TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme; "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir," şeklindedir.TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak, ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle, takdiri gerekir.Yukarıda bahsedilen kanun hükümleri gereğince, iştirak nafakasına ilk kez hükmedilen 2004 tarihinden, dava tarihine (25.04.2007) kadar geçen sürede ekonomik göstergelerdeki değişikler yanında çocuğun ihtiyaçlarının da arttığı gözetilerek, hakkaniyete uygun bir miktarda iştirak nafakası artışına karar verilmesi gerekmektedir.O...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte, tarafların müşterek çocukları Semiha ve Yusuf için takdir edilen 250,00'şer TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 260,00'ar TL'ye çıkarılmasına ve davalıdan irad şeklinde ay be ay alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kısmen kabulü ile 200TL olan iştirak nafakasının 350TL arttırılarak aylık 550TL çıkarılmasına, nafakanın TÜFE oranında artış uygulanmasına karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; İştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı; davacı taraf; hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden, davalı taraf; hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
Hal böyle olunca; mahkemece, iştirak ve yoksulluk nafakasının en son artırımına karar verildiği tarih araştırılıp, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakaların niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alınarak,mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Yoksulluk nafakasının ise nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirine yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir....
, aylık 365TL olan iştirak nafakasının 235TL artırımı ile aylık 600TL’ye çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2015 NUMARASI : 2014/818-2015/30 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında boşandıklarını, boşanma sonucu velayeti davacıya verilen müşterek çocuk O. K. için aylık 100 TL olarak hükmedilen iştirak nafakasının 2010 yılında açılan son nafaka artırım davası neticesinde aylık 450 TL'ye yükseltildiğini, aradan geçen süre, müşterek çocuğun büyümesi, eğitim vb. giderleri olması, davacı ve davalının doktor olup, davalının gelirinin davacıya göre daha fazla olduğunu belirterek, aylık 450 TL olan iştirak nafakasının 550 TL artışla aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece; davalı babanın tespit edilen gelir durumu nazara alındığında, daha önce boşanma neticesinde belirlenen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davacının iştirak nafakası arttırım talebinin reddine, hükmolunan 250'şer TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere her yıl TEFE oranında artırılmasına karar verilmiş; kararı davacı temyiz etmiştir. TMK' nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda, velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. TMK 331.maddesinde ise, "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" hükmü getirilmiştir. Somut olayda, davalının lise müdürü olup 2.600, 00 TL aylık gelirinin bulunduğu, 300 TL kira ödediği, yalnız yaşadığı; davacının ise, G..Ö..E..ve R.....
K. için aylık 300,00 TL iştirak nafakasının davalı babadan tahsili ile velayeten davacı anneye verilmesine karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” yine 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak ne var ki, hükmün 1. fıkrasında; davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk Y....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davacının geliri olmadığı müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, nafaka yükümlüsünün (davalı eşin) gelir durumu nazara alındığında, daha önceden hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu kanaatine varılarak, davacının açtığı iştirak nafakasının arttırımı davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 150 TL arttırım yapılarak aylık iştirak nafakasının aylık 250 TL'ye çıkartılmasına ve her ay davalıdan alınarak müşterek çocuğa velayeten davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece takdir edilen nafaka miktarının az olması yönünden Dairemizce duruşma açılarak, yerel mahkeme kararının kaldırılıp, dosyanın yeniden değerlendirilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, tarafların müşterek çocuğu Kaan için belirlenen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren iaşe ve eğitim masraflarında kullanılmak üzere aylık 15.000,00 TL'ye indirilmesine, nafaka miktarının her yıl nisan ayında TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında arttırılmasına, iştirak nafakası iaşe ve eğitim masraflarına karşılık olarak belirlendiğinden davacı vekilinin çocuğun eğitim masraflarının davacı tarafça direkt kuruma ödenmesine ilişkin talebi konusunda karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili eksik inceleme ile karar verildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu beyanla kabul edilen kısım yönünden istinaf isteminde bulunmuştur B....