Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2017 tarihli ve 2020/487 Esas, 2021/253 Karar sayılı kararıyla, kadının eşine arkadaşlarının yanında küçük düşürücü sözlerde bulunduğu, erkeğin ise sadakatsiz olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine,kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, çocuk için takdir edilen 2.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, nafakalara ve kadın lehine tazminatlara karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı, davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafakaları miktarları, tazminatların miktarı ve kişisel ilişki süresine yönelik, davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 1.750 TL iştirak nafakası ile davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 1.250 TL yoksulluk nafakası ile 35.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine, davacı-karşı davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-karşı davalı erkek vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, karşı davanın kabulü, nafaka ve tazminat takdiri ile tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, asıl davanın kabulü, tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki süreleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

      nun velâyetinin kendisi dinlenilmeden davacı anneye verildiğini, iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verilmesinin hakkaniyete aykırı ve miktarlarının yüksek olduğunu, aylık çocuk ile müvekkili arasında karar verillen kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu ve yatılı olarak babasının yanında kalmasına karar verilmesi gerektiğini, maddî zarara ilişkin inceleme yapılmadığını beyanla, zina sebebiyle davanın kabulü, boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlenmesi, kişisel ilişki, maddî tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası ile nafakaların miktarı yönlerinden mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. C....

        ın velâyetinin ise anneye verilmesine,. ile baba arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin ortak çocuk ... için talep etmiş olduğu tedbir nafakası talebinin reddine, erkeğin iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile ... için aylık 450,00 TL iştirak nafakasının kadından alınarak erkeğe velâyeten verilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

          Ayrıca, müşterek çocuğun yaşı ve henüz anne bakım, şefkat ve gözetimine ihtiyaç duyduğu çağda olması dikkate alındığında, müşterek çocuk ile baba arasında temmuz ayında kesintisiz olarak 30 gün süre ile tesis edilen kişisel ilişki süresi uzundur. Müşterek çocuğun yaşı ve psikolojik gelişimi göz önünde bulundurularak, yaz dönemine ilişkin daha kısa süreli şahsî ilişki tesisi gerekir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı kadının iştirak nafakası miktarına ve kişisel ilişki sürelerine yönelik istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, davalı erkeğin istinaf istemlerinin ise esastan reddine dair karar verilmiştir....

          Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece yargılama aşamasında ... olan 16.01.1998 doğumlu ortak çocuk ... yararına iştirak nafakasına hükmolunması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- Mahkemece, velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk 2004 doğumlu ... ile baba arasında "aynı şehirde ikamet etmeleri hali" ve "farklı şehirde ikamet etmeleri hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir....

            Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki, yaralama HÜKÜM : Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkûmiyet, yaralama suçundan beraat Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilerek dosya incelenip gereği düşünüldü: Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde; Olayın tek delilinin olayın aynı zamanda tanığı olan mağdurun beyanı olmayıp sanığın samimi kabulü de olduğu göz önüne alındığında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir....

              Müşterek çocuğun, henüz 4 yaşında olması nedeni ile anneye olan bağımlılığı ve ihtiyacı, anneden uzun süre ayrı kalamayacağı düşünüldüğünde, müşterek çocuğun yararı uyarınca, ilk derece Mahkemesi tarafından yaz tatillerinde 1 ay boyunca uzun süreli, baba ile yatılı kişisel ilişki tesisi hatalıdır. Dolayısı ile davalı-karşı davacı kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile infazda tereddüt oluşturulmaması için, ilk derece mahkemesinin kişisel ilişki tesisine ilişkin hükmünün tamamen kaldırılarak, velayeti davalı-karşı davacı anneye verilen müşterek çocuk Nil ile davacı-karşı davalı baba arasında, her ayın 1 ve 3....

              UYAP Entegrasyonu