Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15.04.2014 tarih, 2013/1548 E. - 2014/426 K. sayılı kararıyla istem kabul edilerek tebliğ tarihi 06.12.2013 olarak düzeltilmiştir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayetin kabulü üzerine konulan hacizler fekkedilmiş, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine 24.04.2014 tarihinde yeniden haciz konulmuş, borçluya bu hacze ilişkin 103 davetiyesi 09.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı bulunmaktadır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ve haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı borçlu tarafça, sair şikayet ve taleplerin yanında, ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği de ileri sürülmesine rağmen, mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....

    No:13/B Kocasinan/Kayseri adresinde yapılan haciz sırasında şikayetçi borçlu T1 ile diğer borçlu lehine haczedilmezlik şikayetinde bulunulan Şule Selvi'nin haciz mahallinde hazır bulunduğu ve tutanağı imzaladıkları, haczedilen şikayet konusu malların Şule Selvi'ye yediemin olarak teslim edildiği, ancak kendisinin herhangi bir istihkak iddiası ve haczedilmezlik şikayetinde bulunmadığı görüldüğünden mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, İİK'nun 82 ve İİK'nun 16/1 maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabi olduğu da görülmekle birlikte husumetin öncelikli olarak nazara alınarak şikayetçinin aktif husumet yokluğu nedeniyle şikayetinin reddine karar verilmesinde dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine...

    HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 2 ] 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 4 ] 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 93 ] 5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU [ Madde 1 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra 04.04.2007 tarihinde Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak borçlunun emekli maaşının 1/4'ü haczedilmiştir....

      İİK'nun 82/12. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup, şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda; borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazında, 29.06.2015 tarihinde kıymet takdirine yönelik keşif yapılmış olup, kıymet takdir tutanağında; "adres kapalı olduğundan içeriye girilemedi, soruldu, borçlunun çarşıda dükkan işlettiği beyan edildi, çarşıya gidildi saat 13.30’da borçlu alınarak adrese tekrar gelindi adresi açtı bilirkişiyle birlikte girildi, gezildi, notlar alındı" ibaresi yazılı ise de, tutanakta borçlunun imzası olmadığı gibi, imzadan imtina ettiğine dair bir kayıt da mevcut değildir. Asıl olan, borçlunun öğrendiğini bildirdiği tarih olup, bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Bu durumda, borçlunun taşınmazına konulan haczi şikayet dilekçesinde beyan ettiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir....

        Kararın temyizi üzerine, Dairemiz, 14.04.2015 tarih 2014/34887 E., 2015/9647 K. sayılı ilamında, özetle; şikayet dosyası ile şikayete konu edilen Sivas 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/100 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesi neticesinde şikayete konu taşınmaza 29.01.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ancak, bu haczin öğrenildiğine dair kayıt olmadığından şikayetin yedi günlük yasal sürede olduğu belirtilerek, kararın bozulmasına hükmetmiştir. Mahkeme, bozma ilamına uyarak yapmış olduğu yargılamada şikayetin kısmen kabulüne karar vermiştir. Haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....

          İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı vardır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 03.12.2007 tarihinde konduğu, hacze ilişkin İİK 103. madde davetiyesinin 23.01.2008 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında 10.05.2010 tarihinde konulan haczin de düşmesi üzerine 10.07.2014 tarihinde son haczin taşınmazın tapu kaydına işlendiği görülmüştür....

            İİK.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun konulan yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, takip dosyasının incelenmesinde borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.08.2012 tarihinde ilk haczin konulduğu, bu tarihten sonra 11.06.2014 tarihinde ikinci bir haciz işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de her haciz yeni bir şikayet hakkı doğurur....

              Dolayısıyla İİK'nın 82/4. maddesindeki haczedilmezlik şikayeti hakkından, borçlu şirketin yararlanması mümkün değildir (Yargıtay 12.HD 2018/9292 E, 2018/5253 K). Ayrıca, İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre, asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Bu durumda haczedilmezliğe ilişkin bu düzenleme yasa ile yapılmış bir düzenleme olmayıp, yönetmelikle yapıldığından, dar yorumlanması ve araçların haczedilemeyeceğine yönelik bir hüküm bulundurmaması neticesi haczinin mümkün olduğunun kabulü gerekmektedir....

              Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Kanun gereği devlet malının haczedilemeyeceğinin gayet açık olduğunu, işbu sebeple icra memurunun haciz muamelesini şikayet etmekte idarelerinin hukuki yararının bulunduğunu, ancak buna rağmen mahkeme tarafından aktif husumet yokluğu nedeniyle davalarının reddedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, haczin iptali talebinden ibarettir. Alacaklı tarafından borçluya ait olduğu ileri sürülen mallara ilişkin yapılan hacze karşı haczedilmezlik şikayeti ancak malı haczedilen borçlu tarafından ileri sürülebilir. 3.şahıs konumunda olan şikayetçi bakanlığın ise bu durumda yapılan işlemin İİK'nun 97- 99.maddelerince usulsüz olduğunun yanı sıra haczedilen malın kendisine ait olduğundan bahisle istihkak davası açabilir....

              UYAP Entegrasyonu