DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, icra müdürlüğünün 23/06/2021 tarihli dosya kapak hesabı işleminin iptali istemine ilişkindir....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından işbu şikayetin yapılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, dava açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bunların yanında, borçlu taraf icra muamelerine karşı icra müdürlüğüne nezdinde herhangi bir itirazda bulunmadan, icra müdürlüğünce düzenlenen (itiraz durumda her zaman tekrar tekrar düzenlenebilen) kapak hesabını kabul ettiğini ve ödeme yaptığını, Yüksek Mahkeme'nin gerek süreli, gerek süresiz şikayetin icra takibi sonuçlanıncaya kadar mümkün olduğunu, takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamayacağını belirttiğini, bu nedenle, borçlu tarafın icra dairesi kasasına parayı yatırıp şikayet etmesinin usul hukuku açısından kabul edilen bir durum olmadığını, ayrıca davanın süresinde açılmadığını, davacı bankanın şikayet konusu işlemi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde iş bu şikayeti yapmadığını, söz konusu...
Maddeye uygun bir şekilde değerlendirilmemesi sonucunun dosyada mevcut 31/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna aykırı olarak borçlunun fazla ödeme yaptığı iddiasının geçerlilik kazandığını beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık memur işlemini şikayet niteliğindedir. Yerel mahkemece verilen ilk hüküm ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, esas davada kapak hesabına itirazın reddine, birleşen davada itfa itirazının kısmen kabulü ile 05.12.2018 tarihi itibarıyla bakiye borcun 544.203, 01 TL olduğuna karar verilmesi üzerine taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Somut olayda, takip talebinde işlemiş faizin ticari faiz olarak istendiği, takipten sonra işleyecek faizin yıllık % 13,75 ticari ve değişen oranlarda istenildiği, takip dayanağı faturaların asfalt kaplama yapım işi hak edişlerine ait olduğu, davacı borçlunun takipte istenen tüm faizlere itiraz ettiği, faize itiraz yönünden itirazın iptali yada itirazın kaldırılmasına ilişkin bir kararın bulunmadığı, bu durumda ticari faizin uygulanamayacağı, davacı borçlu vekilinin icra dairesine sunduğu 06.07.2020 tarihli dilekçesinde yasal faiz uygulanması talebinin bulunduğu anlaşıldığından, 06.07.2020 tarihli dosya hesabında faiz hesabının ticari faiz oranına göre yapılması isabetsiz olup müdürlük kararının iptaline, borçlu vekilinin 06.07.2020 tarihli talebi doğrultusunda kabul edilen asıl alacak yönünden dosya hesabında yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstinaf talebinin KABULÜ ile İSTANBUL 21....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, dosya hesabı ile takip dosyasının infazen işlemden kaldırılmasına dair 30/11/2021 tarihli memur muamelesinin iptali istemine ilişkindir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11.maddesinin 5.bendine göre "Borçlu itiraz süresi içerisinde borcunu öderse tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir. Maktu ücreti gerektiren işlerde de bu hüküm uygulanır" hükmü düzenlenmiştir. Ancak, itiraz süresi içerisinde, borcun tamamının ödenmemiş olması halinde, vekalet ücreti tam olarak hesaplanır. (Yargıtay 12....
Davalı vekili tarafından itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından 08/10/2021 tarihli raporunda; dava dışı kredi borçlusunun 19/09/2019 dava tarihi itibariyle borç tutarının genel toplamda 240.027,65 TL, icra kapak hesabındaki harç, vekalet ücreti ve masraflar toplamı 31.214,47 TL'nin eklenmesiyle 271.269,12 TL olduğu, her iki sözleşmede de kefaleti bulunmakla birlikte, şirket ortağı olmayan ve kefaletin eş muvakafati bulunmayan ...'nın kefaletinin geçerli olduğunun kabulü halinde borcun tamamından sorumlu olduğu, icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL -271.269,12 Tl= 190.501,91 TL, kefaletininin geçerli olmadığının kabulü halinde ise icra dosya kapak hesabına göre 461.771,03 TL borçlu olmadığı, sadece taksitli ticari kredi dayanağı 22/05/2013 tarihli Genel kredi Sözleşmesinde imzası bulunan ...'...
Davacının İstinaf Başvurusunu İncelenmesi Davacının kapak hesabında belirtilen borcun daha önce ödendiği, borcun tamamının bittiği, bu sebeple takibin iptali gerektiği yönündeki talebi dikkate alındığında ilk derece mahkemesince talebin kapak hesabına itiraz (şikayet) olarak değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı hakkında kredi sözleşmesi sebebiyle takip başlatıldığı, davacının asıl borçlu olduğu, takip borçluları Avni İshak ve İbrahim Şirin'in müteselsil kefil olduğu, kefalet limitlerinin 50.000 TL olduğu, İbrahim Şirin'in icra dosyasına 26/07/2018 tarihinde 20.000 TL, 30/07/2018 tarihinde 10.000 TL ödediği, alacaklının 14/08/2018 tarihli dilekçe ile İbrahim Şirin hakkındaki tüm hacizlerin kaldırılmasını ve borçlu sıfatının silinmesini talep ettiği sabittir. TBK'nın 168/2 hükmüne göre müteselsil bir borcun bulunduğu durumda, alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır....
Bunun sonucu olarak gerek haricen ödemenin yapıldığı tarih itibari ile, gerekse davanın açıldığı tarih itibari ile icra kapak hesabına eklenecek ferilerin belirlenmesi mümkün değildir ve dava için bir değerin belirlenmesi mümkün değildir. Borçlunun itirazı nedeniyle duran takipte alacaklının takibe devam etmesi için itirazın iptaline yönelik karar getirmesi gerektiği hususu ile borçlu tarafından icra takibinden sonra ödeme yapılmış olması ve TBK'nin 100. maddesi hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde, alacaklının kapak hesabına eklenecek olan feriler yönünden takibe devam etmekte ve itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu açıktır....
Somut olayda, borçlunun icra müdürlüğünce tespiti yapılan araç bedeline ilişkin şikayeti, mahkemece tümden reddedilmiş, ancak kapak hesabına ilişkin şikayeti faiz yönünden kabul edilmiştir. Şikayetin reddedilen değer tespiti kısmına yönelik esas alınan bilirkişi raporlarından, 30.05.2016 tarihli rapora ilişkin delil avansının, mahkemenin 22.05.2015 tarihli ara kararında alacaklı tarafından yatırılmasına karar verildiği ve aynı gün 1.527 TL avansının havale edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, hükmün yargılama giderlerine ilişkin kısmında bilirkişiler için ödenen 1500 TL'nin alacaklı lehine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve söz konusu giderin şikayeti reddedilen borçlu tarafından yapıldığı gerekçesi ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda, eldeki yargılamada 15.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda , faiz oranı olarak TCMB’nin internet sitesinde yayınlanan kamu bankalarınca USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen verdikleri en yüksek faiz oranlarının esas alındığı belirtilmiştir. Asıl esas alınması gereken oranların emsal içtihada göre ilgili bankalar genel müdürlüklerinden celbi gerekmektedir. O halde , ilk derece mahkemesince, Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak 2 hukukçu-hesap uzmanı, 1 mali müşavir bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetinden 20.03.2019 tarihi itibarıyla dosya kapak hesabını gösterir rapor alınarak sonuca gidilmesi, önceki raporla çelişki oluşursa giderilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....