Hal böyle olunca, birleşen davada yukarıda sözü geçen maddenin öngördüğü 10 yıllık zaman aşımı süresinin gerçekleştiği ortadadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle, anılan içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde, birleşen ek davanın zaman aşımı süresinin geçmesinden sonra açıldığı göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, 20.08.2007 tarihli ıslah dilekçesinin konusunu oluşturan maddi tazminat istemlerinin, 14.09.2004 tarihli dava dilekçesi ile dava yöneltilen davalılar ... ile ... bakımından bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, 2010/149E sayılı birleşen ek davadaki maddi tazminat istemlerinin süresinde zaman aşımı defi-inde bulunan davalılar ... ve ... ile ... Un İmalat Kuru Bakliyat Gıda Maddeleri Yem Hay Nak. San Tic Ltd Şti bakımından zaman aşımı nedeniyle reddi ile davalılar ... ve ... bakımından 14.09.2004 tarihli dava dilekçesi, davalı ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava muris T5 kullandırılan tarımsal kredilerin hayat sigortası kapsamında kaldığı ve bu nedenle borçlu bulunmadığının tespiti ve istirdat davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Yerel Mahkemece davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilmiş bulunmaktadır. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş olup, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece verilen kararın bozulmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Dairemizce, zaman aşımı sorunu nedeni ile öncelikle davalı T14 açısından yapılan incelemede; İşbu davalı kredi veren kuruluş olup, davalıya yönelik menfi tespit ve istirdat davası açılmış bulunmaktadır....
E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı tarafında verilen 05.02.2010 tarihli ıslah dilekçesine karşı davalılar tarafından süresinde zaman aşımı definde bulunulmasına karşın mahkemece davalıların ıslah dilekçesine karşı yaptığı zaman aşımı defi değerlendirilmeden karar verilmesi hatalıdır. 3- İmzası inkar edilmeyen ve miktar belirtilen kıdem tazminatı hesap pusulalarındaki miktarların mahsup edilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
dan alınıp davacı kuruma verilmesine, Islah tarihi itibariyle üçüncü kişi konumunda bulunan ... ve ... yönünden zaman aşımı oluştuğu anlaşıldığından, zaman aşımı defi sebebiyle ıslah edilen miktarlar bakımından ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, şeklinde karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Birinci Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairemizin 25.05.2017 tarihli ve 2015/9494 E. 2017/4475 K. sayılı ilamında; ceza dosyasının sonucunun bekletilmesi, zamanaşımının ve 506 sayılı Kanun'un 26/2 inci Maddesi yönünden irdelenmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A....
Mahkemece reddedilen 2001/2862 sayılı Kararname fiyat farkının ödenmesi için idari yargıda açılan ve görevsizlikle sonuçlanan iptâl ve tam yargı davalarının, akaryakıt fiyat farkı alacağı yönünden zamanaşımını kesici bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda, alacağın muaccel olduğu 03.12.2001 tarihinden davanın açıldığı 30.09.2011 tarihine kadar beş yıllık zaman aşımı süresi fazlasıyla geçtiğinden akaryakıt fiyat farkı talebi yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, ayrıca yeniden yapılandırma sözleşmesinin bağımsız bir sözleşme olduğunu, davacının 01/09/2009 tarihinde yapılandırma talebinde bulunduğunu, bu sebeple bedelin istirdatının mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, talep edilen yapılandırma bedelinin tahsiline ilişkin istem sebepsiz zenginleşmeye dayandığından Borçlar Yasasının 66. maddesi gereğince zaman aşımı süresi bir yıl olmakla, tahsil tarihinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçtiği anlaşıldığından zamanaşımı defi haklı görülmekle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
in ... hakkındaki hakaret suçu ile ilgili şikayet dilekçesi hakkında zaman aşımı süresince mahallinde işlem yapılması mümkün görülmekle, Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye göre katılan sanık ...'in ve katılan sanık ... müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 02/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Şikayetin süresinde olmadığına karar verilmesi halinde İİK’nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasından “....davanın şikayet zaman aşımı süresi dolmuş olması nedeni ile düşürülmesine” ibaresi çıkartılarak, hüküm fıkrasına “...İİK’nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesine” ibaresi eklenmek suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye kısmen...
Şikayet olunan ... vekili, zaman aşımı itirazının süresinde ve borçlu tarafından ileri sürülmesi gereken bir itiraz olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan Vergi Dairesi temsilcisi, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 102. maddesi uyarınca amme alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağını, para cezalarına ait hususi kanunlardaki zaman aşımı hükümlerinin mahfuz olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Asıl ve birleşen dosyada şikayet olunan ... vekili, alacak miktarlarının yapılan kapak hesabı neticesinde cetvele doğru yazıldığını, şikayetçinin ilk haczinin düştüğünü savunarak şikayetin reddini istemiştir. Diğer şikayet olunanlar cevap vermemişlerdir. Birleşen dosyada şikayetçi vekili, ......
< Yükümlüler tarafından verilen beyanname üzerine tarh ve tahakkuk ettirilen veraset ve intikal vergisinin şikayet yoluyla düzeltilmesi talebinin reddine ilişkin Maliye Bakanlığının işleminin iptali istemiyle açılan davayı; 2577 sayılı Kanunun 7 ve 11.maddelerindeki hüküm gereğince her türlü vergilendirme hatası dahil 30 gün içinde dava açılması gerektiği, 213 sayılı Kanunun 116. 118.maddelerinin işleyebilmesi için, dava açma süresi geçirildikten sonra, mükelleflerin kamu alacağının zaman aşımı süresi içerisinde düzeltme ve şikayet yoluna başvurmaları gerektiği olayda, tahakkuk fişinin tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açılmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı nedeniyle reddeden Denizli Vergi Mahkemesinin 18.10.1991gün ve 1991/860 sayılı kararının beyannamelerde yapılan matrah hatalarının 2577 sayılı Kanunun 11.maddesinin uygulama alanı dışında olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir....