Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayet olunan vekili, şikayetçinin satış ve haczinin düşmüş olduğunu, bu nedenle sıra cetvelinde ikinci sırada yer almasında bir isabetsizlik olmadığını savunarak, şikayetin reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ikinci satışın ihalede alıcı çıkmaması nedeniyle düştüğü, bu durumda şikayetçinin haczinin 07.05.2007 tarihi itibariyle düştüğünün kabul edilmesi gerektiği, şikayetçinin 14.07.2006 tarihinde yenileme talebinde bulunduğu ve bu yenileme talebinin haczin düştüğü tarihten önce olduğu, satışın düştüğü tarihten sonra şikayetçi tarafından herhangi bir haciz işleminin yapılmadığı, satışa konu gayrimenkullerin paraya çevrildiği tarih itibariyle, şikayetçinin satışa konu gayrimenkuller üzerinde geçerli bir haczinin olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir....

    Maddesi uyarınca bir tarafın satış istemesi diğer taraf için de süresi içinde satış istenmiş olması sonucunu doğuracağından tarafların süresi içinde satış istenmediğine ilişkin şikayet sebeplerinin yerinde olmadığı ve sıra cetvellerinden teminat mektubu karşılığı yaptığı tahsilatların dikkate alınmayacağı gerekçeleriyle asıl davada şikayetin kabulüne birleşen davada şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur. 2. Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 14.02.2022 tarih ve 2021/1994 Esas, 2022/745 Karar sayılı ilamında; birleşen davada şikayetçinin satış talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satış talebinin reddine dair memur işleminin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        nin haczinin düştüğüne yönelik şikayeti de yerinde olmadığından, garameye girme hakkı bulunmayan şikayetçi bankanın, şikayet olunan alacaklı şirket ve Vergi Dairesinin garameten aldığı paylara yönelik şikayeti yersizdir. Bu durumda asıl dosyada şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle asıl dosyada şikayet olunan ... lehine bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1-Asıl dosyada, şikayetçi ... Bankası A.Ş., şikayet olunanlar ... ve ... Müdürlüğü vekillerinin, birleşen dosyada şikayet olunan Vergi Daireleri vekillerinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Asıl dosyada şikayet olunan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, asıl dosyada şikayet olunan ... lehine BOZULMASINA, Aşağıda yazılı harcın şikayet olunan T. ... Bankası A.Ş.'den alınmasına, şikayet olunanlar ... ile ......

          - K A R Ş I O Y Y A Z I S I - Şikayet edilen ve şikayet olunan takip dosyalarında önce satışın talep edildiği, ancak icra müdürlüğünce satış talebinin reddedildiği ve daha sonra bir kısmında avansın geri alındığı, icra müdürlüğünce verilen red kararının yetkili icra tetkik mercine şikayet edilmemesi karşısında hacizlerin düştüğünün kabul edilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından çoğunluğun bozma gerekçesine bu yönüyle iştirak etmiyorum. Kararın bu yönüyle bozulması gerekir....

            İcra Hukuk Mahkemesi tarafından kıymet takdirine ilişkin olarak verilen kararın kesin olmak üzere verilmesi nedeniyle davacı borçlunun satış işlemlerinin durdurulması talebinin reddine karar veriliği, İİK'nın 363. maddesinde kıymet takdirine ilişkin icra mahkemesi kararının istinaf yoluna başvurulmayacak kesin nitelikte kararlardan olduğunun düzenlendiği, bu sebeple davacının Gebze 1....

            Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, istinaf konusu şikayet, satış talebinin reddine ilişkin şikâyet olup, bu şikayet üzerine verilen karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesin olduğu, istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun İİK'nun 363, 365/son maddeleri gereğince reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            İcra Müdürlüğü'nün 2009/5297 E. sayılı dosyasına gönderildiğini, paranın bu dosya alacağını karşılamadığı gerekçesiyle sıra cetveli düzenlenmeksizin şikayet olunana ödenmesine karar verildiğini, bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerinde birden fazla haciz bulunduğunu, şikayet olunanın haczinin 18.02.2009 tarihinde kesinleştiğini, iki yıl içinde satış istenmediğinden 19.02.2011 tarihinde haczin düştüğünü, haczi düşen alacaklıya satış bedelinden pay ayrılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, ipotek alacaklısının satış istediği tarihte iki yıllık satış isteme süresinin dolmadığını, bir alacaklı tarafından satış istendiğinde artık diğer alacaklıların da ayrıca satış istemelerine gerek olmadığını, bu nedenle müvekkilinin haczinin düşmediğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

              Hukuk Dairesi'nin 26.11.2018 tarih ve 2018/1272 E.-2018/2482 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir. Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda, yukarıda içeriği özetlenen şikayet dilekçesi kapsamına göre, şikayetçi borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu açıkça ileri sürülmediği halde, ilk derece mahkemesince, borçlunun dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesi, bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi doğru bulunmamıştır....

                Mahkemece; Davanın reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, Nevşehir İli Gülşehir İlçesi Çayır Mah. 412 ada, 7 parsede kain taşınmaza taraflarınca ilk olarak 11/12/2009 tarihinde haczin konulduğunu ve satış avansının yatırılarak süresi içinde satış istediklerini, ancak satış talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğini, taşınmaza daha sonra yenileme hacizlerinin de konulduğunu, aynı taşınmaza daha sonra taraflarınca haciz konulmuş olmasının izah edilen durumu değiştirmediğini, ilk haczin düşmediğini, hacizden feragat etmediklerinden ilk haczin düşürmeyeceğini, süresi içinde satış avansını yatırıldığını ve süresi içinde satış istendiği için haczin düşmediğini, icra müdürlüğünce şikayetlerinin reddine ilişkin kararın yerinde olmadığını, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu