K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 25.01.2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahibi olan eşinin maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır....
Davacının ölüm aylığı istemi yönünden ise, 1479 sayılı Yasa'nın 43. maddesinde, sigortalının ölümde hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıkların, ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından başlayacağı hükmü öngörülmüş; aynı yasanın 41. maddesinde “...sigorta primi ödemiş olan...” sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı belirtilmiş ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32/2-a Maddesinde; “... 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.” hükmü getirilmiştir. ./. -2- Somut olayda, 23.03.2006 tarihinde ölen davacı murisinin, 1.800,00.-TL olan prim borcu 07.04.2009 tarihinde davacı tarafından ödenmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, aksine Kurum işleminin iptali ile 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 01/08/2013 tarihi itibari ile babasından ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine, karar verilmiştir....
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır. I–Ölen sigortalının 67 nci Madde gereğince tespit edilecek aylığının; A)(Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Dul eşine % 50'si, aylık alan çocuğu bulunmayan dul eşine % 75'i, B)(Mülga: 20/3/1985-3168/6 md.)...
İş Mahkemesi'nden verilen 24/06/2015 günlü ve 2014/163-2015/148 sayılı hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı kurumdan, davalının 01.01.1994 tarihli tahsis talep tarihinde 506 sayılı Kanun'a göre bağlanan aylığa esas sigortalılık süreleri ile prim ödeme gün sayılarının tek tek belirlenmesi, 5434 sayılı Kanun'a tabi çalışmaların dahil edilip edilmediğinin tespiti, bu tarihte 5434 sayılı Kanun'a göre de yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanamayacağı, bu tarihte bağlanması mümkün değilse 5434 sayılı Kanun'a göre en erken hangi tarihte tahsis şartlarının oluştuğunun ve aylık miktarının ne kadar olacağının belirlenmesi ile dosyaya eklenmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, davalının temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosyanın gönderilmesinden sonra incelenmesine, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü durumunda ana babaya ölüm geliri bağlanması koşullarının belirlenmesi ile ilgili yasal düzenlemelere baktığımızda; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun hak sahiplerine gelir bağlanılması ile ilgili 20/1. maddesinde, İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17 nci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak bağlanacağı, 34/d maddesinde ise hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25'i oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla...
ın Türk vatandaşı olup, 04.08.1995 tarihinde öldüğü; Türk vatandaşlığından 30.07.1997 tarihinde aldığı belge ile izinle ayrılan hak sahibi davacıya ....ca, Türk-... Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümleri uyarınca sözleşme aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Anılan sözleşme aylığının tam aylığa çevrilmesi ve 3201 sayılı Kanun kapsamındaki murisin yurtdışı sürelerini borçlanma istemini içeren 16.01.2012 günlü davacı istemi üzerine yapılan değerlendirmede davalı Kurum tarafından davacının Türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle borçlanma isteminin kabul edilmediği bildirilmiştir. İş bu davayla davacı, Türk vatandaşı olan murisi sigortalının yurtdışında geçen borçlanmaya esas süreleri hak sahibinin talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....
Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "... kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/04/2018 NUMARASI : 2018/30 E., 2018/281 K....