Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda haczedilmezlik şikayetinde bulunan şikayetçi, icra dosyasında istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişidir. Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takibin tarafı olmayan üçüncü kişinin bu konuda şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Davacı 3.kişi tarafından haciz konusu makineler veya makinelerin bulunduğu taşınmaz üzerinde ipotek veya rehin hakkı kurulduğu hususunda ayni hak iddiası da ileri sürülmemiş, ayrıca dosya kapsamına alınan tapu kayıtları üzerinde herhangi bir ipotek kaydının bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca şikayete konu haczin İİK.99 maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verildiğinden davacı 3.kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı dikkate alındığında eldeki davanın istihkak davası olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/490 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, eldeki davanın o dava dosyası ile birleştirilmesine, haczedilmezlik şikayetlerinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, meskeniyet şikayeti kabul edilmeyecek ise bilirkişiler marifetiyle taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İşin esasına gelince; mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili tarafından Havza İcra Müdürlüğü'nün 2019/276 Esas sayılı takip dosyası kapsamında haczedilen 34 XX 420 plakalı traktörün haczedilemeyeceğinden bahisle şikayette bulunulduğu, Havza İcra Müdürlüğü'nün 2019/276 Esas sayılı takip dosyası celp edilerek incelendiğinde haczin 10/11/2020 tarihinde borçlu haciz mahallinde hazır iken yapıldığı, haczedilmezlik şikayetinin ise 02/08/2021 tarihinde yapıldığı, bu durumda haczin haciz anında borçlu tarafından öğrenildiği, haczedilmezlik şikayetinin 7 gün olup bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu belirtilerek şikayetin süre aşımından reddine dair karar verilmiştir. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar....

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bilindiği üzere haczedilmezlik şikayeti, şikayet konusu malların üzerinde haciz olduğunun öğrenilmesinden itibaren 7 günlük süreye tabi olduğunu ancak somut olayda dava konusu haczedilmezlik şikayetinin süresinde yapılmadığını, davaya konu icra dosyası muhteviyatı incelendiğinde de açıkça görüleceği üzere söz konusu taşınır malların 10/11/2020 tarihinde haczedilerek tutanak altına alındığını, taşınır malların haczine ilişkin haciz tutanağının 27/11/2020 tarihinde 103 davetiyesiyle birlikte hacizlere ilişkin diyeceğini bildirmesi için davacı borçluya tebliğ edildiğini, son olarak 10/11/2020 tarihinde haczi yapılan mallar için 22/12/2020 tarihinde yeniden mahale gidilerek malların yediemine teslimi sağlandığını, davacı borçluya 27/11/2020 tarihinde tebliğ edilen 103 davet kağıdına ilişkin olarak davacının şikayet dilekçesinde tebligatının usulsüz olduğuna ilişkin herhangi bir iddia da ileri sürmediğini, 103 davet kağıdı tebliğinin usulüne...

İlk derece mahkemesi kararında özetle; davacı/borçlu vekilinin müvekkili aleyhine Gaziantep İcra Müdürlüğünde başlatılan İcra takibine istinaden kıymet takdirine itiraz ve haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay müstekar kararlarına göre kıymet takdirine şikayet davalarında taşınmazın bulunduğu yer İcra mahkemelerinin kesin yetkili olduğu, 6100 sayılı HMK'nun 114/1- ç maddesi uyarınca yetkinin kesin olduğu durumlarda bu hususun dava şartı olduğu düzenlenmiştir. Kıymet Takdirine itiraz ve haczedilmezlik şikayeti davasının; taşımazın bulunduğu il olan Gaziantep ilinde bulunan taşınmaza ilişkin olduğu anlaşılmakla; mahkememizin bu hususta yetkili olmadığı sabittir....

Somut olayda Gölcük İcra Dairesince taşınmaz üzerine konulmuş bir haciz bulunmayıp, Kocaeli 2.İcra Müdürlüğü'nce 2009/3928 esas sayılı icra takip dosyasından Gölcük Tapu Sicil Müdürlüğü'ne doğrudan yazılan 20.04.2009 tarihli yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına haciz uygulanmıştır. Bu durumda anılan hacze karşı şikayeti incelemeye Kocaeli İcra Mahkemesi yetkili olup, mahkemece şikayetin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayet konusu taşınmaza 15.03.2016 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve şikayetçi borçlunun bu haczi öğrendiğine ilişkin herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı görüldüğünden 05.04.2016 tarihli şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar, şikayetçi borçluya 10.02.2016 tarihinde 103 davetiyesi, 04.04.2016 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ olunmuş ise de, bu tebliğlerin 28.01.2016 tarihli hacze ilişkin oldukları anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 28.01.2016 tarihli hacze ilişkin yapılan ve 10.02.2016 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesi tebliğ tarihinin esas alınarak şikayetin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza 20.01.2014 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun 22.01.2014 tarihinde... 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/104 Esas sayılı dosyasında borca itirazını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği görülmektedir. Takibin iptali talebi ile borçlunun icra takibinden, icra takip dosyası içindeki belgelerden ve şikayet konusu hacizden en geç bu tarihte haberdar olup, 14.04.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurusunun 7 günlük süreden sonra olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, esasının incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, şikayetçi ...'ın yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İİK.nun 82/1-12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar....

            UYAP Entegrasyonu