(TMK 182,327 ila 331) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2015/8111 esas, 2015/15688 karar sayılı 13.10.2015 tarihli emsal ilamında özetle, "...Dava; müşterek çocuk lehine anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen ve hüküm altına alınan iştirak nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir.TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme ise; nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile, indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir....
Bu durumda, mahkemece; boşanma kararından sonra davacının mal varlığında bir azalma olmadığı, işinden ayrılan ve mimar olan davacının iyi şartlarda yeni bir iş bulup çalışabileceği, protokol ile belirlenen iştirak nafakasının azaltılması için yasal bir neden bulunmadığı gibi hakkaniyetin de bunu gerektirmediği, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği sonucuna varılarak, iştirak nafakasının kaldırılması ya da azaltılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçeler ile, iştirak nafakasının azaltılmasına dair karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların serbest iradeleri ile belirlenen ve hakim tarafından onaylanan protokol doğrultusunda kesinleşen anlaşmalı boşanma davasından 5 yıl sonra açılan eldeki davada, boşanma kararı sonrasında, öncesine nazaran davacının ekonomik durumunda, anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilmiş olan ortak çocukların aylık 600'er Euro olan eğitim giderlerini yerine getirmesini engelleyecek şekilde öngörülemez veya katlanılamaz nitelikte olağanüstü bir değişiklik meydana geldiği ve edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğunun kabulünü gerektirecek gelişmeler yaşandığının davacı tarafından ispat edilemediği, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön görülmediği gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 29.01.2014 tarihinde boşandıklarını, boşanma ilamı ile davalı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk ve velayeti davalıya bırakılan müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davalının sigortalı bir işte çalıştığını, gelirinin olduğunu, müşterek çocuk...in de evlendiğini belirterek, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2014/1130 esas sayılı dosyası ile sonradan anlaşmalı boşanmaya ilişkin protokol sunarak anlaşmalı boşandıklarını, davacı tarafın müsterek çocuk için 600 TL tedbir ve iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiğini, aradan geçen zaman içerisinde paranın değerinin enflasyon karşısında ezildiğini, davacının 2014 yılında 890 TL ücret alırken kendi hür iradesi ile 600 TL iştirak nafakası ödemeyi kabul etmesi buna rağmen 2017 yılında nafakanın azaltılmasını talep etmesinin hakkaniyet ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, taraflar anlaşmalı boşanırken müvekkilinin boşanmanın ferisi niteliğindeki tüm maddi taleplerinden vazgeçtiğini, sadece eşinin müşterek çocuğun bakım ve iaşesine katkıda bulunmasını talep ettiğini, müşterek çocuğun büyüdüğünü ve ihtiyaçlarının arttığını, müvekkil aleyhine açılan haksız mesnetsiz ve hakkaniyet ilkelerine aykırı işbu davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
Mahkemece; davacı babanın velayeti annede bulunan ortak çocuk 09.09.2011 doğumlu ... ile kişisel ilişkisinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının azaltılması davasında, baba ile ortak çocuk arasında daha önce düzenlenen kişisel ilişkinin artırılmasına ve ortak çocuk yararına daha önce hükmedilen aylık 600,00 TL iştirak nafakasının "davalı annenin tarafların boşanmalarından sonra düzenli gelir getiren bir işe girdiği ve davacı baba ile denk miktarda gelir elde ettiği" gerekçesiyle aylık 400,00 TL ye indirilmesine ve belirlenen nafakaya her yıl ... oranında artırım yapılmasına karar verilmiş, davalı tarafından temyiz edilen hüküm Dairemizin 11.07.2017 gün ve E.2017/1111-K.2017/8755 sayılı ilamıyla "Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, 12.07.2013 tarihinden davanın açıldığı 01.12,2015 tarihine kadar iştirak nafakasının azaltılmasını gerektirir koşulların oluşmadığı bu sebeple davacı baba tarafından açılan iştirak nafakasının azaltılması davasının reddi gerektiği" gerekçesiyle hüküm...
Davacı, boşanma davasındaki beyanında da "...boşanmanın mali ve sosyal sonuçları ile fer’i hükümleri hakkında düzenlemiş olduğumuz protokolü tekrarlayarak boşanmalarına ve bu protokolün tasdikine karar verilmesini talep ettiğini, protokolün 4.maddesindeki 30.000 TL'lik tazminatı vekilinin aldığını, kendisine vereceğini, evden çeyiz eşyalarını aldığını, başkaca eşya talebi olmadığını..." beyan etmiştir. O halde mahkemece; tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri, özellikle davacının boşanma davasındaki beyanı ve boşanma protokolü hükümlerine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur....
Tarafların serbest iradeleri ile belirlenen ve hakim tarafından onaylanan protokol doğrultusunda kesinleşen anlaşmalı boşanma davasından 2 ay sonra açılan eldeki davada, boşanma kararı sonrasında, öncesine nazaran davacının ekonomik durumunda, anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilmiş olan yoksulluk nafakasının ödemesini engelleyecek şekilde öngörülemez veya katlanılamaz nitelikte olağanüstü değişiklik meydana geldiği, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğunun kabulünü gerektirecek gelişmeler yaşandığının davacı tarafından iddia ve ispat edilemediği gibi, sırf davalının eldeki dava açılmadan önce SGK'lı çalışmaya başladığı, kendisine 2+1 ev aldığı iddiaların da nafakanın kaldırılması veya indirilmesi için yeterli olmayacağı açıktır....
Tarafların serbest iradeleri ile belirlenen ve hakim tarafından onaylanan protokol doğrultusunda kesinleşen anlaşmalı boşanma davasından 2 ay sonra açılan eldeki davada, boşanma kararı sonrasında, öncesine nazaran davacının ekonomik durumunda, anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilmiş olan yoksulluk nafakasının ödemesini engelleyecek şekilde öngörülemez veya katlanılamaz nitelikte olağanüstü değişiklik meydana geldiği, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğunun kabulünü gerektirecek gelişmeler yaşandığının davacı tarafından iddia ve ispat edilemediği gibi, sırf davalının eldeki dava açılmadan önce SGK'lı çalışmaya başladığı, kendisine 2+1 ev aldığı iddiaların da nafakanın kaldırılması veya indirilmesi için yeterli olmayacağı açıktır....
GEREKÇE;Dava,erkeğin davasında iştirak nafakasının indirilmesi,kadının birleşen davasında iştirak nafakasının artırılması talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....