İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''üçüncü kişinin icra dosyasına borçlu olarak eklenebilmesi için sırasıyla 3 haciz ihbarnamesi gönderilmesi gereklidir. Somut olayımızda ise davalı şirkete 1.haciz ihbarnamesi gönderilmiş, 1.haciz ihbarnamesi sonrasında o dönemki muaccel alacaklar 3.kişi tarafından icra dosyasına yatırılmıştır. 3.kişinin borçlu olarak dosyaya eklenebilmesi için çıkarılması gereken 3 haciz ihbarnamesi çıkarılmadığından davalı 3.kişinin icra dosyasına borçlu olarak eklenmesinde yasal imkan bulunmamaktadır. 1.haciz ihbarnamesi sonrasında davalı şirket diğer alacaklar muaccel olunca icra dosyasına göndereceğini beyan etmiş olsa da; 3.kişinin borçlu olarak dosyaya eklenmesi için İİK 78 maddesi uyarınca müzekkere çıkarılması yeterli değildir, haciz ihbarnameleri prosedürü işletilmediğinden icra müdürlüğünün kararı usul ve yasaya uygun olduğundan şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür....
Haciz İhbarnamesi gönderilmiş, üçüncü kişi tarafından icra müdürlüğüne 16/10/2018 tarihinde itiraz dilekçesi verilmiş, ayrıca aynı gün mahkemeye şikayet dilekçesi verilerek "89/1 haciz müzekkeresinde borçlunun müvekkili şirketleri nezdinde bulunan doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklarının haczinin istendiği, borçlu şirketle aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, doğacak hak ve alacakların haciz ihbarnamesi ile haczi isteminin usul ve yasaya aykırı" olduğu belirtilerek haciz ihbarnamesinin "doğacak tüm hak ve alacakların haczi" kısmının iptaline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/258190 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu Seria Mobilya A.Ş aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığı, davacıya 89/1- 2- 3 haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği, davacı tarafından haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini ve öğrenme tarihinin düzeltilmesi istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca, kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır (m. 16). Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran on sekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir şekilde ehliyetsiz bulunmaması gerekir (m. 22). Yine aynı Kanun uyarınca, tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (m. 10/1)....
Mahkemece; başlatılan takipte ödeme emri takip borçlusuna tebliğ olunarak takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine İİK'nun 89. maddesi gereğince şikayetçi 3. kişiye çıkarılan 1. haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7 maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30, 31 ve 35. maddelerine uygun olarak yapıldığı, şikayetçi tarafından 1. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz olunmaması üzerine, şikayetçiye tebliğe çıkarılan 2. haciz ihbarnamesinin iade dönmesi üzerine 2. haciz ihbarnamesinin, Tebligat Kanunu 21/2 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi gereğince usulüne uygun olarak 18/01/2021 tarihinde tebliğ olunduğu anlaşılmakla 1. ve 2. haciz ihbarnameleri yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayetçi tarafından 28/01/2021 tarihinde İİK'nun 89/2 maddesi gereğince 7 günlük yasal süre geçtikten sonra 2....
Haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile davacı yanın takibe borçlu olarak eklenmesi ve haciz uygulanmasına dair işlemlerin iptali istemine ilişkindir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir. Somut durumda borçlu T6 aleyhine 7.290,00 TL asıl alacağın tahsili talebi yapılan ilamsız takipte davacı 3. Kişiye 22.506,48 TL alacak yönünden 89/1 ihbarnamesi gönderildiği ve 18/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre; İİK’nın 89. maddesi gereğince çıkartılan haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz olduğunun ileri sürülmesi ve mahkemece tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun tespit edilmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de iptaline, İİK’nın 89. madde prosedürü usule uygun şekilde tamamlanmadan konulan hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/258 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan tasarrufun iptali davasında, anılan mahkemece 12.05.2015 tarihinde verilen ihtiyati haciz kararı doğrultusunda 3. kişi Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü ile Basın İlan Kurumu ..., ... ve ... Şubelerine haciz ihbarnameleri gönderildiği, tasarrufun iptali davasının davalısı olan ... A.Ş.'nin icra mahkemesine yaptığı başvuruda; şikayet dilekçesinde gösterdiği diğer nedenlerin yanı sıra, ihtiyati haciz kararının davaya konu Basın İlan Kurumu ... Şubesindeki reklam gelirleri ile sınırlı olarak verildiğini, buna rağmen tüm hak ve alacakları için haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ayrıca genel müdürlük ile diğer şubelere de haciz ihbarnamesi gönderildiğini ileri sürerek 15.05.2015 tarihli ihtiyati haciz kararı nedeniyle Genel Müdürlük ve kurumun ... ve ......
ihbarnamesi düzenleyip tebliğ etmenin mümkün olmadığını ,bu sebeple yapılan ikinci haciz ihbarnamesinin geçerli bir hukuki sonuç doğurmadığını , ikinci haciz ihbarnamesinin iptali gerektiğini , İstanbul 19....
un davacı müvekkilindeki 55.0000,00-TL tutarında alacağı veya borçlu davalıya at uhdesinde mal bulunup bulunmadığına ilişkin ihbarname gönderildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesi şirkette çalışan olmayan ve şirket yetkililerince tanınmayan bir şahısa usulsüz bir biçimde tebliğ edildiğini, akabinde alacaklı tarafından 60.000-TL değerinde 89/2 haciz ihbarnamesi düzenlendiğini, 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olarak 06/09/2023 tarihi yazılmış olsa da anılan tebligat davacı müvekkiline tebliğ edilmediğini, akabinde 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, gönderilen son tebligatta usulsüz olarak tebliğ edildiğini, haciz ihbarnamelerinin üçünde tebliğ edilen şahısların ad ve soyadları tebliğ mazbatasına şerh düşüldüğünü, bu kişiler davacı müvekkili şirketçe tanınmadığını, davalı borçlu ile davalı takip alacaklısı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilerek davacı müvekkiline karşı haciz yoluna başvurulmaması adına takibin davacı müvekkili yönünden durdurulmasına...
Somut olayda; davacıya birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmediği, haciz ihbarnamelerinin "Kayıkhane Restaurant" adına düzenlendiği ve gönderildiği, borcun zimmetinde sayılmasına ilişkin üçüncü haciz ihbarnamesininde yine "Kayıkhane Restaurant" adına düzenlendiği ve gönderildiği, bu haciz ihbarnamelerinin davacı hakkında yasal olarak sonuç doğurmayacağı, davacı adına düzenlenen ve tebliğ edilen haciz ihbarnamesi bulunmadığından davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur. (Benzer karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 2018/3906 esas 2019/693 karar, 2016/12318 esas 2018/7493 karar) Bu haliyle, mahkemece dava açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde dava dışı üçüncü kişi adına düzenlenen ve üçüncü kişiye tebliğ edilen haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi esas alınarak süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....