Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalının ve müşterek çocukların ihtiyaçları, davacının ödeme gücü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı eş yönünden yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, müşterek çocuklar Ceren ile Ceyda adına hükmedilen ayrı ayrı 200,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık ayrı ayrı 100,00 TL ye düşürülmesine karar verilmiş, hüküm iştirak nafakasının indirilmesi nedeniyle davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Aile Mahkemesi'nin 24/02/2017 tarih, 2017/135 Esas ve 2017/157 Karar sayılı ilamı ile TMK.nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşandığı kararın 01/03/2017 tarihinde kesinleştiği ilgili karar kapsamında müşterek çocuk yararına 3.000- TL iştirak nafakasının karar altına alındığı Boşanma ilamı sonrasında davacı tarafından velayetin ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin Uşak 1. Aile Mahkemesi'nin 19/06/2018 tarih, 2017/490 Esas ve 2018/410 Karar sayılı ilamı ile ret edildiği ve kararın 22/02/2019 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten sonra velayet hakkının kaldırılmasına ilişkin yeni bir davanın açıldığı, Uşak 2....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, boşanma protokolü ile davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve diğer kazanımlarına karşın kadının şirket hisselerini erkeğe devrettiği, erkeğin nafaka miktarını ve artış oranını kabul ettiği, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aradan geçen kısa süre içerisinde mali durumunun yoksulluk nafakasını ödeyemeyecek kadar bozulduğunu ya da hakkaniyetin bunu gerektirdiğini ya da davalının anlaşmalı boşanma protokolü ile kararlaştırılanlar dışında mali gücünün olağanüstü derecede arttığını ispat edemediği, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilecek olup dava tarihi itibariyle ÜFE ve TÜFE oranlarında katlanılamaz bir artış olmadığı gibi yasal istinaf süresinden sonra ibraz edilen 10.11.2022 tarihli dilekçenin istinaf incelemesi sırasında dikkate alınamayacağı, dolayısıyla davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da azaltılmasına ilişkin bu istemin...
Dava; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, terditli olarak indirilmesi, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının ise azaltılması istemine ilişkindir. Davacı erkek dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, bunun mümkün olmaması halinde indirilmesini, iştirak nafakasının ise indirilerek aylık 1.800,00 TL olarak belirlenmesini talep etmiştir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davacı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi talepleri nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi, yargılama sırasında da 16/03/2020 tarihinde 162,04 TL tamamlama harcı yatırıldığı görülmektedir. Davacının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği yoksulluk nafakası miktarı, ÜFE artışları sonucu dava tarihi itibariyle aylık 10.754,14 TL olmaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, bu istem kabul görmez ise miktarının indirilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilerek nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Aynı kanunun 176/3 maddesinde yoksulluk nafakasının; nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birisinin ölümü halinde kendiliğinden; nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde de mahkeme kararı ile kaldırılacağı hükme bağlanmıştır....
İştirak nafakasının 2.000TL olarak hükmedildiği 20.04.2010 tarihindeki tarafların ekonomik durumu ile bu davanın açıldığı 10.08.2011 tarihindeki durumları arasında farklılık olması ve çocuğun ihtiyaçlarında bir azalma bulunması halinde iştirak nafakasının indirilmesine karar verilebilir. Bu itibarla, mahkemece; tarafların mali durum araştırmasında boşanma davasındaki tarafların mali durumu ile bu davanın açıldığı tarihteki durumları arasında farklılık olmadığı ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarında azalma meydana geldiği de ispatlanamadığı nazara alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararı temyiz eden davalı aleyhine olacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasında boşanma kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocukları lehine 1.000,00'er TL iştirak nafakası,1000,00- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 17.12.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır....
Tarafların serbest iradeleri ile belirlenen ve hakim tarafından onaylanan protokol doğrultusunda kesinleşen anlaşmalı boşanma davasından 1 yıldan daha az bir zaman geçtikten sonra açılan eldeki davada, boşanma kararı sonrasında, öncesine nazaran davacının ekonomik durumunda, anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilmiş olan iştirak nafakalarını ödemesini engelleyecek şekilde öngörülemez veya katlanılamaz nitelikte olağanüstü değişiklik meydana geldiği, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğunun kabulünü gerektirecek gelişmeler yaşandığının davacı tarafından ispat edilemediği gibi, sırf çocuklara daha iyi imkanlarda bakabilmek için yeni bir ev almak ve onların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak istediğine ilişkin iddiaların da nafakaların indirilmesi için yeterli olmayacağı açıktır....
Mahkemece; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını,boşanma kararı ile davalının küçüğün eğitim ve öğretim masrafları için davacıya 156.000 TL tutarında para bıraktığı ,boşanma dosyasında düzenlenen protokol gereğince tarafların birbirlerinden her ne suretle olursa olsun nafaka talebinde bulunmayacaklarının kararlaştırıldığı,aradan geçen sürede davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir kötüleşme ve davalının ekonomik durumunda olağanüstü bir artış da olmadığı , boşanma dosyasında düzenlenen protokolün 4.maddesinin iştirak nafakasının toplu ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafından protokolün 4.maddesi gereğince toplu olarak yatırılan nafaka miktarının faiz getirisinin enflasyon götürüsünü karşılayabilecek miktarda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir....
ileri sürerek; yoksulluk ve iştirak nafakalarının 100'er TL ye indirilmesini talep etmiştir....