Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevabında ve karşı davasında; tarafların ahde vefa ilkesi gereğince sözleşme ile bağlı olduklarını, boşanmayı talep eden taraf olan davacının kötüniyetli olduğunu, davalının aldığı emekli aylığının iyi bir yaşam standardı sağlamadığını, boşanma esnasında da davacının çalıştığını, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini dilemiş, nafakalarının ise yetersiz kaldığını belirterek yoksulluk nafakasının 10.000 TL'ye, iştirak nafakalarının ise yıllık 141.000 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davaya ilişkin olarak, yoksulluk nafakasının 4.250 TL’ye indirilmesi, iştirak nafakalarının yeniden düzenlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, karşı dava da reddedilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı baba tarafından ikame edilen, ortak çocuk Asya ile anne arasında mevcut olan kişisel ilişkinin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Düzenlenmesi ve İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, boşanma kararından sonra ve fakat kesinleşmesinden önce 05.01.2012 tarihinde dünyaya gelen çocuğun velayetinin düzenlenmesi ve bu çocuk için iştirak nafakası talebine ilişkin olduğuna göre, çocuk için tayin edilen nafakanın "tedbir" değil, dava tarihinden itibaren iştirak nafakası niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaheretten yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; tarafların müşterek çocuğu Dila Ezel Güney'in reşit olduğu anlaşılmakla nafaka arttırım talebinin reddine, tarafların müşterek çocuğu Erva Öykü Güney için bugünden (31/01/2023) itibaren 580 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, iştirak nafakasının ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı asil istinaf dilekçesi ile; nafaka artışının yetersiz olduğundan bahisle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

        iştirak nafakasının ve oranının yeniden azaltılarak düzenlenmesi için yasal bir neden bulunmadığı gibi hakkaniyetin de bunu gerektirmediği, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkemece davanın reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

        Bu doğrultuda davalının tüm, davacının hükmedilen iştirak nafakasının artış miktarının azlığına dair istinaf başvurularının reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin hükmedilen iştirak nafakasının gelecek yıllarda artış miktarının düzenlenmemesine dair istinaf başvurusu yönünden ise; iştirak nafakasına hükmedilen ilk ilamda tarafların anlaşmaları uyarınca hükmedilen iştirak nafakasının gelecek yıllarda % 10 oranında artacağına dair bir düzenleme bulunmaktadır. Davacı dava dilekçesinde ise artışın TÜİK tarafından açklanan ÜFE oranında yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bu kapsamda hükmedilen iştirak nafakasının TMK.nun 184/4. maddesi uyarınca gelecek yıllarda ne miktarda artacağının ve ödeneceğinin düzenlenmesi gerekmektedir. İlk ilamda karar verilmiş olan % 10 artış çocuğun giderlerini karşılamada günün ekonomik koşulları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde yetersizdir....

        Somut olayda mahkemece karar verilen iştirak nafakası miktarındaki artış yıllık 12.000 TL olup, bölge adliye mahkemesince iştirak nafakası davası ve ferilerine yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-karşı davalı babanın iştirak nafakasının arttırılması davasına ve ferilerine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Tarafların kişisel ilişki yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Davacı-karşı davalı babanın kişisel ilişki yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

          hükmedilen tedbir nafakasının velayet kararının kesinleşme tarihinde sona erdiği, iştirak nafakası miktarı yönünden davacı anne tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır....

          Gerçekleşen bu durum karşısında; müşterek çocuğun anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğu bir yaşta olduğu da dikkate alındığında müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine olacak şekilde yeniden düzenlendiği, mahkeme kararında belirtilen şekilde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          Bunun dışında, HUMK hükümlerine göre, bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte olan ve kesin olarak karara bağlanacak bulunan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme, o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir. Çocukla baba arasındaki soybağı ilişkisi, iştirak nafakasının ve çocuk reşit olmakla yardım nafakasının saptanmasında öncelikle araştırılması gereken bir husus olup, mahkemece nesebin reddi davasının sonuçlaması, bakmakta olduğu iştirak nafakası davası için bekletici mesele yapılmalıdır. Aksi düşünce ve yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            UYAP Entegrasyonu