Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TL asıl alacak, 460,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam ....995,... TL'nin ödenmesini talep etmiş, davalı borçlu itirazında alacaklı tarafa makbuz mukabili ....000,00 TL ödeme yaptığını, işlemiş 460,94 TL faize de itiraz ettiğini beyan etmiştir. İtiraz üzerine takip durduğundan davacı yasal süre içinde itirazın iptâli davası açmış, dava dilekçesinde harca esas değer olarak ....000,00 TL göstermiştir. İtiraz üzerine duran takip nedeniyle ....000,00 TL üzerinden itirazın iptâli davası açılmış iken davanın bu miktar üzerinden kabulü ile %40 icra inkâr tazminatına da bu miktar üzerinden hükmedilmesi, işlemiş faiz talebinin ise reddi gerekirken davacının talebi aşılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

    Bu durumda Mahkemece; önce davacı tarafa, işlemiş faize ilişkin eksik harç tamamlattırılıp, davalının faize de itiraz ettiği gözetilerek işlemiş faiz tutarı belirlenerek işlemiş faiz alacağı yönünden de itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenler ile davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      -YTL işlemiş faize ilişkin icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin kabul edilen miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı, ödeme iddiasında bulunup, buna ilişkin çek tevdi bordrosu ibraz etmiştir. Ödeme borcu sona erdiren işlemlerden olduğundan mahkemece bu ödeme belgesi üzerinde durulup, inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bunun gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalının temerrüde düştüğü araştırılıp, kanıtlanmadan işlemiş faize karar verilmesi ve kabul şekli itibariyle BK.nun 104/son.maddesine aykırı şekilde faize faiz yürütülmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı vekili, davacının daha önce müvekkili hakkında 3.250,00 TL. asıl alacak ve %10 işlemiş faiz miktarı 3.682,00 TL. olmak üzere toplam 6.932,00 TL. alacak için takip başlattığını, işlemiş ve aylık %10 işleyecek faiz talebine itiraz ettiklerini ancak bakiyesi ve takip masrafları ile birlikte 3.677,00 TL'sini 29.03.2006 tarihinde dosyaya ödediklerini, davacının bu parayı itirazi kayıt ileri sürmeden aldığını, aidat borcunun tamamı bu şekilde ödendiğinden aidat borcu kalmadığını, davacının talebi faize ilişkin ise müvekkilinin temmerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz talep hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan 6.383,50 TL. faiz alacağı bulunduğu, davanın bu alacağa ilişkin olduğu, faize faiz talep edilse de faize faiz işletilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 6.383,50 TL. nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

          Davalı vekili tarafından 11.02.2014 tarihli itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve işlemiş faiz tutarına itiraz edilmiş ve davacı tarafça da bu itirazlar dava konusu yapılmış olmasına rağmen, asıl alacağa ilişkin itiraz varmış gibi değerlendirilerek asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı borçlu icra takibine hem asıl alacak, hem de faiz yönünden itiraz etmiş olduğu halde, mahkemece sadece faize itiraz edilmiş gibi değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2019/125872 Esas sayılı takip dosyası ile alacaklısı T3 görünen dosyadan askerde olduğu dönemde ev adresine tebligat yapılarak ödeme emrinin usulsüz olarak muhtara tebliğ edildiğini, bu nedenlerden dolayı şikayetin kabulü ile usulsüz tebligat nedeni ile takibin iptaline ve ödeme emrinin iptaline, usulsüz tebligat nedeni ile icra dosyasının öğrenme tarihi olan 09/09/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilerek gecikmiş itirazın kabulüne, yetkiye takip konusu borcun tamamına, icra takibine, işlemiş faize, işleyecek faize, faiz oranına, ferilerine ve ödeme emrine itiraz ederek takibin...

              DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; takip konusu bonoyu cirolayarak şirketin kredi borcuna teminat olmak üzere alacaklı bankaya teslim ettiğini, çekte ve bonoda rehin cirosunun caiz olmadığını, alacaklı bankanın, takibe konu çeki teminat amacıyla aldığını, alacaklı bankanın yetkili hamil olmadığını, işlemiş faize tekrar faiz işletilemeyeceğini, işlemiş faize ve faize tekrar faiz işletilmesine itiraz ettiklerini, takip tarihinden sonra işletilecek faiz oranının da yasaya aykırı ve fahiş olduğunu, kredi borçlusu Takış Gıda Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi tarafından Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/661 E. numaralı davası ile konkordato başvurusunda bulunulduğunu ve 16.10.2019 tarihinde verilen tedbir kararı ile şirket aleyhine icra takibi başlatılamaması, yapılmış olan takiplerin de durdurulması ve ihtiyati haciz işlemlerinin uygulanmaması yönünde tedbir kararı verildiğini, asıl borçlu şirket ve kefil kişi arasında bulunan zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle, takip kefil kişiye...

                . - K A R A R - Davacı 07.08.2009 tarihinde davalı hakkında yaptığı icra takibinde 06.06.2007 tarihli faturadan bakiye alacak 6.442.53 TL asıl alacak 3.693.42 TL işlemiş faizi olmak üzere 10.135.95 TL'sinin tahsilini istemiş, davalı asıl alacak kısmını kabul ederek temerrüt oluşmadığı için işlemiş faiz kısmına itiraz etmiştir. Dava itiraz edilen işlemiş faizi alacağına yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili 06.06.2007 tarihli faturanın kısmen ödendiğini, kısmi ödeme tarihi ile alacağın muaccel olduğu, davalının temerrüde düştüğünü bu tarihten itibaren temerrüt faizi istenebileceğini itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptalini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili asıl alacağı kabul ettiklerini, müvekkilinin takip öncesi temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

                  Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15.960,50 TL asıl alacak, 1.894,12 işlemiş yıllık faiz, 340,34 TL işlemiş faizin KDV'si, 132,35 TL işlemiş faizin ÖİV'si olmak üzere toplam 18.327,31 TL alacağın tahsili istemiyle 13/07/2018 tarihinde örnek 7 nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 18/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirketin 20/07/2018 tarihinde borca ve yetkiye, faize ve borcun tüm fer'ilerine itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu görülmüştür. Davalı ile davacı arasında, ... Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi" imzalandığı, davalının sözleşmeye herhangi bir itirazının bulunmadığı ancak icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, sözleşmelerde yetki kaydı bulunduğu ve İstanbul İcra dairelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalının yetki itirazı yerinde değildir....

                    UYAP Entegrasyonu