Yine, HMK'nun 357.maddesi gereğince dava dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün olmadığından, davacının taşınmazın esaslı niteliklerinde hata yapıldığına ilişkin itirazları istinaf aşamasında incelenemez. Kesinleşen kıymet takdiri esas alınarak yapılan satışta, taşınmazın satış bedeli muhammen bedelin üzerinde olduğundan zarar unsuru gerçekleşmemiştir. (Yargıtay 12 Hukuk dairesi 2018/9890 Esas - 2019/637 Karar) Taşınmaz ilgililerine usulüne uygun olarak satış ilanı tebliğ edilmemiş olması kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi ancak kendisine tebligat yapılmadığını iddia eden ilgilisi tarafından bizzat ileri sürülebilecek bir husustur. Şikayete konu ihalede resen dikkate alınması gereken kamu düzenine aykırı bir durum bulunmadığından İhalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine ilişkin mahkeme kararı doğrudur. İstinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esasdan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı bulunduğu icra dosyalarında satış avansının eksik yatırıldığını ve daha sonra tamamlanmadığını, bu nedenle haczi düşmüş olmasına rağmen, düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunana pay ayrıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, süresinde satış talebinde bulunulup, masrafın yatırılmış olmasının haczi ayakta tutacağı, salt eksik avans yatırılması sebebiyle haczin düşmeyeceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17....
Açıklanan nedenlerle istinaf talebinin kısmen kabulü ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, %5 oranında para cezasının davacıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi tarafından, şikayet olunanın haczinin kesinleşen haczin ilk kesin haciz olduğu ve satış talebinin de yasal 2 yıllık süre içinde yapıldığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı süresinde Şikayetçi vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi kararına ilişkin şikayetçi vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 15.09.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi....
e satılması üzerine, borçlu ve alacaklı icra mahkemesine başvurarak, satışın durdurulmasına ilişkin olarak icra mahkemesine yapılan talebin reddi kararını temyiz ettiklerini, İİK'nun 364/3. maddesi gereğince temyizin satışı durduracağı gerekçesiyle icra dairesine yaptıkları talebin reddi üzerine bu ret kararını da icra mahkemesinde şikayet ettiklerini, mahkemece bu talebin de reddedildiğini, ancak kanunun amir hükmü gereğince temyizin satışı durdurması gerektiğini ve sair fesih nedenlerini ileri sürerek ihalenin feshini talep etmişler, mahkemece İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/895 Esas sayılı dosyasında verilen satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin kararın şikayetçilerce temyizi nedeniyle İİK.'nun 364. maddesi gereğince bu karar kesinleşmeden satış yapılamayacağı gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmiştir. Somut olayda; alacaklı ... tarafından borçlu .... hakkında .......
Mahkemece, dosya kapsamına göre, şikayetçinin talebinin şikayet olunanın rehin alacağı bulunmadığına yönelik, diğer anlatımla şikayetin alacağın esas ve miktarına yönelik olduğu, şikayete bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın görev bakımından reddine karar vermiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayetçi vekili, şikayet olunan icra takibi başlatmamasına rağmen pay ayrılması ve gayrinakdi çek kredisi kapsamında da pay ayrıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın mad.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın mad. 142/son) ileri sürülmelidir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; şikayet olunan vergi dairesinin icra takibinin, ödeme emri tebliğinin ve haczinin usulüne uygun olduğu, ilk haciz olup halen devam ettiği, bu nedenle şikayet olunana 1. sırada pay ayrılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bunun yanında şikayet olunana fazla pay ayrılmış ise de, şikayetçinin şikayet olunanın sıra cetvelinde belirtilen alacak miktarını niza konusu yapmadığı, kaldı ki, miktarı da niza konusu yapmış olsaydı uyuşmazlığa bakma görevinin genel mahkemenin alanına gireceği, alacağın miktarına itiraz edilmediğinden görevsizlik değil, şikayetin esastan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun müvekkilinden mal kaçırmak için hacizli taşınmazı muvazaalı olarak davacıya sattığını, haczin düşmediğini beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; İstanbul 14.İcra Müdürlüğünün 2014/20362 esas sayılı dosyasında icra müdürlüğünün şikayete konu kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Davacı/şikayetçi vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Eldeki başvuru, şikayete konu İstanbul İli, Beşiktaş İlçesi, Türkali Mah., 322 ada, 24 parselde kayıtlı, 2 nolu bağımsız bölüm üzerindeki haczin, taşınmazı hacizli iken devralan yeni malik 3. kişininin İİK'nın 106 ve 110. maddelerine dayalı haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 19.03.2021 sayılı memur işlemine ilişkin şikayettir....
Davacı borçlulardan T1 vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline satış ilanının usule uygun olarak tebliğ edilmediğini, vekilin sadece kıymet takdirine itiraz davasını takip ettiğini başka bir iş veya işlem için yetkilendirilmediğini, bu nedenle vekile satış ilanı tebliğ edilmesinin usulsüz olduğunu, hükmedilen para cezasının hukuka aykırı olduğunu, satış ilanlarının ilgili belediyede ayrı ayrı ilan edilmediğini, e satış ilanının ihale tarihine kadar yayınlanmadığını beyan etmiş, ihalenin feshi talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....
CEVAP Şikayet olunan vekili cevap dilekçesinde; borçlunun taşınmazı üzerine haciz konulduğunu, taşınmaz haczine ilişkin süresinde satış talebinde bulunduklarını, şikayet dışı borçlunun hacizlerin düştüğüne ilişkin talebi üzerine icra müdürlüğünce sehven 04.03.2016 tarihinde hacizlerin fekkine karar verildiğini, konulan haczin halen geçerliliğinin devam ettiğini, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. III....