Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddede, borcunu zamanında ödemeyen borçlunun ihtara gerek olmadan temerrüde düşmesi ve alacaklının faize hak kazanması öngörülmüştür. Ancak söz konusu hüküm mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup, satış sözleşmelerinde uygulanması mümkün değildir.Temerrüt faizine hükmedilmesi için davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. VUK'un 230. maddesinde fatura içeriği belirtilmiş olup, faturada bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle, kararlaştırılan kesin vade olarak kabulü mümkün değildir. Somut olayda vade farkına ilişkin bir sözleşme hükmü veya teamül bulunmadığı gibi, davacının temerrüt ihtarı da bulunmadığından, davacının vade farkı, işlemiş faiz talep etmesi mümkün değildir.İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olup, icra takibi de 32.604,62-TL asıl alacak ve 8,04-TL işlemiş faiz üzerinden başlatılmış olmakla, takipte talep edilmeyen vade farkının itirazın iptali davasında talebi de mümkün değildir....

    Davalı vekili, aleyhlerinde yapılan icra takibi üzerine süresi içinde 6.714 TL asıl alacağın davacı tarafa ödendiğini, işlemiş faize itiraz edildiğini, davacıların, feri alacağa dayanak gösterdiği ... 21.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/730 esas sayılı dosyasında davanın ... Sigorta A.Ş yönünden atiye terk edildiğini ve hakkında hüküm kurulmadığını, ... Sigorta A.Ş'nin iflas ettiğini, ... Sigortası Hesabına devrinin söz konusu olmadığını, temerrüde düşürülmediklerini, bu nedenle işlemiş faizden sorumlu olmadıklarını, inkar tazminatının şartlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emri ekinde çek suretlerinin tebliğ edilmediğini, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, tebliğ edilen ödeme emrinde “Hemen Öderseniz” şeklinde yeni bir hesaplama yapıldığını, Kanun ve yönetmelikte yer almayan hususun ödeme emrinde yer almasının ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini, takipte talep edilen faize, faiz oranındaki muğlaklığa itiraz ettiklerini, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesinin talep edilmesi gerektiğini ileri sürerek Faize, faiz oranına ve faiz miktarına itiraz nedeniyle ödeme emrinin iptaline, İİK. Ve yönetmeliğinde yer almayan hususların ödeme emrinde yer alması nedeniyle ödeme emrinin iptaline, takip dayanağı belgenin tebliğ edilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "......

      Davacılar dava dilekçesinde, imzaya itirazlarının yanı sıra borca, işlemiş faize ve faiz oranına da itiraz etmişlerdir. 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca; yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır. Hesaplamada dikkate alınması gereken oranlar bankalarca Merkez Bankasına uygulanacağı bildirilen oranlar olmayıp fiilen uygulanan oranlardır....

      Sayılı dosyası ile davalıya 26.06.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş olup, davalı fatura bedelinin ödenmesi ile ilgili ihtar olmaması gerekçesi ile miktarının açıkça belirtilmeksizin borcun fer'ilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmiş olduğunu ve icra takibini haksız ve mesnetsiz olarak durdurmuş olunduğunu,İ.İ.K. md. 62/4: Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesinin lazım olduğunu, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılacağının hükmünün açık olduğunu, Borçlunun kısmen borca itiraz dilekçesinde borcun ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmekle yetinip, itiraz ettiği kısım için ayrıca ve açıkça herhangi bir miktar belirtmemiş olduğunu, İ.İ.K....

      Sayılı dosyası ile davalıya 26.06.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş olup, davalı fatura bedelinin ödenmesi ile ilgili ihtar olmaması gerekçesi ile miktarının açıkça belirtilmeksizin borcun fer'ilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmiş olduğunu ve icra takibini haksız ve mesnetsiz olarak durdurmuş olunduğunu,İ.İ.K. md. 62/4: Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesinin lazım olduğunu, aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılacağının hükmünün açık olduğunu, Borçlunun kısmen borca itiraz dilekçesinde borcun ferilerine, faize ve faiz oranına itiraz etmekle yetinip, itiraz ettiği kısım için ayrıca ve açıkça herhangi bir miktar belirtmemiş olduğunu, İ.İ.K....

        Mahkemece, davacının iş bu faturalara konu alacağı yönünden davalıyı temerrüte düşüren bir ihtarı olup olmadığı araştırılarak, böyle bir ihtarın bulunmaması halinde takip tarihinin davalının temerrüt tarihi olarak esas alınması suretiyle işlemiş faiz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, fatura tarihleri esas alınarak temerrüt faizi hesabı yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve işlemiş faize hükmedilmesi doğru görülmediği gibi, davacının takip talebindeki işlemiş faiz miktarı 740,38 TL. olduğu halde HMK.nun 26. maddesine aykırı davranılmak suretiyle, talep aşılacak şekilde 1.427,39 TL. işlemiş faize hükmedilmesinde de isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı yanın diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı banka giriştiği icra takibinde 171.163.68 TL. asıl alacak, 55.726.94 TL. temerrüt faizi, 2.786.32 TL. faizin %5 gider vergisi, 399.17 TL. masraf, 723.84 TL. muacceliyete kadar işlemiş akdi faiz olmak üzere toplam 230.799.95 TL. asıl alacağa %126 temerrüt faizi ve faize gider vergisi uygulanmasını, bankaca verilen ve iade edilmeyen 11 adet çekin garanti toplamı 5.170.TL.’nin nakdi teminat olarak depo edilmesini talep etmiştir. Takibe yönelik olarak davalı vekili itiraz dilekçesinde ilamsız takibe ilişkin olarak “ faiz oranı ile işlemiş faize miktarına ve tüm fer’ilerine itiraz ediyoruz.” demek suretiyle kısmi itirazda bulunmuştur....

            Şti. ile ... vekili,davacı bankanın davalılar hakkında icra takibi başlattığını, başlatılan takipte asıl alacağa, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini, istenilen %80 faiz oranının dayanağının olmadığını, asıl alacak miktarının 3.594.718,70 TL iken işlemiş faiz miktarının asıl alacaktan daha fazla hesaplandığını,hem reeskont avans faiz oranının %15 oluşu hem de faizin asıl alacağı kısa bir zamanda geçmesi karşısında faizin ve faiz oranının fahiş olduğunu,imzalanan genel kredi sözleşmelerinin matbu evraklar olduğunu ve tarafların karşılıklı görüşmeleri sonucu oluşturulmadığını belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine %40'tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davacı bankanın davalılardan takip tarihi itibariyle itirazsız kesinleşen asıl alacak 3.594.798,70 TL dahil olmak üzere davalı asıl borçlu ... İnş....

              Davacının, hak edişlere itiraz etmediği sabit olmasına rağmen, bu durumun prim avantaj kanunundan kaynaklandığı, buna ihtirazi kaydın mümkün bulunmamasına göre, asıl alacağı talep edebilecek ise de, bu asıl alacakla ilgili olarak davalıyı usulüne uygun temerrüde düşürmemiştir. Bu nedenle, davacının hakediş tarihinden değil, icra takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceği nazara alınarak davacının işlemiş faize ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle işlemiş faize ilişkin talebin kabulü hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu