İcra takip dosyasının yapılan incelemesinde; ödeme emri tebligatları bila ikmal iade edilen borçlulara, alacaklı vekilinin talebi üzerine yeniden çıkarılan ödeme emrinin 20.05.2015 tarihinde borçlular vekiline tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 26.05.2015 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlere dayalı olarak borca, takibe ve ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin itirazda bulunması üzerine, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Borçluların icra mahkemesine başvuruları, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, ödeme emrinin 20.05.2015 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen borçlular vekilinin 03.06.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğu görülmektedir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davacı vekili tarafından yapılan şikayetin tebliğ zarfına ödeme emrinin eklenmediğine ilişkin şikayet olduğu, söz konusu şikayetin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, şikayete konu ödeme emrinin borçlunun UETS adresine 25/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük süre geçirildikten sonra 10/02/2023 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; ödeme emrinin usulsüz tebliği ve takibin iptali talebinden ibarettir. Genel haciz yoluyla başlatılan takiplerde asıl olan ödeme emrinin tebliğinden itibaren kanuni süresi içinde itirazın icra müdürlüğüne yapılmasıdır. Kanuni süreden kasıt ise, ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair iddianın öğrenilmesi tarihinden itibaren 7 gün içinde usulsüz tebligat şikayetinin icra mahkemesinde İİK. 16/1 maddesi gereğince dava ikamesi ile olacağı aşikardır. O halde, davacı asıl tarafından icra takip dosyasına ibraz edilen borca itiraz dilekçesinde takipten 12/01/2021 tarihinde haberdar olduğunun bildirilmiş olması anılan tarihten itibaren 7 günlük süre içinde dava açması halinde usulsüz tebligat iddialarının yargılaması yapılacağı aşikardır. Ancak, davacı tarafça davanın açılma tarihi nazara alındığında kanuni süresi içinde öğrenme tarihinden itibaren açılmış davanın bulunmadığı sabittir....
Yukarıda belirtilen Yargıtayın emsal kararına göre, ilk derece mahkemesince, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin incelenebilmesi için, öncelikle icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebepleri incelenmelidir. Zira, icra emri veya kıymet takdir raporu usulünce tebliğ edilmiş ise, veya şikayetçinin usulsüz tebliğleri daha önceden öğrendiğine ilişkin takip dosyasında bilgi varsa hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebebi incelenemeyecektir. Bu nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin Adana 5....
Ödeme emrinin davacıya tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasının incelenmesinde; " çarşıya Furkan Koçak" açıklaması ile 17/01/2019 tarihinde tebligat işleminin yapıldığı görülmüştür. Tebligatta, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı belirtilmediği gibi tebligat yapılan Furkan Koçak'ın sıfatının ne olduğunun belirtilmediği, dağıtıcının ad, soyad ve kaşesinin bulunmadığı görülmekle bu haliyle tebliğ işlemi usulsüzdür. Mahkemece tebligatın TK'nın 21/1 maddesine göre yapılmadığı halde bu maddeye göre yapılmış gibi kabul edilerek yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsizdir. Usulsüz tebliğde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihidir. Davacının ödeme emrini öğrendiğini belirttiği 25/01/2019 tarihinden önce öğrendiğine ilişkin delil bulunmadığından ödeme emrinin tebliğ tarihi öğrenme tarihi olan 25/01/2019 olarak kabul edilmiştir. Mahkemenin usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olarak bu tarihi kabul etmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır....
Borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15.04.2014 tarih, 2013/1548 E. - 2014/426 K. sayılı kararıyla istem kabul edilerek tebliğ tarihi 06.12.2013 olarak düzeltilmiştir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayetin kabulü üzerine konulan hacizler fekkedilmiş, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine 24.04.2014 tarihinde yeniden haciz konulmuş, borçluya bu hacze ilişkin 103 davetiyesi 09.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı bulunmaktadır....
Şikayet olunan vekili, ödeme emri tebliğinin yasalara uygun olduğunu, satışa konu haczin 6 aylık süreden sonra yenilendiğini, ilk konulan hacizden kaynaklı bir satış olmadığını, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ödeme emrinin tebliğine ilişkin usulsüzlükler, diğer alacaklıların haklarını haleldar ediyorsa, sıra cetveline itiraz aşamasında ileri sürülebileceği, şikayete konu takip dosyasında ödeme emrinin borçluya cezaevinde tebliğ edildiği, İİK'nın 54. maddesi uyarınca tutuklu veya hükümlü olan borçluya kendisine bir mümessil tayin etmesi için icra müdürlüğünce uygun süre verilmeden doğrudan borçluya tebligat yapılması İİK'nın 54. maddesine aykırı bulunduğu, borçluya ödeme emri tebliği yok hükmünde olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Karar, şikayet olunan vekilince temyiz edilmiştir....
A- İcra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetine yönelik istinaf incelemesinde: Borçlunun İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ve ayrıca sair şikayet ve itirazlarını bildirdiği görülmüştür. Ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olması halinde usulsüzlük ödeme emri tebliğ işleminin iptali sonucunu doğurmayıp 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda, şikayetçi 7 günlük sürede icra mahkemesine başvurduğuna göre tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmesinde hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar şartının gerçekleştiği durumlarda bile mahkemece yapılacak iş tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesinden ibarettir....
Dosya kapsamından davalının ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediği, Adana 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/41 esas 2021/49 karar sayılı şikayet dosyası bu davanın sonucunu etkileyeceğinden şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenilmeden karar verilmesi de doğru değil ise de istinaf incelemesi aşamasında anılan kararın şikayet eden tarafından istinafı üzerine Dairemizin 16.09.2021 tarih ve 2021/922 E, 2021/1962 K sayılı ilamı ile istinaf talebinin HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Mahkememiz dosyası, icra takip dosyası, Yargıtay içtihadı hep birlikte değerlendirildiğinde; İcra müdürlüğünce ödeme emrinin asile tebliğ yapılması usulsüz olmayıp, tebliğ işlemi eksikliği söz konusu olduğu, bu hususta icra müdürlüğünce ödeme emrinin vekile de tebliğ yapılması hususunda işlem tesisine, davanın kısmen kabulüne, Bakırköy 7. İcra dairesinin 2019/21877 Esas sayılı takip dosyasındaki icra emrinin asile tebliği usulsüz olmayıp icra emrinin vekile de tebliğine," dair karar verildiği görülmüştür....