Bu durumda her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmiş ise de, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, davacıya gönderilen ödeme emri tebliği usulsüz olduğundan ve gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığı olduğundan davacı borçlunun başvurusu bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir. Burada belirtmek gerekir ki; davacı tarafından Ortaca İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/68 esas sayılı dosyası ile yapılan şikayetin mahiyeti davacı tarafın talebinin reddine dair 11/05/2022 tarihli icra müdürlüğü kararına şikayet niteliğinde olduğundan anılan bu dosya ile eldeki dosya arasında derdestlikten söz edilemez....
Ayrıca Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur....
Dava konusu uyuşmazlığın taşkın hacze yönelik şikayet olması nedeni ile istinaf yoluna başvurulamayacak, dolayısı ile kesin kararlardan olduğundan istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Usulsüz Tebligat Şikayeti Yönünden; Tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından dava dışı borçlu Işıl Ürek aleyhine başlatılan takiple ilgili olarak davacı 3.kişi şirkete İİK 89.madde kapsamında haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacı tarafın haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, 07/10/2021 tarihinde haberdar olduklarını söyleyerek şikayette bulunduğu, ayrıca İİK 85.madde kapsamında taşkın haciz şikayetinde bulunduğu görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2020/1415 E sayılı dosyasından takip başlatıldığını, vasi olarak kendisine gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligat parçasının mernis adresine TK 21/2 md göre tebligat yapıldığını, direk TK 21/2 göre tebligat yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, uzun yıllardan beri aynı adreste oturduğunu, ancak tebligat parçasına bu adreste bulunmadığı şeklinde şerh düşüldüğünü, tüm fatura ve kayıtlardan anlaşılacağı üzere aynı adreste oturduğunu, dosyadan haricen 03/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu, davalı yana borcu bulunmadığını, bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borcun tamamına yaptıkları itirazın icra müdürlüğünce reddi kararının kaldırılarak itirazının kabulüne , takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; dava dilekçesi verilmesinden sonra 19.10.2020 tarihinden sonra verilen ek beyan dilekçesi ile daha önce Teb.K 21/1....
Tebligatta, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği, araştırılmadığı gibi bilgi alınan komşunun isminin de yazılı olmadığı anlaşıldığından yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. İİK.nun 134/2. maddesi hükmü gereği ihalenin feshini ilgililer ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler. Öte yandan, aynı maddenin 6. fıkrası hükmüne göre satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez. Söz konusu ihale, 07.09.2015 tarihinde yapıldığına ve borçluya yapılan satış ilanı tebligatı usulsüz olduğuna göre 12.01.2016 tarihinde ileri sürülen şikayet süresindedir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 16., TK md. 35., 3....
Dosyasından müvekkiline gönderilen İİK 89/3 Haciz ihbarnamesi ihtivalı tebligatın, Teb.Kan.21.md.si uyarınca usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkiline gönderilen ve 04.02.2020 tarihinde aynı konutta daimi ikamete eden ehil eşine verilmek suretiyle tebliğ edildiği belirtilen tebligatın davacının 04.03.2020 tarihinde öğrendiğini, Adana 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/163 ve 2019/194 esas sayılı dosyalarından aynı şekilde yapılan tebligatın usulsüz olduğunun gerekçeli kararlarda tespit edildiğini belirterek, şikayet başvurularının kabulüne ve ıttıla tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, müvekkilinin borcu olmadığından haciz ihbarnamesine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince dosya şikayet olarak nitelendirilmekle dosya üzerinden inceleme yaparak karar verilmiştir....
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde, şikayetçinin, sırasına şikayet ettiği takipte ödeme emrinin borçluya usulsuz tebliğ edildiğini ileri sürebilmesi için, usulsüz tebligatın şikayetçinin alacağını haleldar etmesi ve kendisine usulsüz tebligat yapılan borçlunun usulsüz tebligattan hiç haberinin olmaması gerekir (benzer nitelikteki Yargıtay 34 XX 487/7967 sayılı ilamı). İİK'nun 16. Maddesinde "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanununun 32. Maddesinde "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır." hükmü yer almaktadır. Her ne kadar, sıra cetvelinin 3....
Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....
Ne var ki, tebligat, sadece muhatabını ilgilendiren bir işlem olup; satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edildiği hususu ancak kendisine tebligat yapılmadığını iddia eden ilgilisi tarafından bizzat ileri sürülebilir. Somut olayda, ipotek borçlusu, şikayet dilekçesinde, sair iddiaları yanında asıl borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, yine ihaleye konu taşınmaza haciz koyduran 3. kişi haciz alacaklısına satış ilanının tebliğe gönderilmediğini iddia etmiş ise de; şikayetçi borçlunun kendisinden başka diğer ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usulsüz tebliğ edildiği hususunu fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği tartışmasızdır. Bu durumda asıl borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....