Sırada bulunan ve rehinle temin edilmiş olan alacak bakımından bir itirazlarının bulunmadığını, ancak rehinle takip edilen alacak arkasında yer alan alacaklar bakımından ihtiyati haciz tarih esas alınarak sıra cetveli oluşturulmasının mümkün olmadığını, müvekkiline ait takip dosyasındaki ihtiyati haczin kesinleşme tarihinin şikayet olunun ...'ye ait takip dosyasından daha önce olduğunu, 3. sırada yer alan alacaklı ...ait dosya yönünden ise şikayet olunan alacaklı şirketin henüz kıymet takdiri yapılmadan satış avansı yatırdığı dolayısıyla satış aşamasına geçelmeden yatırılan satış avansının haczin düşmemesi için işleyecek süreleri kesmeyeceği dolayısıyla da şikayet olunan alacaklı şirketin düşen haczine dayanılarak sıra cetveli uluşturulabilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin alacağının şikayet olunanlarınkinden önce kesinleştiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin buna göre düzenlenerek iptalini şikayet etmiştir....
YHGK’nın 22.3.2006 tarih ve 2006/12-149 E. - 2006/86 K. sayılı kararında da işaret edildiği gibi, satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talebin yanında satış giderlerinin de yatırılması gerekmekte olup, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 14.01.2022 itibariyle haczin ayakta ve geçerli olduğu, ancak uyuşmazlığın incelenmesi sırasında satış isteme süresinin dolduğu anlaşılmakla birlikte, mevcut fiziki ve UYAP’ta kayıtlı dosyada yapılan incelemede, alacaklı tarafından şikayete konu taşınmaz üzerindeki hacze ilişkin satış talebinde bulunulduğu ve satış avansının da yatırıldığına dair bir bilgiye rastlanmamıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2005/2951 E. sayılı dosyasında derece kararı yerine kaim olmak üzere düzenlenen 22.06.2013 tarihli kararda, bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kayıtlarına şikayet olunanın açtığı tasarrufun iptali davası kapsamında 04.05.2005 tarihinde ihtiyati haciz şerhi işlendiği ve tasarrufun iptali kararının 12.10.2010 tarihinde kesinleştiği, müvekkilinin açtığı tasarrufun iptali davası kapsamında ise 10.03.2005 tarihinde gerekli şerhin işlendiği ve anılan dava neticesinde verilen 2012/564 K. sayılı tasarrufun iptali kararının henüz kesinleşmediği belirtilerek satış bedelinin tamamının şikayet olunana ödenmesine karar verildiğini, müvekkili banka lehine işlenen 10.03.2005 tarihli ihtiyati haciz hükmündeki şerhin, şikayet olunanın 04.05.2005 tarihli ihtiyati haczinden önce olduğunu ve satış tarihinden önce 13.12.2012 tarihinde kesin hacze dönüştüğünü ileri sürerek, 22.06.2013 tarihli sıra cetvelinin iptaline, taşınmazın satışından elde edilen paranın tamamının müvekkiline ödenmesine...
KDV muafiyetinin satış şartnamesinde gösterilmemesi hususu satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet konusu edilmediğinden, bu koşullarda satış yapılmasına yasal engel bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibin müvekkili yönünden iptal edildiğini, ortada geçerli bir takip bulunmadığından ihalenin yoklukla malul olduğunu, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen kararlar kesinleşmeden satışa gidilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen göz önünde bulundurması gerektiğini, taraflarınca açılmış olan takibin iptaline yönelik şikayet kesinleşmeden ihale yapıldığını, satış ilanının davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, tebliğ zarfında müvekkilinin imzasının bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihalenin feshine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesine dayalı ihalenin feshi istemine ilişkindir. Davacının İstanbul Anadolu 5....
Kat 46 nolu bağımsız bölüm şeklinde tapuya kayıtlı taşınmazı ipotekli olarak takip alacaklısından alan tapu maliki olduğunu, karşı taraf T3 icra dosyasında alacaklı, T5 ise 12/04/2021 tarihli ihale alacısı olduğunu, ihalenin İİK'nun 363/4 maddesi hükmeni aykırı olarak yapıldığını, takip alacaklısının yapılan şikayet ve itiraz için istinaf konun yoluna başvuru karşısında mahkeme kararının kesinleşmesini beklemeden satış yoluna gitmesinin açık kanun hükmüne aykırı olduğunu, toplu rehin düzenlemesine aykırı icra takibi yapıldığını, bunun ihalenin feshinin sebebi olduğunu, takibe konu ipotek alacağının hukuka aykırı ve muvazaalı işlemlerde temlik alındığını, taşınmazın değerini etkileyen eksiklikler bulunduğunu belirterek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA Şikayetçi vekili dava dilekçesinde; borçluya ait taşınmazın satışının yapıldığını, ihale bedeli üzerinden harç ve satış masrafları ödendikten sonra kalan bedelin şikayet olunan vergi dairesine ödenmesine karar verildiğini, davalı ... dairesinin süresinde satış talep etmemesi nedeniyle haczinin düştüğünü, müvekkili haczinin 1. sıraya yükseldiğini, 6183 sayılı Yasa gereğince satış bedelinin garame yapılarak paylaştırılması gerektiğini, müvekkiline iade edilen satış masraflarının eksik hesaplandığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet olunan vekili cevap dilekçesinde; müvekkili idarenin şikayet konusu gayrimenkul üzerinde 1998 tarihli haczinden başka 22.07.2014 ve 22.05.2019 hacizlerinin bulunduğunu, 6183 sayılı Yasa gereğince tatbik edilen hacizlerin belirli bir süre içerisinde düşeceğine veya belirli bir süre içerisinde satış isteneceğine dair hüküm bulunmadığını belirterek şikayetin reddini istemiştir. III....
Davalı vekili tarafından 23/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğinden, İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra takibi durdurulması ve 23/10/2020 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra memur işlemi şikayet konusu edilmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından, davalının yasal süresi içinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına ve itiraz tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Aynı maddenin 6.fıkrasında ise “satış ilanı tebliğ (m.127) edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya (BK. 23-24) veya ihalede fesada (BK.226) bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki bu müddet, ihaleden itibaren 1 seneyi geçemez” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda borçlu vekili tarafından verilen 16.12.2013 tarihli şikayet dilekçesinde her ne kadar satış ilanı tebliğ evrakındaki borçlu imzasına itiraz edilerek ıttıla tarihi 10/12/2013 olarak belirtilmiş ise de, aynı dilekçe içeriğinde icra müdürlüğü tarafından gönderilen tahliyeye ilişkin ihtar ile satışı öğrendikleri, bunun üzerine aynı gün icra dosyasını incelediklerini ve satış ilanı tebligatının usulsüz bulunduğunu gördüklerini beyan ettikleri anlaşılmaktadır. ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9987 esas sayılı icra dosyasından borçlu ...'...
Asıl icra dairesinin pazarlık yolu ile satış kararının hukuka aykırı olduğuna yönelik şikayet asıl icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılabilir. Talimat icra dairesi satış talimatına uygun olarak satış işlemlerine başlaması zorunlu olup, pazarlık yolu ile satışın mevzuata aykırı olduğu gerekçesi ile talimatı yerine getirmekten kaçınamaz. Mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....