 tarihinde Bakırköy 11. İcra Müdürlüğüne verilen dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünün öğrenildiği, tebliğ ıttıla tarihini 27/10/2020 tarihi olarak bildirilmiştir. Tebliğ usulsüzlük şikayeti ve itiraz İcra Mahkemesi’ne 25/11/2020 tarihinde yapılmıştır. Dayanağını İ.İ.K.'nun 16. Maddesinden alan usulsüz tebligata ilişkin şikayet 7 günlük yasal süreye tabidir. Somut olayda davacı yönünden beyan edilen 27/10/2020 tebliğ ıttıla tarihine göre anılan süre geçirilerek 25/11/2020 tarihinde yapılan şikayetin reddi gerekmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ödeme emrinin şikayetçi takip borçlusuna usulsüz tebliğine yönelik şikayet istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. Fıkrası ve 31. maddesi, 3. Tebligat Tüzüğü'nün 51.maddesi ve 28. maddesinin 1.fıkrası, 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....