WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TL'ye tekabül ettiği ve prim ücretinin ödendiği davalı tarafından kanıtlanamadığından davacının prim alacağı hakkı olduğu, harcırah verildiği kanıtlanamadığından talebin reddine karar verildiği, ücretin ödendiği ispat külfeti davalıda olup buna ilişkin kanıt sunulmadığı, davacının ücretinin prim kısmı prim alacağı olarak tahsiline karar verildiğinden asgari ücret kısmı için son iki aylık net 2.901,82 TL alacak hakkı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

İşyerinde çalışılan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin prim talep hakkı vardır. Prim uygulaması, bireysel ya da toplu sözleşmeleri ile de kararlaştırılabilir. İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa da işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesi işyeri şartını oluşturur. Her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılması mümkün olmaz. Prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklik, 4857 sayılı İş Kanununun 22. maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir. (Yargıtay 9. HD. 22.1.2009 gün 2007/ 34717 E, 2009/ 638 K.). Toplu sözleşmesi ile öngörülen pirimler yönünden değişiklik ise, işçinin bireysel feragati ile dahi geçerli değildir....

Hükme esas alınan 18.12.2007 tarihli bilirkişi Kurulu raporunda ise belirlenen % 9 işçilik oranına, kurum işlemine yapılan itiraza rağmen, % 25 indirim uygulanarak sonuca ulaşılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 02.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınır. …” hükmüne yer verilmiş, 29. maddenin “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır....

      Davacı Ekim 2011 tarihine kadar kısmen ödenen, bu tarihten sonra ise hiç ödenmeyen prim alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Bu durumda, 11/11/2010 tarihli sözleşmenin uygulama süresi ile sınırlı olarak anılan sözleşmede prime ilişkin yapılan düzenlemeler gözetilerek davacının hak kazandığı halde ödenmeyen(eksik ödenen) prim alacağı bulunup bulunmadığının denetime açık şekilde belirlenmesi gereklidir.Talebin yalnız Ekim 2011 sonrasına ilişkin olduğu gerekçesi ile anılan alacağın reddedilmesi hatalıdır....

        Somut uyuşmazlıkta; davacının işyerinde çalıştığı dönemlerde yapılan satış miktarlarına bağlı olarak değişen miktarlarda prim aldığı dikkate alındığında, yukarıdaki ilke kararımızda belirtildiği üzere fazla çalışma hesabında sadece % 50 zamlı kısmın hesaplanması ve prim ödemesinin mahsup edilmemesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan fazla mesai ücretinin % 150 olarak hesaplanması ve belirlenen bedelden prim ödemesinin mahsup edilmesi hatalıdır. Mahkemece yukarıdaki bozma doğrultusunda davacının fazla çalışmasının % 50 zamlı kısmın hesaplanması ve prim ödemesinin mahsup edilmeksizin hesap raporu aldırılarak belirlenmesi yapılmalı, bozma öncesi kararda primler mahsup edilerek karar verildiğinden ve bu kararı davacı temyiz etmediğinden davalı yararına oluşan usuli müktesep hakka da riayet olunarak karar verilmelidir....

          İşyerinde çalışılan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin prim talep hakkı vardır. Prim uygulaması, bireysel ya da toplu sözleşmeleri ile de kararlaştırılabilir. İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa da işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesi işyeri şartını oluşturur. Her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılması mümkün olmaz. Prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklik, 4857 sayılı İş Kanununun 22. maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir. (Yargıtay 9. HD. 22.1.2009 gün 2007/ 34717 E, 2009/ 638 K.). Toplu sözleşmesi ile öngörülen pirimler yönünden değişiklik ise, işçinin bireysel feragati ile dahi geçerli değildir....

          Mahkemece tanık sayısının gerekçe gösterilmeden ve açıkça davacı tarafından vazgeçilmeden sınırlanması ve itiraza rağmen dinlenilmemesi ayrıca davalı işyerinin defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmaması iddianın ispatının kısıtlanması sonucunu doğurur. Davacının tanıkları dinlenilmeden, davalı ticari defterleri incelenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir....

            tan alınan beş mühendislik işi yapılması sırasında asgari sigorta primleri hesabına esas tutulacak kazançlar tutarı altında bildirimde bulunulduğu tespit edilerek, ek prim ve gecikme cezası tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, hükme esas alınan 18.07.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, eksik işçiliğin dayanağı olan müfettiş incelemesinin gerekçesiz olduğu, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre gerekli sigortalı sayısının ortaya konmamış, asgari işçilik belirlemenin koşullarını oluşturan sigortalı sayısı, prim ödeme gün sayısı ve prime esas kazancın olması gerekenin altında kaldığı hususunun kanıtlanamamış olduğu belirtilmiş ise de, anılan bilirkişi raporu da uyuşmazlık konusu eksik işçiliğin mevcut olup olmadığına ilişkin ayrıntılı veri, hesap, inceleme ve gerekçe içermemekte, böylece denetime elverişsiz ve yetersiz bir şekilde bildirilen görüş soyut düzeyde kalmaktadır....

              Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usûllerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. …” hükmüne yer verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu