Davacının iddiası; davalının harçtan muaf olması nedeni ile tahsil harcının icra dosyası borcuna eklenmemesi gerektiği, davalı asıl alacak, faiz ve masraf alacaklarının hatalı hesaplandığı ve davalının önce ilamsız takip başlatmakla tercih hakkını bu yönde kullandığı için artık rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip de yapamayacağından davalının alacağı sadece ana para ve faizden ibaret olacağı hususunda olup bu sebeplerle işbu davayı açmıştır. İİK 142. maddede, cetvel suretinin tebliğinden 7 gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal Mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebileceği, itirazın alacağın esas ve miktarına taalluk etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoluyla tetkik merciine arzolunacağı ifade edilmiştir. Sıra cetveline itiraz İİK nun 142. maddesinde şikayet ve itiraz davası olmak üzere iki yol şeklinde düzenlenmiştir....
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanunun uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de hak veya menfaatlerini ihlâl eden kuralın, daha önce yapılan başvuru sonucunda (iptal davası veya itiraz yoluyla) Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması hâlinde, iptal hükmünün hukukî sonuçlarından yararlanmaları gerekeceği açıktır....
İcra Müdürlüğünün 2019/84 Tal sayılı dosyasıda 20/05/2019 tarihinde, çeşitli taşınırların haczedildiği, 15/07/2019 tarihinde itirazın alacaklı vekiline tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 03/03/2020 tarihinde dosya borcunu haricen tahsil ettiklerini bildirdiği, tahsil harcının yatırıldığı ve hacizlerin kaldırıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlu vekili, itiraz üzerine duran takipte haciz yapılamayacağından ve İİK'nun 264.maddesi gereğince ihtiyati haczin düştüğünden bahisle hacizlerin kaldırılması talebinde bulunmuş ise de, şikayet tarihinden sonra alacaklı vekilinin dosya alacağını haricen tahsil ettiklerini takip dosyasına bildirerek tahsil harcını yatırdığı, hacizlerin kaldırıldığı anlaşıldığından mahkemece, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur....
Mahkemece dosya üzerinde yapılan incelemede, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 21/2. ve İİK'nın 206/I. maddesinde, eşya ve taşınmazın aynından doğan vergilerin rehinli alacaklardan da önce tahsil edileceklerini açıkça hükme bağlandığından şikayetin kabulü ile Edremit 1. İcra Müdürlüğü'nün 2015/3652 Esas sayılı takip dosyasından düzenlenen 27.03.206 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. 1-İtiraz, alacağın esas ve miktarına yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede (İİK m.142/1), yalnız sıraya ilişkin ise icra mahkemesinde (İİK m.142/son) ileri sürülmelidir. Somut olayda uyuşmazlık, bedeli paylaşıma konu aracın muhafaza ücretinin...'den önce ödenip ödenmeyeceği ve yediemin ücretinin miktarına ilişkindir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, her ne kadar davacı borçlu ile alacaklı kendi aralarında düzenledikleri 15/05/2020 tarihli protokol ile anlaştıktan sonra borçlu tarafça 28/05/2020 tarihinde tahsil harcı yatırılmış ve iş bu şikayet yoluyla tahsil harcının fazla alındığı iddia edilmiş ise de, davacı borçlu şirkete ödeme emrinin 19/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı gereği borçlunun mevduat hesaplarına ihtiyati haciz konulduğu, her ne kadar pandemi nedeniyle borçlunun ödeme emrine itiraz süresi uzamış ise de, bu süreler nazara alındığında takibin borçlu yönünden 30/06/2020 tarihinde kesinleştiği, bu sebeple konulan ihtiyati hacizlerinde kesin hacze dönüştüğü, her ne kadar borçlu tarafça 28/05/2020 tarihinde henüz takip kesinleşmeden önce tahsil harcı yatırılmış ise de, alacaklı vekili tarafından alacağın haricen tahsil edilmesi sebebiyle takipten vazgeçme talebinin takibin kesinleşmesinden...
Görüldüğü üzere, sözü geçen yasa maddesinde öngörülen muafiyetin, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamaz ise de; başvurma harcı, peşin harç ve vekalet suret harcından muafiyeti içerdiği açıktır. O halde, mahkemece, şikayetçi bankanın, başvurma harcı, peşin harç ve vekalet suret harcına yönelik şikayetinin kabulü gerekirken, bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet olunan banka vekili, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21 ve 41. maddelerine uygun olduğunu, ayrıca satış avansının süresi içinde yatırıldığını, ayrıca şikayetçinin itirazında hukuki yararı olmadığını, zira şikayetçiye ait takip ve haczin ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/3780 sayılı ilk kesin haczin şerhedildiği dosyadan daha sonra olduğunu, bu dosyaya isabet eden paranın takip konusu alacağın sadece bir kısmının tahsil edildiğini, bu dosya alacağı tamamen tahsil edilmeden, diğer dosyalara para isabet etmeyeceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, şikayet olunan bankanın alacaklı olduğu takip dosyasından dava dışı borçlu şirket adına yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü'ne uygun olduğu, tebligatın usulsüz olması halinde dahi takip dosyasında taraf olmayan üçüncü şahsın bunu ileri sürmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca sıra cetvelinin düzenlendiği icra dosyasında diğer şikayet olunan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 17/06/2014 tarih, 2014/15277 Esas - 2014/17614 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlu vekilinin, icra mahkemesine başvurusunda; takip tarihindeki kur üzerinden tahsil harcı hesaplaması yapılması gerektiğini, ayrıca itirazın iptali davasında hükmedilen icra inkar tazminatı ile yargılama giderlerinin takip miktarına eklenmek suretiyle tahsil harcı hesaplanamayacağını ileri sürerek memur işlemini şikayet ettiği, şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Bu durumda, şikayet istemi kabul edilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren şikayetçi üçüncü kişi yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve harcın da maktu olarak hesaplanması gerekmektedir....
Diğer yandan, İİK'nın 142/1. maddesine göre, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer bir deyişle, kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir....