Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı T3 anlamında sigortalının prim ödemelerinin usulsüz olup olmadığı yönünden bağlayıcı olmadığından, ceza kararına dayanak delillerin, bu dosyada toplanan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....

İş Mahkemesi'nden verilen 24/06/2015 günlü ve 2014/163-2015/148 sayılı hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı kurumdan, davalının 01.01.1994 tarihli tahsis talep tarihinde 506 sayılı Kanun'a göre bağlanan aylığa esas sigortalılık süreleri ile prim ödeme gün sayılarının tek tek belirlenmesi, 5434 sayılı Kanun'a tabi çalışmaların dahil edilip edilmediğinin tespiti, bu tarihte 5434 sayılı Kanun'a göre de yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanamayacağı, bu tarihte bağlanması mümkün değilse 5434 sayılı Kanun'a göre en erken hangi tarihte tahsis şartlarının oluştuğunun ve aylık miktarının ne kadar olacağının belirlenmesi ile dosyaya eklenmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, davalının temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosyanın gönderilmesinden sonra incelenmesine, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Sigortalının ya da kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda, kazası sonucu sürekli işgöremezliğe sigortalının inşaat kalıp işçisi olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden belli olmaktadır....

      Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; zararlandırıcı olayın .... tarafından kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının sürekli göremezlik derecesinin % 13.1 olduğu, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davacı sigortalının % 30 oranında ortak kusuru bulunduğunun belirtildiği, bilirkişi hesap raporunda maddi tazminatın kesinleşen işçilik alacağı davasında hesaplamaya esas alınan aylık 2.000,0 TL ücret üzerinden hesaplandığı anlaşılmaktadır. Kusurun aidiyet ve oranı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur....

        Davacının ölüm aylığı istemi yönünden ise, 1479 sayılı Yasa'nın 43. maddesinde, sigortalının ölümde hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıkların, ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından başlayacağı hükmü öngörülmüş; aynı yasanın 41. maddesinde “...sigorta primi ödemiş olan...” sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı belirtilmiş ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32/2-a Maddesinde; “... 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.” hükmü getirilmiştir. ./. -2- Somut olayda, 23.03.2006 tarihinde ölen davacı murisinin, 1.800,00.-TL olan prim borcu 07.04.2009 tarihinde davacı tarafından ödenmiştir....

          Sigortalının kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü durumunda ana babaya ölüm geliri bağlanması koşullarının belirlenmesi ile ilgili yasal düzenlemelere baktığımızda; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun hak sahiplerine gelir bağlanılması ile ilgili 20/1. maddesinde, İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17 nci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak bağlanacağı, 34/d maddesinde ise hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25'i oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla...

            nun fiili kullanımında olduğu belirtilerek hazine adına tespit edilmiştir.Davacılar kadastro çalışmasında taşınmazın hak sahipliğinin ... adına tespit edildiğini,tespitin iptali ile davalı ile birlikte hak sahipliğinin tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu 134 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki "İş bu taşınmaz fındık bahçesi olarak 1994 yılından beri ... oğlu ...'nun kullanımındadır" ibaresinin iptaline,kadastro tutanağının beyanlar hanesine "İş bu taşınmaz fındık bahçesi olarak 1994 yılından beri ... oğlu ...,... oğlu ...,... oğlu ...'nun kullanımındadır" açıklamasının yazılmasına ve 134 ada 38 parsel sayılı taşınmazın fındık bahçesi niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafınan temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir....

              İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/04/2018 NUMARASI : 2018/30 E., 2018/281 K....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun ve maluliyet aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı, askerlik borçlanmasının kabulüyle maluliyet aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir. Mahkemece davacının 01.10.2010 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir....

                Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "... kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu