WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin şikayet edilmediğine ilişkin gerekçenin doğru olmadığını, zira dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, takip dosyası içeriğinden 24/02/2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduklarını, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca 103 davet kağıdının tebliğ edilmesiyle ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin öğrenilmiş olmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, yetki itirazına ve alacaklının yetkili hamil olmadığı şikayetine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21/03/2019 tarihli ve 2018/15910 Esas - 2019/5038 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin iptalini talep ettiği; mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi üzerine Dairemizin 14/02/2018 tarih 2016/28000 E, 2018/1328 K sayılı kararı ile ‘ ödeme emrinin borçlu vekili yerine borçlu asile tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, ödeme emrinin tebliğine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararının bozulduğu ,bozma kararı üzerine mahkemece 12.10.2016 tarihinde dosya borcunun...

    T4 Türkiye İş Bankası 6000- 2785225 numaralı hesabına şikayet konu borç için 22/01/2020 tarihinde ödeme yaptığı dolayısı ile usulsüz tebligata 22/01/2020 tarihinde ıttıla kesbettiği (öğrendiği), usulsüz tebligata ve ödeme emrinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin İ.İ.K.'nun 16. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra hukuk mahkemesine yapılması gerekmekte iken yasal süresi geçtikten sonra 04/08/2020 tarihinde tebligatın ve ödeme emrinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet yoluna müracaat ettiği gerekçesiyle şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İ.İ.K.'nun 58/4.maddesine aykırı şekilde düzenlenen ödeme emrine göre yapılan tebligatta usulsüz olduğundan, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekmekte iken eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırı İ.İ.K.'...

    Davalı/alacaklı tarafından davacı/borçlu aleyhine 03.04.2008 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişilmiş; örnek 10 nolu ödeme emrinin borçluya tebliğine dair belge takip dosyasında bulunmamakla birlikte, Şanlıurfa PTT Merkez Müdürlüğü'nce ödeme emrinin borçlu H....... A… …..'a 07.04.2008 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davacı/borçlu İcra Mahkemesine yaptığı 18.04.2008 tarihli eldeki itirazında; icra takibinden haricen haberdar olduğunu ileri sürerek, borcun tüm fer'ileriyle birlikte ödendiği gerekçesiyle takibin iptalini istemiştir. İcra Mahkemesi, "ödeme emrinin borçluya tebliğine ilişkin mazbatanın dosyada bulunmaması nedeniyle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının denetlenemeyeceği, bu itibarla usulüne uygun tebligat bulunmadığından, borçlunun takipten haberdar olduğunu iddia ettiği dava tarihine göre itirazın yasal beş günlük sürede yapıldığı" gerekçesiyle, "takibin iptaline" karar vermiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin nitelendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin uyuşmazlığın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet mahiyetinde olduğundan bahisle inceleme ve değerlendirme yaptığını ancak, şikayete konu hususun usulsüz tebliğ olmayıp tebliğ yokluğu olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline usulüne uygun olarak veya usulsüz olarak tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ belgesine rastlanmadığını, müvekkili adına gönderilen tebligatlar tebliğ edilemeyince alacaklı vekilince müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği ödeme emri gönderilmesinin talep edildiğini ancak müvekkili adına çıkarılmış bir ödeme emri tebligatının olmadığını, 10.04.2018 tarihinden sonra müvekkili adına çıkarılan tebligatın kıymet takdirine ilişkin olduğunu, icra takibinin henüz kesinleşmediğini, usulsüz bir şekilde kesinleştirilen takibe dayalı olarak yapılan müteakip işlemlerin tamamının geçersiz ve yok hükmünde olduğunu...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....

      İcra takibinin kesinleştiğinden bahisle kiralananın tahliyesi istemi ile ödeme emrinin usulsüz tebliği işlemini şikayet davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalar olup öncelikle şikayet isteminin çözümlenmesi gerekeceğinden bunun tahliye davasında ön mesele olarak kabulü gerekir. Bu durumda ödeme emrinin usulsüz tebliği işlemini şikayete ilişkin birleşen davanın tefrik edilerek sonucuna göre tahliye isteği konusunda bir karar verilmesi gerekirken temyiz inceleme yeri farklı olan iki istek hakkındaki davanın birlikte görülmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından müvekkiline ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun iddia edildiği, davacı borçluya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, muhatabın tevziat saatinde nerede olduğunun sorulduğu komşunun ad ve soyadının tebliğ mazbatasına yazılmadığı, bu haliyle TK'nun 21/1 maddesine uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edilmediği, tebliğ işleminin usulsüz olduğu, borçlunun şikayet tarihinden daha önceki bir tarihte ödeme emri tebliğinden haberdar olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı anlaşılmış olup, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeye göre şikayetin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

        Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 24.02.2011 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen İİK’nun 103.madde davetiyesinin ise 09.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilinin 16.11.2015 tarihinde icra memurluğuna başvurarak,ödeme emri, takip konusu çek ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin bütün tebliğ mazbatalarının fotokopilerini talep ettiği, borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece 24.02.2011 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı, borçlu vekilinin 19.02.2016 tarihli duruşmada İİK’nun 103.madde davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir.Bu durumda en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 09.10.2013 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulü gerekir. Buna göre borçlunun 17.11.2015 tarihinde icra mahkemesine taptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonradır....

          İcra Müdürlüğünün 2019/12344 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında ödeme emrinin müvekkiline tebliği işleminin usulsüz olduğunu, müvekkili evli olmadığı halde ödeme emrinin davacının eşi olduğu iddia edilen ve davacı tarafından tanınmayan Aytül Altınbaş'a tebliğ edildiğini, davacının takipten 25/10/2019 tarihinde haberdar olduğunu, aynı tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiğini, icra müdürlüğünün itirazın süresinde olmaması nedeniyle itirazı reddederek takibi kesinleştirdiğini, takibin devamına ilişkin icra müdürlüğü kararının 18/11/2019 tarihinde öğrenildiğini bildirerek usulsüz tebliğin ve icra müdürlüğünün 25/10/2019 tarihli icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu