WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun Ticaret Sicilinde kayıtlı olan "Üsküp caddesi No:24/13 Çankaya/Ankara" adresine gönderilen ödeme emrinin "tebliğ adresinde muhatabın taşındığını belirten komşusu Senol (soyadı okunamıyor) imzasız beyanından anlaşılmış olup ... İade" açıklamasıyla 04/09/2019 tarihinde iade edilmesinden sonra TK'nun 35. Maddesine göre 17/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu tarafından, ilk gönderilen ödeme emrinin iade edildiği tarihte davacının adresinde faaliyet gösterdiği iddiasının ispatına yönelik delil sunulmadığı anlaşıldığından mahkemece tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. İİK'nun 168/1- 4 maddesi gereğince, imza itirazının ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 günlük sürede yapılması gerekir....

Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin yasaya uygun olduğunu, esasında şikayetçinin takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçi vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 16.04.2012 gün 2011/4415 E, 2012/7 K sayılı ilamıyla, ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüklerin diğer alacaklıların alacaklarını haleldâr etmesi durumunda sıra cetveline itiraz aşamasında ileri sürülebileceği, 5. İcra Müdürlüğü'nün 2008/19155 Esas sayılı takip dosyasında borçlu ...'ye çıkan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olup olmadığının incelenmesi, usulüne uygun değilse tebligatı öğrenip öğrenmediğinin araştırması gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama soncunda dosya kapsamına göre; şikayet olunanın icra dosyasından borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğinin Tebligat Kanunu'nun 21....

    İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra müdürlüğü dosyasından, müvekkilinin ortak olduğu başka bir ortaklığa yapılan haciz ile haberdar olduğunu, müvekkiline herhangi bir tebligatın yapılmadığını, takibe konu senet müvekkiline tebliğ edilmediği gibi senedin kambiyo vasfı da taşımadığını, müvekkilinin borçlandırılmaya çalışıldığını belirterek, ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan tebligatın usulsüzlüğüne, tebliğ tarihinin öğrenme tarihleri olan 30/08/2020 olarak değiştirilmesine, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılmış takibin iptaline, müvekkili aleyhine yapılmış hacizlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Ödeme emrinin davalı borçluya 27/08/2014 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, davalı icra takibine itiraz etmemiş, takip kesinleşmiştir. Davalı borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri 27/08/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Öte yandan dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye davalı borçluya tebliğ edilmiş olup yargılamaya katılmıştır. O halde davalı borçlunun varsa ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yolu ile ileri sürüp düzelttirmediğinden 27/08/2014 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra Mahkemesi ödeme emrindeki usulsüzlüğü kendiliğinden dikkate alamaz. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30/03/2005 gün ve 2005/6-190 E.-220 K. Sayılı kararı da bu doğrultudadır....

      Mahkemece ödeme emri usulsüz tebliğ edildiği için temerrüt oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, 10/10/2014 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 22/07/2010 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayalı olarak ödenmediği iddia olunan kira bedellerinin tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin davalı borçluya 17/10/2014 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, davalı icra takibine itiraz etmemiş, takip kesinleşmiştir. Dava dilekçesi ve duruşma günü davalı borçluya tebliğ edildiği için davalı borçlu yargılamaya katılmıştır. Bu durumda davalı borçlunun varsa ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Bu tarih itibariyle yedi gün içerisinde tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yolu ile ileri sürüp düzelttirmediğinden 17/10/2014 tarihinde yapılan tebligat geçerli hale gelmiştir....

        Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

          ne tebliğ edildiği, kendisine tebligat yapılan acente tarafından icra müdürlüğüne müracaat ile borçlu ile aralarında acentelik sözleşmesinin bulunmadığı beyan edilerek tebligatın iade alınmasının talep edildiği, ayrıca taleplerinin yerinde görülmemesi halinde borcun tamamına itirazda bulunduklarının bildirildiği, icra müdürlüğünce tebligatın iade alınması yönündeki talebin reddi ile tebliğ tarihine göre itiraz süresinde ise takibin durdurulmasına karar verildiği, bu karara karşı acentenin, tebligatın iadesi yönündeki taleplerinin reddi kararının doğru olmadığı iddiasıyla, müdürlüğün bu yöndeki kararının ve ödeme emrinin iptali talebiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurduğu, ayrıca alacaklının da takibin durdurulması kararına karşı yine icra mahkemesine şikayette bulunduğu, mahkemece her iki şikayet dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, liman başkanlığının yazı cevabı doğrultusunda gemi donatanına izafeten şikayetçi acenteye ödeme emri tebliğinde usulsüzlük bulunmadığı...

            DAVA Şikayetçi borçlu ve ipotek veren vekili şikayet dilekçesinde; müvekkilleri aleyhine alacaklı tarafından ... 26....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından adi kiraya dayalı icra takibine başlandığı, borçluya örnek 13 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlu icra mahkemesine başvurarak , diğer sebeplerle birlikte, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu zira tebligat adresinde ikamet etmediğini, tebellüğ edenin tebligat adresindeki şirkette çalışmadığını ileri sürerek gecikmiş itirazda bulunduğunu ve tebligatın iptalini talep ettiği mahkemece, istemin reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla...

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamsız takipte, takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı tarafın ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin süreden reddine karar verilmiş ise de, takip dosyası incelendiğinde takibin davalı alacaklı T3 tarafından T1 Yöneticiliği A.B.C Bloklar aleyhine başlatıldığı anlaşılmış ise de, T1 Yöneticiliği A.B.C Blokların tüzel kişiliğinin dolayısıyla taraf ehliyetinin bulunmadığı, bu husus dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiği, mahkemece bu husus re'sen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu