Kıymet takdirinin iptaline ilişkin açılan dava, satış avansının yatırılmasına engel olmadığı gibi, süreyi de dondurmaz. Bu nedenle, satış talebi avansın yatırıldığı tarihte yapılmış kabul edilmelidir.(İİK 59-106-110). İcra Müdürlüğünce, satış talebinin 22.06.2004 tarihinde yapıldığının kabulü ile sıra cetvelinin düzenlenmesi gerekirken, şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
reddinin yerinde olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verildiği, şikayetçi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, şikayet tarihi itibari ile henüz icra dosyasına söz konusu Kurumdan herhangi bir para gönderiminin bulunmadığı, sıra cetveli yapılabilmesi için dosyada yatırılmış bir paranın bulunması gerektiği gerekçesi ile şikayetin reddi gerekirken icra dosyasında henüz satış olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin doğru olmadı belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak değişik gerekçe ile şikayetin reddine karar verildiği, hükmün şikayetçi tarafından temyiz edildiği görülmüştür....
Davalı alacaklı T3 duruşmadaki beyanında tedbirin uygulanması sebebiyle % 20 tazminat talebinin olduğunu beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: mahkemece yapılan değerlendirmeler neticesinde; davacı vekili her ne kadar usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin 16/05/2022 olduğunu beyan etmiş ise de icra dosyasından 21/03/2022 tarihinde 103 davetiyesi ve 12/05/2022 tarihinde satış ilanının tebliğ edilmiş olduğu, şikayete konu tebligatı davacının 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 21/03/2022 tarihinde öğrenmiş sayılması gerektiği, davanın ise 16/05/2022 tarihinde açıldığı, bu haliyle şikayetin süresinde yapılmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine, şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir....
Davacılar vekili, satış ilanında taşınmazın niteliklerinde hata yapıldığını ileri sürmüş ise de yukarıda belirtildiği üzere davacının bu iddialarına yönelik vakıaları şikayet dilekçesinde somut olarak bildirmesi gerekmekte olup, bu iddialarının soyut nitelikte olduğu, davacı tarafından taşınmazın hangi vasıflarında hata yapıldığına dair somut bir iddia ileri sürülmediği gibi satış ilanı usulüne uygun tebliğ edilen davacıların tebliğden itibaren yasal süre içinde de satış ilanına yönelik bir şikayette bulunulmadığından davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. İİK'nun 150/e maddesi hükmü gereğince; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir....
YHGK’nın 22.3.2006 tarih ve 2006/12-149 E. - 2006/86 K. sayılı kararında da işaret edildiği gibi, satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talebin yanında satış giderlerinin de yatırılması gerekmekte olup, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 14.01.2022 itibariyle haczin ayakta ve geçerli olduğu, ancak uyuşmazlığın incelenmesi sırasında satış isteme süresinin dolduğu anlaşılmakla birlikte, mevcut fiziki ve UYAP’ta kayıtlı dosyada yapılan incelemede, alacaklı tarafından şikayete konu taşınmaz üzerindeki hacze ilişkin satış talebinde bulunulduğu ve satış avansının da yatırıldığına dair bir bilgiye rastlanmamıştır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ipotek maliki ve asıl kredi borçlusu hakkında Adana 4.İcra Dairesinin 2019/1861 esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, fiili satış talebinin dosyada bulunmadığını, davacının satış işlemlerinin durdurulmasına ilişkin talebinin haksız olduğunu, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dosyanın satış aşamasına gelmiş olmakla birlikte bu aşamada fiili satış talebinin bulunmadığını, kıymet takdiri raporlarının Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi 2019/434 esas sayılı dosyasından 03/07/2020 tarihli karar ile kesinleştiğini, huzurdaki davanın açılmasına müvekkili banka tarafından sebebiyet verilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, alacaklı Halk Bankası tarafından borçlu Şakir Çırçır Fabrikası San. Ve Tic. Ltd....
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmakta ise de, satış ilanı tebliği ve kıymet takdiri tebliğinin de usulsüz olması karşısında kıymet takdirinin kesinleşmediği ve borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir. O halde mahkemece, mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdiri tarihine göre değeri belirlenerek, belirlenen değerin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise İİK'nun 134/8. maddesine göre zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ihalenin feshi talebinin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/5297 E. sayılı dosyasına gönderildiğini, paranın bu dosya alacağını karşılamadığı gerekçesiyle sıra cetveli düzenlenmeksizin şikayet olunana ödenmesine karar verildiğini, bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerinde birden fazla haciz bulunduğunu, şikayet olunanın haczinin 18.02.2009 tarihinde kesinleştiğini, iki yıl içinde satış istenmediğinden 19.02.2011 tarihinde haczin düştüğünü, haczi düşen alacaklıya satış bedelinden pay ayrılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, ipotek alacaklısının satış istediği tarihte iki yıllık satış isteme süresinin dolmadığını, bir alacaklı tarafından satış istendiğinde artık diğer alacaklıların da ayrıca satış istemelerine gerek olmadığını, bu nedenle müvekkilinin haczinin düşmediğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
İİK’nun 134/6.maddesi gereğince satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti öğrenme tarihinden başlar. Aynı maddede bu müddetin ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçmeyeceği açıklanmıştır. Görüldüğü gibi, İİK’nun 134.maddesinde, İİK’nun 16.maddesinde olduğu gibi süresiz şikayete ilişkin bir düzenleme mevcut değildir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/8058 esas sayılı dosyasındaki satış talebinin reddine ilişkin kararı, takibin kesinleşmediğinden ve borçlu T4'e yapılan tebligatın geçersizliğinden memur işleminin iptalini talep ettiği, davacının dosya kapsamındaki borçlunun tebligatının usulsüzlüğünden bahisle dava açamayacağı, ancak kendi tebligatının usulsüzlüğüne dayanabileceği, bu nedenle satış talebinin reddine ilişkin memur işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir....