İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza 20.01.2014 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun 22.01.2014 tarihinde... 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/104 Esas sayılı dosyasında borca itirazını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği görülmektedir. Takibin iptali talebi ile borçlunun icra takibinden, icra takip dosyası içindeki belgelerden ve şikayet konusu hacizden en geç bu tarihte haberdar olup, 14.04.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurusunun 7 günlük süreden sonra olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, esasının incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İİK.nun 82/1-12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar....
Haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlu vekilinin 08/04/2014 tarihinde şikayet konusu ruhsata konulan haczin kaldırılması istemi ile icra müdürlüğüne başvurduğu anlaşıldığından bu tarihten itibaren hacizden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Yanlış merciye yapılan itiraz sonuç doğurmayacağından icra mahkemesine yapılan 05/05/2014 tarihli başvurunun 7 günlük süreden sonra olduğu görülmüştür. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin süresinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, şikayetçi ...'ın yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun 16/1. maddesinde ise; ''Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.'' düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, üçüncü şahsın 6361 sayılı Kanun'un 28/2. maddesine dayalı olarak yapacağı haczedilmezlik şikayetini İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca haczi öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra mahkemesine bildirmesi zorunludur....
kişi bu haciz yönünden mahcuzlara ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya yetkili değildir. 3. kişinin haczedilmezlik şikayeti yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddi ile, uyuşmazlığın üçüncü kişinin mülkiyet hakkına dayanan ve İİK'nun 96. vd. maddelerinden kaynaklanan istihkak iddiası olarak ele alınıp, işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması varsa noksan harcın tamamlattırılmasından sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen husus dikkate alınmadan duruşma yapılmaksızın davanın hukuki nitelendirmesinde hata yapılarak yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
İİK'nın 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Şikayete konu taşınmaza ilişkin 103 davetiyesinin 07/08/2020 tarihinde hazırlanıp e-tebligat yoluyla davacı/borçlu vekiline 13/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu tarihte hacizden haberdar olduğu, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük süreden sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından Mahkemenin şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı/borçlu vekiline, daha sonra aynı haciz için yeni bir 103 davetiyesi gönderilmesi, şikayet süresi haczin öğrenilmesi ile başlayacağından yeni bir şikayet hakkı vermez. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/2540 Esas sayılı dosyasından yazılan haciz talimatı gereğince haciz işleminin uygulandığı, şikayeti incelemeye asıl icra müdürlüğünün bulunduğu yerdeki icra mahkemesi yetkili ve görevli olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Bursa 8. İcra Mahkemesince ise davacı vekilinin Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2018/2540 Esas sayılı dosyasında yazılan talimat gereği Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün 2018/915 Tal. sayılı dosyasında yapılan hacze ilişkin olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2018/2540 Esas sayılı takip dosyasında 23/10/2018 tarihli yazı ile borçlunun borca yeter taşınır mallarının ihtiyaten haczinin tatbikine karar verilmesi talep edilmiş olup haciz nokta haczi niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın Bakırköy 5. İcra Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile karşı yetkisizlik kararı verilmiştir....
Bir başka deyişle haczedilmezlik şikayetine konu arazilerin tarım amaçlı kullanılıp kullanılmadığı, hali hazırda herhangi bir tarımsal faaliyette bulunulup bulunulmadığı tespit edildikten sonra, eğer tarımsal faaliyette bulunuluyorsa, davacının şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlarından elde ettiği gelir ile borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı tespit edilmeli, sonrasında tarla vasfındaki taşınmazların davacının kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olup olmadığı ya da ne kadarının zorunlu olduğu belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Somut olayda da bu yönde yapılan keşif ve sonrasında alınan bilirkişi raporunda haklarındaki şikayet reddedilen 140 ada 3 ve 6 nolu parsellerde bitkisel üretim faaliyetinde bulunulmadığı tespit edilmiştir....
YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hacizden haberdar olduğu icra dosyasına sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile açık olduğunu, haczedilmezlik şikayetinin söz konusu mahkemeye yapılması zorunlu olması ve davacı tarafın 15/03/2021 tarihli dilekçesindeki "meskeniyet iddiasının" görevli mahkemeye yöneltilmemiş olmaması sebebiyle her ne kadar geçerli olmamakla birlikte, davacı tarafın hacizden 15/03/2021 tarihinde haberdar olduğunu gösterdiğini, davacı tarafa usulüne uygun olarak 103 davetiyesinin tebliğ edildiği hususu dikkate alındığında, davacı tarafça haczin öğrenilmesinden itibaren 7 günlük süre içinde haczedilmezlik şikayetinde bulunmaması ve bu sürenin hak düşürücü bir süre olması sebebiyle haczedilmezlik şikayetinin dinlenebilme kabiliyeti bulunmadığını belirterek, davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verilmesini istemiştir....