AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2021 NUMARASI : 2020/662 E 2021/13 K DAVA KONUSU : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, Yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi talebine ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; tarafların Mersin 1....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2014 NUMARASI : 2013/646-2014/484 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının indirilmesi ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda davacı-karşı davalının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi ile iştirak nafakasının indirilmesi talebinin kabulüne, davalı-karşı davacının davasının reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı vekili, dava dilekçesinde, davalının boşanma davasından sonra, SSK'lı işe başladığını, gelir elde ettiğini, kendisinin ise işten çıktığını hiç bir gelirinin olmadığını belirterek, aylık 500 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, aylık 250 TL olan iştirak nafakasının düşürülmesini talep etmiştir....
İstinaf incelemesine konu davanın, boşanma davasından 9 ay sonra açılması, tanık beyanları ile davacının anlaşmalı boşanma sırasında da ekonomik durumunun aynı olduğunun anlaşılması ve borca batık halde iken protokol şartlarını kabul etmesi, davacının sadece boşanmayı sağlayabilmek adına ödeyemeyeceği bir nafaka miktarını kabul edip, boşanma kararından kısa süre sonra nafakanın kaldırılması yada indirilmesini talep etmesinin hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış ve davacı tarafın ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir....
Sonuç olarak; Duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgelere göre, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında olağanüstü bir değişiklik olmadığı, anlaşmalı boşanma protokolü ile kararlaştırılan iştirak nafakasının indirilmesi ve eğitim giderlerinin yeniden düzenlenmesini gerektirir olağanüstü koşullarının ispat edilemediği, kaldı ki çocuğun reşit olması ile iştirak nafakasının ve eğitim giderlerine ilişkin borcun son bulduğu anlaşılmakla; Davacı erkeğin tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalı kadının istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
cevap dilekçesinde özetle; nafaka ve artış oranının boşanma davası esnasında anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda belirlendiğini, ciddi sağlık sorunları yaşadığını, davacının bir şirkette genel müdür olarak çalıştığını, davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması isteminin reddine, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin kısmen kabulü ile ... 5.Aile Mahkemesinin 30/12/2018 tarihli ve 2008/746 E sayılı anlaşmalı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına protokoldeki gibi kararlaştırılan aylık 2500,00 TL nafakanın, o karardaki artış oranı ile birlikte ,dava tarihi itibariyle ulaştığı aylık 5026,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 1026,00 TL indirilerek aylık 4000,00TL ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine, belirlenen nafakanın artış oranının kaldırılması isteğinin kısmen kabulü ile bu nafakanın her yıl tahakkuk...
(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk iştirak nafakasının kaldırılması-indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, eş için 700,00 TL olan yoksulluk nafakasının ve çocukları için 300,00 TL olan iştirak nafakasının kaldırılması istenilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası 600,00 TL'ye; iştirak nafakaları ise 250,00'şer TL'ye indirilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava dosya içeriğine ve dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın reddi gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin geçim şartları, paranın satın alma gücü, müşterek çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetildiğinde, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi şartlarının oluşmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kararvermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin İskenderun 2....
Bu durumda, boşanma kararından sonra davacının mal varlığında ve gelirinde katlanılmaz ve öngörülmez bir azalma olmadığı gibi davalının gelirinde ve mal varlığında da bir artış olmadığı, boşanma sırasında 5,5 yaşında olan çocuğun bu dava tarihinde 10 yaşını bitirdiği, özel ilgi, bakım ve eğitim gerektiren sağlık sorunları bulunduğu, eğitim ve diğer ihtiyaçlarının arttığı, her ne kadar davacının yeniden evlenmesi ve çocuk sahibi olması nedeniyle iştirak nafakasının azaltılması talep edilmiş ise de yeniden evlenme olgusu iradi bir tercih olup sözleşmenin uyarlanmasını gerektirir nitelikte, öngörülmesi mümkün olmayan bir sebep olmadığı, iradi olarak yapılan seçimlerin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlara başkalarının katlanmasını beklemenin hakkaniyet ilkesine uygun düşmeyeceği, kişinin kendi (kusurlu) eylemlerine bağlı olarak hak elde edemeyeceği, dolayısıyla davacının ileri sürdüğü gerekçenin iştirak nafakasının yeniden düzenlenmesi için bir sebep oluşturmayacağı, protokol ile belirlenen...
Aile Mahkemesinin 2015/330 esas ve 2016/183 karar sayılı ilamı ile davalı lehine hükmedilen aylık 800,00 USD yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, anlaşmalı boşanma neticesinde hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı ve davalı yaptıkları protokol ile Antalya 3. Aile Mahkemesinin 2015/330 esas ve 2016/183 karar sayılı ilamı ile TMK'nın 166/3 madde hükmü gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Taraflar, kanunun emredici nitelikte olan kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK m.19). Aynı zamanda sözleşmenin tarafları, ifanın her yıl ne miktarda ve ne şekilde bir artışla yapılacağını da kararlaştırabilirler....
etmesi gerektiği gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirimi taleplerinin reddiyle yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 09.10.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 1623,85 TL olarak tespitine, iştirak nafakasının dava tarihi olan 09.10.2010 tarihi itibariyle 941 TL olarak belirlenmesine ve müktarlar üzerinden devamına gelecek yıllardaki ekim ayından itibaren nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, boşanma ilamı ve protokolünde belirtilen ayrıca 200 TL artış oranının iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki delillere ve kurulan hükme göre iştirak nafakasına dair kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olup, iştirak nafakası yönünden kurulan hükmün ONANMASINA,Yoksulluk nafakası üzerinden temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;176/4. maddesinde, tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azalatılmasına karar verilebilir hükmü getirilmiştir....